Haberler:


X adresimiz

Ana Menü

Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)

Başlatan chechen, 18 Eylül 2006, 23:09:36

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

duha

söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen

Özledim, özledim, çok özledim seni YAR!
Sevdana talip olmuşum, Kevser Irmağının yanında buluşmaya kaç var

....................

EN BÜYÜK YAR'e:

YA RAB SANA HAVALE KULA ZULM EDEN BAŞLAR
SUSTURULSA DA DİLİM SUSTURULMAZ Kİ YAŞLAR
GÜNDÜZ GÜNEŞ ÜŞÜTÜR GECE YANGINLAR BAŞLAR
BENİ SEVDAYA HİCRAN AŞKLARA YÂR KIL RABBİM......

Ey Gül Yüzlü Sevdiğim, Gül yetimi yüreğimin sana bir maruzatı var;
Bir gün senin isminle yanaştı bir yabancı yanıma kadar, Gül kokusu getirdim dedi mutaf diyarından sanaVe o anda Allah biliyor ya; yıkıldım ayaklarıma

Seherlerde mübarek gül kokunu kokladığım, sevgini yüreğime damıttığım anın hükmünden bu yana çıkmıyor aklımdan o kutlu sevdan Göz yaşlarımın duru durağı yok bilesin. Oysa bu hasreti zincirlemeyi ne çok isterdim...Ama özlemin biterse ben de biterim YAR

Ezanlara beş vardı, benim gönlüm sana akardı, Tüm sevdalarım şaha kalkmış, isyanlardaydı. Serçelerin ötüşleri ile kendimi avuturken, selamımı meleklerle saldım yollarına, Ulaştı mı kutlu divanına?
Can denizinin dalgası kıyılarıma vuruyor şimdi Ne yıldız ne güneş, bana çare değildir. Ben ufkuma doğan ebedi güneşimin harında kavruluyorum an be an..Başka ne istenir ki EN BÜYÜK YARdan
Ey GÜL KOKULUM; sar beni şefkatinlesana öksüzüm, sana yetimim, sana kimsesizim,....

İhvan demiştin ya sen asırlar önce, ashabına Kardeşlerimi öyle çok özledim ki demiştin henüz seni bilmeyen gönülleri kast ederek.. Biz bilmiyorduk ama sen bizi biliyordun Çünkü top yekün zamanın ve mekanın peygamberiydin...Sendeki bu Hasreti dindiremeyen ashab ta, gıpta etmişti bizlere o gün Şimdi soruyorum büyük bir umutla sürekli nefsime. 'Kardeş olmak nasip olacak mı acaba bizlere &Alnında secde nişanıyla Ak bahtlı olmaya layık mıyım ben de ' diye....

Özledim, özledim, çok özledim seni YAR!
Sevdana talip olmuşum, Kevser havuzunun yanında buluşmaya kaç var

Umut bu benimkisi.. İnancımdan doğan umudum. Hani sen demiştin ya 'Mümin umutsuz olmaz'..O yüzden sabrımı çile yapıp sarıyorum kollarıma, giydiğim bu divanelik gömleğiyle beraber..,Nefsimin temizlenmesi ve o ilahi nurun yansıması için başka kime yönlendirsem Kalbimi Ey Resulüm. Senden başka kimim var

Ey El-Emin, Sen ki Çocuk kokusu, cennet kokusu demiştin ya koklarken kuzunun kuzusunu, Bu yüzden bebeğimi kokladıkça cennetteki kokunu duyuyorum diye her fırsatta, daha sıkı sarılıyorum yavruma. Denizlerde su çok olsa da bardağın kadar olacak nasibin denir ama, Ey GÜL KOKULUM, cüretimi bağışla talibim ben şimdi daha fazlasına! ...
Sen ki cihana gelişinle Badiye Yaylasını bolluk ve berekete kavuşturan, İstikbalin Şanlı Sultanı.Bu yüzden mi seni andıkça göz yaşlarımın bereketinde boğuluyorum

Şimdilerde yürek bahçemde açan güllere dikenler dolanır oldu. Çok şükür Rabbim, tövbem olan nedametimle Rü'yetine talip olduğumdan beridir ki, temizlemek zor değil bilirim ancak; ellerimdeki bu kan şefaatçi olur mu bana yarın huzur-u mahşerde.
Ben sevdayı sende tattım Ey Gül Kokulum;Sende öğrendim mum olup eriyişin mucizevi artımınıŞimdi bu küçük gibi görünen şeylerdeki sevindiren ve ağlatan manzaranın büyüsündeyim Peteklerden damla damla sızan bal gibi sözlerinle, istikbalimi seninle şekillendirdim..Ruhum seninle tatlandı artık.
Sen merhamet ancak cehennemlik kimselerde bulunmaz dedin ya ben bununla öğrendim nefrete meylettikçe yüreklerin nasıl cendereyle sıkıldığını, bununla öğrendim kine mağlup oldukça suretlerin nasıl karardığınıbununla öğrendim nefislerin adi bahanelerinin kulu nasıl perişan ettiğini... Nitekim cehenneme odun da lazımmış.
RABBİM SEVGİLİME KAVUŞMAK ÜZERE ÖLÜMLE İFTAR EDİNCEYE KADAR DÜNYA İLE ORUÇLU OLMAYI NASİP ET BANA

Külli sevda dururken cüzi sevdayla neden yetineyim
Aç gözlülüğümü bağışla Rabbim
Ben bu sevdaya talibim............
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

duha

söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen


Ey nazlı Nebi ,Ey yıllar geçsede anlaşılamayan Nebi…!
Şu an yüreğimin sancısıyla kaleme kağıda sarıldım . Sarıldım ki ,sana atılan taşlar karşısında zeydin gibi setre olamayışıma ve ağlayamayışıma tercüman olur diye… Bu bir şikayet değil bu bir hasbihal seninle , haddim olmadan yağtığım bir hasbihal .Sen geldin zülmet karanlığından uyandırdın 14. asır öncesini ve öyle bir ışık saçtın ki 14 asır devam etti. Ama ya resülaAllah şu an bakıyorum da ne kadar da senden , senin yolundan ,senin sevdiklerinin yolundan ayrılmışız. Sen gittin aydınlığın gitti .Sevdiklerin gitti hepten zulmun ortasında kaldık . Asrın yetimleri olarak bizler hepten karanlıkta kaldık . Sana söylenenler rencide etmiştir seni .Ey nebi kalkmayan boynun tekrar büküldümü . En fazlada ümmetinin seni savunurken yaptığı hatalar üzdü mü o gül yüreğini Bu yol senin yoluna hiç benzemiyor ,bu yol senin yolun değilse biz kimin arkasından gidiyoruz ? Kimin peşine takıldık seni savunurken…. Hayatına ,asr-ı saadete baktığımda yaptıklarmızdan hiçbir hal yok Efendim Sana atılanlar yüreğimi kanatırken ,aklıma taifte ki o gül yüreğinin merhameti geliyor ve yıllar sonrasına asırlar sonrasına gönderdiğin mesaj
BİLSELERDİ YAPMAZLARDI
Kanatsa da yüreğimizi bize sana atılan taşlar karşısında bu sözü söylemek düşerdi .Seni bilmeyişlerinin karşısında yüreklerimizi çatlatmak düşerdi …Seni anlatamayışımıza ağlamak düşerdi Kalplerine hidayet vermesi için kalplerde ki perdeleri kaldırması için o Rahmeten lil aleminin kapısını vurmak düşerdi Pankartlarla sokaklara dökülüp seni nasıl anlatabiliriz ya ResülAllah .Dinimizden olmayanı öldürerek seni nasıl mutlu edebiliriz ya HabibAllah Yakıp yıkmakla sana atılan taşların önüne nasıl geçebiliriz ya Eminel vahyillah…
Şu an yapılanlar daha çok acıttı seni O incelerden incesi yüreğini.Ne olur tut ellerimizden ne olur senin için yollara dökülenlerimizi sen topla, perişaniyetimizi sen düzelt ,sonumuzdan korkuyorum
ey Nebi…
Ne olur gel artık ve bitir bu dağınıklığı ne olur  bizi affet senin için şu an yaptıklarımız hata olsa da senin sevginden ya Nebi …

Kalplerde ki o sevgi hürmetine ümmetine doğru yolu göster ne
olur affet bizleri…
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

duha

söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen



Baharda açan çiçekler vardır, ömürleri kısadır belki; ama

anlattıklarını bir ömür boyu unutamayız .

Uyanısın müjdesini verirler kalplerimize . Bizi sevgiye ve

sevgiliye uyandırırlar.

An gelir; sevdiğimizin başında taç olurlar.

An gelir; sevgilinin hasretini anlattığımız dert yoldaşı olur ve

bizi susturmadan dinlerler.

Sevgiliye sunulacak en güzel armağandır onlar.

Renk renk,koku koku,her biri ayrı bir nağmenin notası

gibidirler.

Karda açan çiçekler vardır. Karları cesaretle delip geçer ve yüzümüze gülümserler. Baharın akıncılarıdır onlar . Kışın kasvetli ülkesini fethedip burçlara bayrak diken akıncı beyleridirler. Her biri bir fedakarlık destanının kahramanıdırlar.

Tozlarda taşlarda açan çiçekler vardır. Sanki açtıklarına pişman gibidirler. Tozdan dumandan silikleşen renklerini utangaç bir şekilde gösterir gibidirler. Kırları, dağları, yaylaları özlerler. Sükuneti, huzuru, barışı ararlar. Ve onlar da bizim gibi mutluluğu şehirde bulamazlar.

Açmadan solan çiçekler de vardır. Kim bilir hangi sevgilinin yasını tutmaktadırlar. Hangi ayrılığın hüznü ile solmuşlardır, kim bilir ?

Rahmet yağmurları bile onların solgun yüzünü güldüremez ama sevgilinin bir tek dokunuşu onları hayata döndürür. Bir öpücük yeter onlara; hemen gülüverirler .

Ama...Hepsinden Ötesi... Kalpte açan çiçekler vardır. Gıdaları aşktır.

Adı GÜL dür o kalp çiçeklerinin Kalpten başka bir yerde yetişmez. Başka bir yerde büyüyemezler

O GÜLLER aşkın sevdasıdır.

O GÜLLER kalbin meyvesidir.

O GÜLLER cennetin aynasıdır.

O GÜLLER Muhammed rayihasıdır.

O GÜLLER hasretin kanlı yarasıdır.

O GÜLLER ötelerin rüzgarıdır.

O GÜLLER SEVGİLİNİN AYNASIDIR
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

duha

söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen

Alıntı yapılan: "duha"çok güzeldi Allah Razı olsun...

sevgili duha kardeşim hz.Allah cümlemizden razı olsun inşaAllah
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

chechen

Ufuklar karanlık! Umutlar karanlık! Kalpler karanlık! Her yer karanlık!


İşte o, karanlığın temsilcisi. Adı şeytan. Bütün ordusuyla savaş açmış kâinata. Ve ne yazık ki; vaadini yerine getirmeyi başarmış. Semalar kararmış, umutlar kararmış, kalpler kararmış. Çünkü şeytan, aydınlığa giden yolu kapatmış. Yaratan'ı unutmuş yaratılan! Dipsiz bir kuyuda, sonu gelmez bir hırsa tutsak; yaratılış sebebini unutmuş zavallı insanlık! Nefsine köle olmuş, bir et ve kemik yığınından ibaret, yol almış. Bir yol ki; umarsızca, şeytanca...


Hani nerede asırlar evvel yaşanan İslâm? Nerede Ashâb-ı Kiram? Hani nerede Osmanlı'nın torunları? Atalarımız ağlıyor. Ayaklar altına alınmış Osmanlı'nın mirası. Mü'minler ağlıyor. Mü'minler hasret! Mü'minler yaralı! Hani nerede Allah'ın dostları?


MEDET EY YERİ GÖĞÜ YARATAN! KARANLIKLAR İÇİNDE REHBERSİSİZ. MEDET EY RAHMETİ BOL OLAN! ISSIZ ÇÖLLERDE KİMSESİSİZ. MEDET EY MERHAMETİ BOL OLAN! ZALİMLER ARASINDA ÇOK GARİBİZ.


....
İşte! İşte bir güneş doğuyor karanlık ufku delercesine. Allah'ın nuru iniyor yeryüzüne.


Semalarda bayram! Kalplerde bayram! Her yerde bayram! Sözün en güzeli yankılanıyor göklerde: "Ey mü'minler! Sahipsiz değilsiniz. Ey mü'minler! Siz garip değilsiniz. Bir dost var ki; cihana bedel! Bir dost var ki; canlara değer! Bir dost ki; kurtuluşu müjdeler! O müjde sizler için. O müjde Allah'ı sevenlerin, Allah'ın sevdiklerinin..."


İŞTE O GELDİ. O ki; arzda ve arşta NUR'UN TEMSİLCİSİ. Adı semalara altın harflerle işlenen '' O'' geldi. O, asırlardır yolunu beklediğimiz. O, canlar içinde can. O, hidayet güneşimiz. O ki; güzeller içinde en güzelimiz.


Hoş geldin ey Hakk İncisi Resûl! Hoş geldin ey gönüller sultanı Resûl! Hoş geldin ey sevgili! Hoş geldin en sevgili! Sefalar getirdin kararan gönüllere, şifalar getirdin hasta kalplerimize. Hoş geldin ey canların canı! Müjdeler getirdin mü'minlere...


Bir can ile geldin, binlerce cana hayat verdin. Ey Allah'ın nazlı çiçeği! Gelişinle ölü kalplerimizi dirilttin. Allah'ın dînini, gelişinle yücelttin. Meğer nasıl da aldanmışız asırlardır. Ne kadar zavallıymışız! Bilmiyorduk, öğrettin. Sevmiyorduk, sevdirdin.


Ey gönüller sultanı! Seninle bahara döndü mevsim. Kuruyan dallara Sen hayat verdin. Suya hasret toprağa, coşkun sular getirdin. Sen geldin, cananı arayanlar cananı buldu. Sen geldin, dermansız dertler devayı buldu. Sen geldin, gönüller aşk ateşiyle tutuştu. Ey Allah'ın Resûlü! Seninle bu canlar hayat buldu.


İblis şaşkın, iblis kızgın. Tüm ordusunu seferber etmiş, Resûl'ün sesini gizlemek için. Tam 19 silahıyla saldırıyor insanoğluna. Allah'ı anlatan, Allah'ı öğreten Mehdi Resûl'ü susturmak istiyor. Resûl'ün talebelerini hedef almış, kalplerindeki Hakk aşkını söndürmek istiyor. Bir çok insanı da ordusuna katmayı başarmış bu iş için. Ama bilmez misin be hey kara şeytan?! Bilmez misin ki; Resulün karşısında sen bir hiçsin! Be hey karanlıklar kaynağı! Sen Resul'ün Nuru'nu yok edebilir misin? Varsın bir kâinat değil, bin kâinat emrine girsin; be hey kara şeytan! Sen hiç mü'minlerin Rabbiyle baş edebilir misin?


Allah'ın Resûlü bir başına çıktı yola. Bir başına, bin bir zorlukla. O cihanın güneşi, hiç yılmadan devam etti yoluna. Durmadan, dinlenmeden Allah'ı anlattı insanlığa. Bir fırtına kopardı kararmış gönüllerde. Bir sevgi seli oluşturdu, bir deli ırmak gibi. Sevgiye susamış dudaklar, sevgiyi içti kana kana. Umudu kaybetmiş olanlar, sımsıkı sarıldılar umuda.


Bir Allah, bir de Resûlü. Kim karşı koyabilir, kim yenebilir? Hangi kara el, Allah'a ve Allah'ı Resûlü'ne engel olabilir ki? İşte yol alıyor Allah'ın Resûlü, başı dik. Bakışlar kararlı, keskin. İşte yol alıyor, gönlünde aşk. Rabbinden emin, kendinden emin. Bir destan yazıyor mutluluk ülkesinde. Bir destan ki; sevgi üstüne...


Ve LİVAYI HAMD sancağı dalgalanıyor ufuklarda. Nihayet Osmanlı'nın mirası, yeniden taç oldu başımıza. Tüm kâinat duysun; artık Allah'ın Resûlü var aramızda. O'nunla doğduk, O'nunla hayat bulduk. Bir can değil, binlerce can bir bütün olduk. Kenetlendik birbirimize ölürcesine. Sevdik, öyle sevdik ki; İlâhi kudretle. Varsın tüm dünya düşman olsun bize, ne çıkar?! Allah'ın resûlü bizimle ya! Yaşamın başka ne anlamı var. O, bizim canımızda can; O, bizim canımızda kan; O, aldığımız nefes, içtiğimiz su. O, herşeyimiz, O bizim Efendimiz!


Gönlünde güneşimiz, canımız Efendimiz! Ebedîdir Sana olan sevgimiz. Bu canlar bu tende oldukça, Senden vazgeçemeyiz. Göremezsek gül yüzünü, ölürüz Efendimiz. Himmetini alamazsak, helâk oluruz hepimiz. Dileriz, sesin kulaklarımızdan bir an olsun eksilmesin. Sen ni'metimiz, Sen Efendimiz, Sen iki cihan güneşimiz, yoluna canlar feda olsun. Bizim için vakfettin hayatını. Bizim için yalvardın, bizim için ağladın. Nefsimiz bizi düşürdükçe, Sen hep ayağa kaldırdın.


Vazgeçmedin ey Allah'ın Resûlü, bizden hiç vazgeçmedin! Ne yaparsak yapalım; kınamadın, yermedin. Bizi hep sevdin ve umutla, düzeleceğimiz günü bekledin. Biz yenildikçe, gözyaşları içinde Allah'tan mağfiret diledin. Sen hep verdin. Rahmet verdin,şefaat ettin, sevgi verdin. Bize Allah'ı öğrettin. O'nu sevmeyi, O'na aşık olmayı... Vermeyi öğrettin ve mutlu etmeyi. "Mutlu olmanın sırrı, mutlu etmektir." dedin. Ey Hakk yolunun güneşi! Sen nice gönüllerde sevgi sarayları inşa ettin.


SEVGİLİ, EY SEVGİLİ, EN SEVGİLİ! Seni sevmeye ömürler hiç yeter mi? Selâm olsun Seni sevenlere! Selâm olsun Seni işitenlere! Selâm olsun Sana güvenenlere! Selâm olsun Senin himmetini hakedenlere!


alıntı
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

duha

Alıntı Yap
SEVGİLİ, EY SEVGİLİ, EN SEVGİLİ! Seni sevmeye ömürler hiç yeter mi? Selâm olsun Seni sevenlere! Selâm olsun Seni işitenlere! Selâm olsun Sana güvenenlere! Selâm olsun Senin himmetini hakedenlere!

İnş..

Allah Razı Olsun Kardeşim...
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen

Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

duha

söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

chechen

Alıntı yapılan: "duha"Allah Razı Olsun..Çok Güzeldi...

HZ.Allah CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN SEVGİLİ DUHA KARDEŞİM

İNŞAAllah EFENDİMİZİN (S.A.V)  ŞEFAATİNE NAİL OLANLARDAN OLURUZ
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

chechen


Ey NeBi
Hazandır! Gel gör ki kalbimde ne kıyametler esti
Bu candır yoluna kurban. Müflisim. Her şeyim hesti
Kapındayım! Çığlığım her an feveran, ömür geçti
Kıtmirdir yanında havlayan doğ ruhuma ey Nebi.
Bir kere de “bana gel” desen gelmez miyim ey Nebi?
Can dayanmaz oldu ki sen buradan gelip geçeli
Ravzanda gözyaşı dökerek ölmez miyim ey Bedî?
İzin ver! Doğ gönlüme ey Gönüller Efendisi
Ne alimim, ne veliyim. Kapında ben zırdeliyim.
“Bir ses, bir soluk, bir sekîne” deyip de inledim
“Tambur Senden olsun “nay” benden olsun” dedim
Vur beni! Duyur ruhuma ey candan öte Efendim
Beldeler gezdim, diyarları gördüm, Seni aradım
Sen yoksun diye çaresiz namusu yerlere çaldım.
Acılar yaşadım, inkisarlar tattım. Sana yazdım.
Doğ memleketime ey Nebi! Nasıldır alınyazım?
Sazlar çalınmıştı, gönüller dağlanmıştı! Aldandım!
Veyl olsun! Sensiz hayatı cennet içre cennet sandım
Riyakarlık mıdır bilmem, bilirsin kapında ağladım
Seni düşündüm, Seni andım! Biliyorum geç kaldım!
Neyi, sazı, davulu yere çaldım. Sana sızlandım!
Görenler aşık zannetti, oysa ki Sana geç kaldım!
Yeter gayri istemem. Lânetmiş! Yalanlara kandım!
Kabul et aşkımı, kapında ölmektir büyük andım!
Sensin yegane habib, yaklaştır beni tûl emelim
Özlemiştim çehreni. Sinelerde Seni izledim
Gönüllere girip çıktım, sadece Seni istedim
Cemiller tatmin edemezdi beni, Seni bekledim
Aşkın beni divane edecekse etsin Efendim
Dostlar “delirmiş” diyeceklerse desinler Efendim
Her şeyleri gözlerimden aldım da geldim Efendim
Dertlerime “ol” Şafii Sendin, şefaatini peyledim.
Yıllar var ki ses çıkartmamıştım, halimi bilirsin
Ruhumda hazan var, kalbimde bir kilit. Ne dersin?
Dudağımda ney! Sadece Seni üfler, dinler misin?
İnler besteler Sensiz. “levlâk” sahibi sevgilimsin!
İltifatınla bir (Ali) Ulvî olsaydım da yaşasaydım
Fistanım yerde, Medinende yanıp da kavrulsaydım
Elde ne var, Senden başkasını alıp savursaydım
Sadece Seninle boşalıp aşkımı doldursaydım
“Uyku bana haram” demiştim. Evet, küstahlık ettim!
Şeytan değildim ama gel gör şeytana zincirlendim.
Vezirler, reisler, melikler peşinde zehirlendim.
Mülteciyim Efendim! Kabul et sığınmaya geldim.
“Ne yarim olsun” dedim, “ne yaranım”. Sadece Sen!
Bir sevdâ olayım. Pervâne aşkında yanayım ben!
Himmet etmeye gelmiştim şu canı, ah bir istesen.
Titrerim! Kabul et Efendim, bir müjde isterim ben!
Hayalimdi Medine’nde yaşayıp da Sana hizmet
Leyâlimden geçen hayallerim oldu hep hezimet
Ne can kaldı, ne canan! Hepsi yalancı bir kitâbet!
Çıkart beni şu yangından. Yandım! Ey Berd-u Selâmet
Sensiz can çekiştim. Ne var ki bir türlü ölemedim
Boş geldim kapına .Tenezzül etmez misin Efendim?
Ruhum yanıbaşında, yollardaydı zillet cesedim
Affet Efendim, yarim geldim yine izzet istedim.
Hayalindeki bir Sadık Ebu Bekirdir bilirim
Kalbindeki bir Haydar-ı Kerrar Alidir gözlerim
Gözündeki bir ağlayan vefî Osmandır inlerim
Elindeki Ömerî kılıçla can vermek isterim
Ne Aliyim ne Ömerim ne de bir şedîd veliyim
Eşiğinde haber bekleyen mürtecî serseriyim
Himmet eder misin? Dilencilik edip bekleyeyim
Kabul et Efendim, olsun! Canımı verip öleyim
Dünya dar gelmişti bana. Her şey feda olsun Sana
Duyanlar, görenler, sezenler koşmuşlardı Ravzana
Bir ses, bir soluk, bir suret.. onlarda yoksa bir manâ
Şimdi ben yangınlarda, yollarda kalakaldım ednâ
Fethidir Seni anlayan, bize tanıtan, anlatan
Kürsülerden ‘Sonsuz Nur’ diye ciğerleri dağlatan
Yolda kalmıştım, ne görenler oldu ne el uzatan
Kabul et Efendim, ayrılıktır bendeni ağlatan.
Yaşadığım başka nedir ki? Varlığımdır hezeyan
Yandı ruhum, savruldu cesedim, ne büyük heyelan!
Gönül duymaz acımı, duvarlar benimle feverân!
Eli boş geldim kapına, bir can kaldı Sana yalvaran!
Ne belagatti benimkisi ne de kemalat, ey Yâr
İnler kalbim, alevdir hasretim. Şahittir defterdâr!
Azab gecelerimde ötelerden yangın mı yağar?
Dayanmaz oldu ciğerim. Kerbelâ gözlerim ağlar!
Senden başka kime gideyim Efendim? Kimim var ki?
Arşa dayandı sancım. Beynim titrer, bu dert nedir ki?
Kabul buyurup bir defa el uzat. Bendim o şaki
Telakkî! Kapında öleyim. N’olursun bir telâkî…
Huzuruna beni de kabul et Efendim, geleyim
Bu azab taşınmaz oldu. İzin ver Seni göreyim
Bir nefesim kalmıştı onu da aşkına vereyim
Doğ sesime Efendim ne olursun hemen öleyim
Medineyi kıskanmıştım açıkçası söyleyeyim
Kalbimi Sana verirken Ol kalbinde yer edeyim
Ellerimden tut, sadece gönlünde hizmet edeyim.
Hasretimsin benim Efendim. Neyleyim ey Melceim?
Hasretim, Efendim, Melihim, Yarim! Duy sesim gayri
Belâ yağdı! Yollar sarpa sarıldı! Ver elin haydi
Bu emânet-i cân sadece Sana himmet edildi.
‘tevellev’ bendeni geri çevirme ey yüce Nebi
Her şeyimi dağıtıp atmıştım ‘yola devam’ diye
Hangi yoldu bu? Müflis kalmıştım yolda Sensiz yine
Bir nefesim kalmıştı onu da Sen kurtar ey Dîde
Tefecilerle isim olmasın n’olur Engin Sîne
Çok söyledim, çok istedim! Merhametine güvendim
Biliyorum haddimi aştım. Ben bende ki değildim
“Lev lak” sahibi Sendin. Bilmeseydim nere gelirdim?
Kapın aç gayri. Nurun olmasaydı nasıl dönerdim?
Ne hublardır, ne canlar. Ne cananlardır, ne rebablar!
Aşıklardır yakîn yolculuğunda Seni ananlar
Ravzanda eteğinden tutup Huzura kavuşanlar
Aşkına yananlar ki Sadece Seninle kanarlar.
Belalar yağmıştı. Sancılar ki arşa ulaşmıştı!
“Belâ” çadırı açılmıştı, şahitler toplanmıştı.
En arkadaydı, susamış bir yaralı Sana yaklaştı
Perişanım Efendim, vuslat benden çok uzaklaştı.
Cenneti atıp “ümmetim” diye cehenneme gelen,
Ümmetine ağlayıp , can içinde can veren ey Sen
Şefaat dilendim, “beni de, Ya RasulAllah” desem
Yandı zerrelerim! Beni de çıkartıp sürüklesen
Gücümdür tükenen. Dermanım kalmadı neyleyeyim?
Sancılarım göğe yükselirken, hala yerlerdeyim!
Bir el çok mu? Al beni! Lutfet yanına yükseleyim
Sözlerimdir biten. Kelamım kalmadı neyleyeyim?
Bedri sattım! Şemsi yaktım! Seni intizar ederim
Utanıyorum! Bu son olsun! Lillâhi, tövbe ederim
Keremindir can iltifâtın. Kabulünü gözlerim.
Ömrüm, gözüm, gönlüm Sana feda ey Peygamberim
Edeb yoktu bende. Bilirsin azabımdır işkence
Ezildim! Kovuldum! Ağladım geceler kimsesizce
“Bu son anı değerlendireyim” dedim, hem sessizce
Kabul et Efendim. Hal arz etmeye geldim kendimce
Azabımı elimde iken yok eder misin Efendim?
Ahu efganim dilimde, affeder misin Efendim?
Afyonîyi de “içeri alın” der misin Efendim?
Bunaldım, ölmeye geldim ne olursun ki Efendim?
Örtü altında yatan, Sen değildin, bendim Efendim
Bu yolda beni unutan haşa Sen değildin, Efendim
Gizlenirken kalbe ihanet eden bendim, Efendim
Kabul et, kapında tövbe etmeye geldim Efendim
Sen ey Nebi her şey Sendendir, Ali Beyttir neslinden
Kapında haykırmaya gelmişti dembedemşsu benden
Nurdur, huzurdur, gururdur o Senin yegane belden
Huzuruna her şeyi attım da geldim şu sînemden
Yazmayacaktım. Ah bekleyecektim yine cinnetle
Sükut edip avunacaktım, hem de adaletinle
Gelemedim yine kapına kemerbeste hörmetle
Su edepsize bir edeb ver ey Nebi edebinle!

Geceler susmadı hiç, zerreler kıyama kalktı
Aşklara ne oldu ki her biri mezarda aldattı
Giden geri gelmedi, geriye bir azab bıraktı
Sadece senin aşkın kaldı, beni derinden sarstı

Ne Kurtubiyim, ne Nursî ne de ol Fethiyim
Ne Nakşiyim, ne bir Mevleviyim ne de bir Hallacî
Ne çölde Seni duyup kapına gelen bir bedevî
El ver Efendim, ocağında bekleyen bir serserî
Ezeli kabulunu istedim, Nurundur ebedî
Edebiyat benden uzak olsun dedim, ben denî
Senin mucizevî sinende eser yeller Sermedî
Kabul et kapına, şu kıtmirdir çaresiz Afyonî
“Afyonî Senin kadehinle sarhoş olaydı” derdim
Şerefindir, beni kabul etmeseydin ne ederdim?
Kabulüne bin can feda, Sultanım yine ben geldim
Ne olursun gayri beni bir daha bırakma Efendim…
Efendim!
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Fatihan