"Diyanet kimlere emanet edilmiş?"

Başlatan reis, 03 Ağustos 2006, 00:54:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

müteallim

“Diyanet kimlere emanet edilmiş?” sorusu, Vakit’e ait bir haberin başlığıdır. Kimlere emanet edildiyse belli. Din-Diyanet gibi dinî hizmetler, bakanlık seviyesinde Sayın Mehmet Aydın’a, başkanlık olarak da Ali Bardakoğlu’na emanet.

Bulundukları makam itibariyle bu iki zatın vazifeleri, Müslümanların, dinlerini en iyi şekilde yaşamalarını sağlamaya çalışmaktan ibaret olmalı. Şöyle bir nazar atfedelim, bakalım öyle mi?

Eski bir Milli Eğitim Bakanı, okulların idaresinde zorlanmış olmalı ki, şu fıkralık sözü söylemişti: “Okullar olmasa Milli Eğitim’i ne güzel idare ederdim!”  

Diyanet, Sayın Mehmet Aydın’a bağlı olduğu için, onun konusu da camiler. O da habire cami yapılmasını istemiyor. Aslında camilerin idaresi doğrudan kendisiyle ilgili de değil. Diyanet’e gereken emri verir, istediğini yaptırır. Ama onun camilere ait düşüncesi başka. Diyor ki:

“Geçtiğimiz günlerde bir cami temeli attım. Orada yaptığım konuşmada, ‘Bu son olsun. Çünkü yeterince cami var.

Üstelik ibadet evlerde yapılabilir. Fakat sağlık ve eğitim hizmetleri evlerde yapılamaz’ dedim. Kişisel tercih olarak da, artık Türkiye’de öncelikli olarak cami yerine okul ve sağlık ocağı yapılmasını istiyorum.”
(30.6.2003/Vakit)

Bakan Bey kusura bakmasınlar, ama cümlelerdeki yanlışlık bir tarafa, sözü ültimatom gibi: “Bu son olsun!”

Cami, Müslüman memleketlerde bir ihtiyaçtır. İhtiyaçları gidermekse hükümetlerin görevi. Ama, cami yapımına yardım düşünülmüyor bile. Madem öyle, Müslümanların kendi paralarıyla yaptıkları camilere kota bari koymamalı. Yani bir bakan, hele Diyanet’e bakan bir bakan, “Bu son olsun” dememeli. “Hem ben cami için para vermem, hem de sen artık yapma” denilir mi?

Bakan bey, “Çünkü yeterince cami var” diyerek kendince sebebini açıklıyor.

Bir zaman için yeterince cami bulunabilir. Ama nüfus arttıkça nasıl ki yeni okul ve sağlık ocaklarına ihtiyaç duyuluyorsa, yeni camilere de elbette ihtiyaç duyulacaktır. İhtiyaç oldukça da elbette yeni yeni camiler yapılacaktır. Her ne kadar cami yapımı gittikçe zorlaştırılsa da...

Dolayısıyla, “Bu son olsun” demek, bir müdahaledir ve kabul edilemez.

Bakan bey, kilise vaziyetini bilmiyor mu acaba? Türkiye’de kiliseler bomboş. Yeterince kilise olması bir tarafa, fazlalık var. Buna rağmen, sayın bakanımız, “Yeterince kilise var. Artık kiliseye son” demiyor. Üstelik, adeta yeni kiliseler açılması teşvik ediliyor. Nitekim bu hükümet, “Apartmanlarda ibadethane açılabilir” diye kanun bile çıkararak ev kiliselerin açılmasına izin verirken, bakan bey de bu kanuna haliyle olumlu oy kullanmıştır. Camiye öyle, kiliseye böyle. Niçin?

Bakan bey, “Kiliseler benim bakanlığıma bağlı değil” diyebilirler. Okul ve sağlık evleri de kendi bakanlıklarına bağlı değil. Ama cami cemaatine, “Cami yerine artık okul ve sağlık ocağı yapın” diyebiliyorlar. Bakan beyin gerekçesi de enteresan: “İbadet evlerde yapılabilir, fakat eğitim ve sağlık hizmetleri evlerde yapılamaz.”

Bi kere, okul ve sağlık ocağı yapmak vatandaşın değil, sizin vazifeniz. İkincisi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin evde yapılanı var yapılamayanı var. Parası olan pekalâ evinde özel sağlık hizmeti alabildiği gibi, özel ders de verdirebilir. Herkes kendi çoluk-çocuğuna evinde eğitim de verebiliyor. Geçin bunları bakan bey geçin. Biz esas konumuza dönelim.

Bakan beye göre ibadet evde yapılabilirmiş. Cuma ve bayram namazları n’olacak? Yoksa, “Onlar da olmayıversin”e doğru mu gidiyoruz. Cuma namazını zaten kuşa çevirdiler. Soralım: Bayram namazlarıyla beraber ikisi de yavaşça ve yumuşakça yürürlükten mi kaldırılacak?

Evet!.. Cuma namazını kırpıp kuşa benzettiler. Haberiniz olsun, Türkiye’nin birçok yerinde şu anda cuma namazının son sünnetinden sonra devamı kılınmaması için ne gerekiyorsa yapılıyor. Müezzinler, müftülerin emriyle son sünnetten sonra “Alâ resûlünâ salevât” deyip cemaati namazı bırakmaya zorluyorlar. İtiraz ve münakaşalar oluyor. Olmuyor mu sayın milletvekillerimiz? Sayın Vahit Erdem, sayın Murat Yılmazer bu kavgalara siz de şahit olmadınız mı?


Sayın bakanın camilere adeta kilit vurduracak düşüncelerine ve DİB Sayın Ali Bardakoğlu’nun sözlerine sıra gelmedi. Yâ nasip, onlar da gelecek haftalara.  
 
______________
Ali Eren - Vakit
04-03-2004
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

racül

Mehmet Aydin??

Biyiksiz ilahiyat profesöründen ne beklenir ki??

Dindar görünmekten utanan adamin ilahiyat prof:lugu ne kadar ilahiyse, diyanetten sorumlu bakanligi da o oranda sorunlu olacaktir...

Zaten onun vazifesi dinde reform. Bunu da kendisi alman basinina fa's etmisti.. Daha ne bekleniyor ki??

Avrupada diyanetin camilerinde kusa cevrilmis cuma kilip, devlet ne diyorsa dogrudur diyen cemaatin ahiret sorumluluguna acioyrum..
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Slience

Alıntı Yap
Biyiksiz ilahiyat profesöründen ne beklenir ki??
ne alakası var anlamadım .Bir ilahiyat profesöründen bir şeyler beklemek için bıyıklımı olması gerek
El Baki Hüvel Baki

racül

Beklemeyenlerin bollugunda zaten adamlar gemilerini yürütüyorlar.. Yoksa osmanlinin topraginda, abdüh, seyyit kutub falan gibilerinin, dahasi Vamberi mütebakisi kafalarin salyangoz ticaretine yönelmeleri icin aptal olmalari lazimdi..

Onlarin yerine yüce halkimizin arasinda mebzul miktarda aptal oldugundan, onlarin aptal olmalari gerekmiyor.. Böylece aptallik rolünü birilerine havalet ettiklerinden, onlara da salyangoz ticareti icin yeteri kadar cesaret mütekabil olarak terettüb ediyor...

Artikin müslüman mahallesinde salyangoz satmaya muvaffak bile oluyorlar. Hatta köseyi bile dönüyorlar...


Hemi de Kore cikisli salyangozlar pazarliyorlar... "El-Mana fî batni's-sâir".. :wink:
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Slience

Alıntı Yap
Slience demiş ki:
Alıntı:

Biyiksiz ilahiyat profesöründen ne beklenir ki??


ne alakası var anlamadım .Bir ilahiyat profesöründen bir şeyler beklemek için bıyıklımı olması gerek


Basörtüsü.. biyik...
_________________

:?:  :?:  :?:
El Baki Hüvel Baki

racül

Mu'cem-ül müfehres gibi calisan arkadasim,

Kin nefret baska sey, gayreti diniyye baska sey.. Karincayi incitmekten cekinen eski ulemamiz bile, Dinimize itikadimiza musallat olan hasereyle mücadele etmistir..

Dinimiz kil ve tüyleri bile düzene sokmayi ister...

Bu düzene uymayi kendine yediremeyenleri dini hayati düzenlemeye kalkma cüretlerinde desteklemenizi,

"kil tüy diye hafife alma palacorlugu" olarak görmüyoruz..

Bu biraz daha maksatli ve kapsamli bir ihanet...

Allah'tan Hanci böyle sürüye musallat kurda kusa eyvAllah etmiyor.. Ama bazen hatali yazabiliyor:


Alıntı YapINSANLAR SIZIN GIBI KAGNIYI CEKEN ÖKÜZLERIN


Öküzün eti yenir Hanci kardesim.. Ama yilan kiliginda semerine giren seytani cennete sokmakta idmanli binit hayvani, dönüs yolunda da bos kalmasin diye simdi cehenneme yük cekiveriyor..

senin dedigin kagniyi ceken öküz degil.. Uzaktan biraz iri görünüyorlar galiba... Dikkatli bakinca o kadar iri olmadiklari, boynuz gibi görünenlerin de kulak oldugu anlasiliyor...


Öküz yavastir, uysaldir.. Bunlar ortaliga cifte ata ata, "ezan sesini duyunca zortlaya zortlaya" gidiyorlar hedeflerine...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

racül

Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

müteallim

baya kil tüy af edersiniz öküz koyun kavgasi olmus bizler uyurken mevlam  onlari sorumsuz kilmis sorumlulara  akil versin.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Slience

islamda illa bıyıklı olacaksınız diye bi şey var da yoksa bizim haberimiz mi yok ??
tamam sakal sünnetir , ama ona uyan müslüman sayısı bile çok az, yoksa bıyık farz mı??
El Baki Hüvel Baki

müteallim

biyigi kazimak sakali kazimakdan tehlikelidir.zaruret olmadigi müddetce.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Slience

hocam madem öyle dini ahkamını söyleyinde biz de bilelim neden öyle , cidden farklı şeyler düşünmeye başladım şimdi!!!(beni bu zandan kurtarın o zaman)
El Baki Hüvel Baki

müteallim

Alıntı yapılan: "Slience"hocam madem öyle dini ahkamını söyleyinde biz de bilelim neden öyle , cidden farklı şeyler düşünmeye başladım şimdi!!!(beni bu zandan kurtarın o zaman)
olur.insAllah
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

ehl-i kubur

bu hancı beyefendinin ne olduğunu neci olduğunu pek bilmemekle beraber insanlara muallimlik yapmaya çalışırken nasıl oluyorda başkalarını aşağılama hakkını kendinde görüyor merak ediyorm. siz kim oluyorsunuz da Allahın ahsen-i takvim suretinde yarattığı insanı bu kadar aşağılayabiliyorsunuz? gerçekten de bu sitede yazılanları hayret ve esefle okuduğumu belirtmeliyim. resmen insanlar işlerini güçlerini bırakmış hangi müslüman daha mübarek hangisi daha günahkar, kim cennete kim cehenneme gidecek tartışması yapılıyor. ben baştan söyleyeyim arkadaşlar günlerce gecelerce tartışsanız bunun cevabını bulamayacaksınız zira bunun kararını vercek olanlar sizler değilsiniz, bu insanların haddi değildir bi kere. gaybı ancak Allah bilir düsturuyla hareket etmeli değil miyiz sizce de?

tabi siz derseniz ki hayır biz burda müslümanları bilinçlendirmeye çalışıyoruz, o zaman kardeşim size şunu söyleyeyim zannımca bunun yolu kavga gürültü, hakaret değildir. şahsen ben meslek hayatımdan da yola çıkarak şunu tecrübeyle sabit olarak belirtebilirim ki bir insana normalde doğru bildiği şeyi dahi zorla anlatmak isterseniz kişi büyük bi olasılıkla ona inanmaktan vazgeçecek ve o inandığı davaya muhalif olmaya başlayacaktır. bundan dolayıdır ki tarzınızı takdir etmiyor aynı zamanda kınıyorum.
Allah rızası için biraz daha hoşgörü

Allah muvaffak etsin
ayat zor vakit kısa
o halde durma!!!

Himmet

Kardeşim zannederim yanlış anlaşılma olmuş.
Alıntı YapHancı NOT: Arayerde parazitlerin yazilarini sildimiz icin kopukluklar olabilir.
Bazen fitne fucur insanlar bozuk itikatlarını yaymak için müslümanların bulunduğu sitelere gelebiliyor.Bu şahısta onlardan birisiydi.
Aradaki yazılar silindiği için sadece Hancı kardeşimiz hakaret ediyor gibi görünmüş.
Yoksa durduk yere kimse kimseye hakaret etmiyor.
Zâtının, Sıfâtının, Esmâının, Efâlinin Hudutsuzluğunca Şükürler Olsun Yâ RABBİİM..

Salur

Alıntı:

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müşriklere benzemeyin, bıyığınızı kısaltın, sakalınızı bırakın.) [Nesai]

(Mecusiler bıyıklarını uzatır, sakallarını kısaltır. Onlara muhalefet edin, bıyıklarınızı kısaltın, sakalınızı uzatın!) [İ.Hibban]

Bahr-ür-raık’ın ifadesine göre, bu hadis-i şerifler, sakal kazımanın ve çıplak ayakla namaz kılmanın mekruh olduğunu bildiriyor.

Eshab-ı kiram sakal kazımazdı. Çünkü, o zaman, sakal uzatmak Arapların âdeti idi. Ebu Cehil gibi birçok kâfir sakallı idi. [Eğer sakal ve sarık, âdete ait sünnet olmayıp, sünnet-i hüdâ, yani İslamın şiarı olsaydı, müşrikler müslümanlara benzememek için, hemen sarıklarını çıkarır ve sakallarını keserlerdi.]

Sünnet olan sakala kıymet vermeyen kâfir olur. Yüzünü, kadın gibi parlak yapmak, kadınlara benzemek için sakal kazıtmak haramdır. Kadınlara benzemeyi düşünmeyip, genç ve güzel görünmek için sakal kazımak mekruhtur. (K. Saadet)

Bazı kimseler, nakli esas almadan, sakal kazımak kâfirlere benzeyeceği için haramdır diyorlar. Bu yanlıştır. Çünkü (Bir kavme benzeyen onlardandır) hadis-i şerifindeki benzemek, ibadetlerde benzemektir. Kılık kıyafetle ilgili şeyler âdettir. Çirkin olmayan âdetlerde kâfirlere benzemek günah olmaz. İbadette kâfirlere benzemek bazı yerlerde mekruh, bazı yerlerde haram, bazı yerlerde küfür olur. Mesela haç takan kâfir olur. Fakat kâfir gömleği giymek, saç uzatmak, uçağa binmek, masada yemek yemek, çatal kaşık kullanmak günah olmaz. Çünkü burada âdetteki sünnetlere uyulmamış olur.

(Müşriklere benzememek için sakalınızı uzatın) hadis-i şerifi var diye, sakal bırakmayana, müşrik denmez. Mubah olan âdetlerde kâfirlere benzemekte mahzur yoktur. (Hadika)

Ahir zamanda müslümanların fitneye sebep olmamak için dinlerinin gereklerini gizli olarak yapmaları emredilmiştir. Bunun için dar-ül-harbde veya zulüm görmemek, nafakadan olmamak, emr-i maruf yapabilmek, müslümanlara ve İslamiyet’e hizmet edebilmek, dinini, namusunu koruyabilmek için sakalını kazımak caiz, hatta lazımdır.
Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül
almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır.