Gönderen Konu: Kuran okumak lafızları tekrar mı?  (Okunma sayısı 7558 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

aldemira

  • Ziyaretçi
Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« : 23 Temmuz 2013, 15:26:04 »

Kuran okumak mı yaşamak mı   ne için indi
lafızları tekrar için mi. Okumak,
anlamadan lafızlarını tekrar etmek mi
bunu yapmak için mi vahyedildi ki
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:00:39 Gönderen: İsra »

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt:Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #1 : 23 Temmuz 2013, 18:05:33 »
Kuran yaşamak için indi. Ashab kuran ayetleri iner inmez uygulama konusunda azami hassasiyet gösterirdi. İşin doğrusu bu sizin aradığınız cevap ta bu . Ancak ashab kuranın hükümlerini nazil olur olmaz uygulamakla beraber onu bol bol okumaya da önem gösterirlerdi. Bunun asrı saaddetteki örnekleri çoktur. Ayrıca kuran okunmak için inmemiş olsaydı namazda kuran okumaktan ise dua yapmak daha mantıklı olurdu.

 Yani işin en doğrusu kuranı okumak anlamak ve onun hükümleri ile amel etmektir. kuranın hükümleri ile amel etmeden kuran okumak kurandan azami istifade etmemize mani olmakla beraber. Kuranın hükümlerini uygulamaya çalışıp kuran okumayı hayatımızdan silmekte çok kısa bir süreçte bir veya bir kaç yüzyılda kurana ve kuranın hükümlerinin gerekliliğine dair hürmetin ortadan kalkmasına dolayısıyla kuranın hükümlerinin uygulanmasına engel olacaktır.

Bir merkezden duyduğunuz sözleri papağan gibi tekrarlayıp dinin bütünü üzerine düşünmeden bir fikir sahibi olmanız sizi dini anlama noktasında eksik bırakıyor. Seni tanımıyorum ama senin gibi düşünen onlarca kişiyi tanıyorum. Allah kuranı yaşamayı ve bol bol okumayı cümlemize nasip etsin
 
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:03:21 Gönderen: İsra »
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: KURAN OKUMAK LAFIZLARI TEKRAR MI
« Yanıtla #2 : 23 Temmuz 2013, 18:18:29 »
düşüncelerle uğraşmak,
kişilerle uğraşmaktan daha erdemli olup,
Kuran ahlakı da bunu emreder, değil mi,

Kuran bir bütündür.
Lafızları, anlamı, manaları, hikmeti vb.

esas olan
sizinde söylediğiniz üzere,

KURANI YAŞAMAK,

Kuran yaşamak, hayata geçirmek için gönderilen,
karanlıktan nura çıkaran bir rehberdir.

sorun şu:

sadece lafızlarını yıllardır tekrar eden,

deyiminizle,
papa........... gibi,

tekrarın adı okumak olabilir mi,

GELİN KURANDAN
öğrenelim.
İlk sure, ilk ayet,

İKRA,
önce bunu anlayalım,
değil mi.

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: KURAN OKUMAK LAFIZLARI TEKRAR MI
« Yanıtla #3 : 23 Temmuz 2013, 18:45:55 »
Ebû Hüreyre Hazretlerinin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz (asm)’den rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü’min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak güzelliktedir:

“Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya: ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek."

"Yine Kur’an-ı Kerîm: ‘Allah’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an: ‘Rabb’im! Ona şeref tacı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm: ‘Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak." (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 18; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’an 1).


"Kur’ân Arş-ı Azam’dan, İsm-i Azam’dan, her ismin en büyük mertebesinden gelmiş; bütün âlemlerin Rabb’i unvanıyla Allah’ın kelâmıdır; bütün mevcûdatın İlâhı sıfatıyla Allah’ın fermanıdır; bütün semâvât ve arzın Hâlık’ı nâmına insanlara teveccüh buyurularak söylenmiş bir hitaptır, bir mükâlemedir, bir konuşmadır, bir ezelî hutbedir, Rabb-i Rahîm’in yüksek bir iltifâtıdır." (İşârâtü’l-İ’câz, S.15.)

Bundandır ki, namaz Kur’ân’la mümkündür, niyâz Kur’ân’la mümkündür, duâ Kur’ân’la mümkündür.


Bundandır ki, namazda Kur’ân okumak farzdır. Kur’ân’sız namaz sahih değildir. Çünkü Kur’ân, Allah’ın Kelâm sıfatından gelmiş ve halîfe-i rûy-i zemîn vasfıyla ve insan olarak bizim omuzlarımıza yüklenmiş en mukaddes, en muazzez, en temiz, en pâk, en kıymetli ve en mânâlı bir emânet-i İlâhî’dir. Bu emânete sahip olmak, kimliğimizi kavramak, nereden gelip nereye gideceğimizi öğrenmek, bu dünyâdaki vazîfemizi benimsemek ve buna göre davranış geliştirmek ancak Kur’ân’ı okumak ve öğrenmekle mümkündür. Cenâb-ı Hakk’ın,
“Kur’ân’ı tane tane, açık açık oku!”(Müzzemmil Sûresi, 73/4.

* Hazret-i Âişe (ra) validemiz anlatır: Resûlullah Efendimiz (asm) şöyle
buyurmuştur:

Kur’ân’ı mâhir olarak (mahrecini, tecvidini, sesini, kıraatini bilerek) okuyan, şerefli, itaatkâr elçiler olan meleklerle berâberdir. Kur’ân’ı kendisine zor geldiği halde kekeleyerek okuyan kimseye ise iki kat sevap vardır.”(Riyâzü’s-Sâlihîn, 991.)

* Berâ b. Âzib (ra) diyor ki: Üseyd b. Hudayr (ra) iki uzun iple atını bağlamış, evinde Kehf Sûresini okuyordu. Okuyup dururken, üzerinde bir bulut peyda oldu, bulut yaklaştıkça yaklaştı. Nihâyet at ürktü, deprenmeye başladı! Üseyd: “Yâ Rab, âfetten emîn kıl!” diye duâ etmeye başladı. Sabah olduğunda Peygamber Efendimiz’e (asm) geldi ve bu hâli anlattı. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): “Oku ey adam! Durma oku! Bu tecellî sekînedir (sekînet, vakar ve rahmet yüklü ruhlar ve melekler). Kur’ân’ı dinlemek için, Kur’ân’a hürmeten inmiştir.” buyurdu.(Buhârî, 9/ 306.)

Çocuklarımıza Allah kelâmını öğretebileceğimiz, öğrenmelerine kapı açabileceğimiz, yardımcı olabileceğimiz altın günlerin içinde bulunuyoruz. Çocuklarımız, kendi Yaratıcılarının öz kelâmıyla bire bir muhatap olsunlar; okusunlar, öğrensinler.

Câmilerimiz, Kur’ân kurslarımız, dershanelerimiz hizmete hazır. Birbirinden değerli gönüllü Kur’ân öğreticilerimiz çocuklarımızı altın kalpleriyle kucaklayacaklar. Yeter ki biz gönderelim, ihmal etmeyelim, ilgimizi eksik etmeyelim.

Yarın mahşerde, “Annem veya babam bana dînimi öğretmedi, Kur’ân’ı öğretmedi. Allah’ım, senin kelâmını öğretmedi.” şikâyeti bizi mahcup eder. Mahşerin mahcubiyeti bizi perişan eder.

Spor kursuna, resim kursuna, yüzme kursuna, müzik kursuna, tiyatro kursuna zaman ayırıp imkân bulduğumuz gibi; daha bir ihtimamla Kur’ân kursunu da ihmal etmemeliyiz. Aksi takdirde yalnız mahşerde değil; dünyada bile zarar etmiş oluruz.

Öyleyse, buyurun; Kur’ân öğrenmeyi ve öğretmeyi bir seferberlik haline getirelim.

sorularlaislamiyet'den alıntı

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #4 : 23 Temmuz 2013, 19:25:20 »
kesinlikle KURAN okunmalı, ama
Allah'ın emrettiği üzere,
yani,
Kuranda açıklandığı gibi,
senin de bir kısmını aktardığın gibi.

Alıntı
Cenâb-ı Hakk’ın,
“Kur’ân’ı tane tane, açık açık oku!”(Müzzemmil Sûresi, 73/4.

İKRA,
mealen okumak diye geçmekte,
anlamı ise,
daha geniş, daha etkili,

Alıntı

ALAK SURESİ

اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
1-İkra' bismi rabbikellezi halak.
İkra, Oku.
Okumak, anlamadan Arapçasını tekrar etmek olmasa gerek.
Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi?
Anlamını dahi bilmeden seslerin tekrarı ancak telaffuz olabilir.
Okumak, telaffuz edilen seslerin kelimelerin anlamını bilmeyi de gerektirir.

 Oysa, ikrada bu da yetmez
Zira, Kuran, akledenler, düşünenler için ibretler vardır; hala düşünmeyecek misiniz, böyle kolaylaştırdı ki düşünüp ibret alasınız; kafa patlatırcasına düşünmekten bahseder. Hatta tedebbür düşünmesine yer verir. Yani, temellerini, ilkelerini dikkate almayı, arka planını, satır aralarını düşünmeyi ister.
 Öyle ki, Kuran, tertil okumasını; azar azar, yavaş yavaş, tek tek, tane tane, düşüne düşüne, hazmederek, sindirerek, muhakeme ederek, adeta suyunu çıkarırcasına okumayı över.
Aynı zamanda ikra okumasında; bu çıkarımların, elde edilen sonuçların, yaşanılması, hayata geçirilmesi, yaşama nakşedilmesi şarttır.
Böylece, telaffuz edilenlerin anlamının öğrenilmesi, düşünülmesi, ders çıkarılıp ibret alınması, bunların yaşanılması ve insanlığa anlatılmasıdır, ikra.
Takip etmek, ardından gitmek, aralarında hiç kimsenin bulunamayacağı kadar yakın bir şekilde izlemek, ona uymak, okumak ve manayı düşünmek, izlemek anlamına gelen tilavetten farkı da bu çıkarımları yaşamakla yetinmeyip insanlığa iletmektir, sunmaktır, tebliğ etmektir.
Bu nedenle, Kuranı ikra yapmak, ayetleri telaffuz etmenin yanı sıra, mealini anlamını okumak, bunları düşünmek, gerektiğince fikirlerden yararlanarak ibretler çıkarmak, bunları yaşama geçirmek ve insanlığa sunmak, anlatmaktır. Arı misali çiçeklerin özünü alıp, düşünüp, yoğurup Kuran potasında bal yapıp, yemek ve yedirmektir.
Bu amaçla Kurana yaklaşmaktır, yaşamaktır.
Kuranın hakikatlerine ulaşmak, özümlemek, yaşamak ve anlatmaktır.
Bu bağlamda kainat, kuran ve peygamber evrensel hakikatin, farklı tezahürleridir, ikra yapanlara.
Bismi Rabbikellezi Halak.
Rabbinin isimlerine yapışarak, tutunarak, teslim olarak, güvenerek ikra yapmaktır.
İkrayı, Onun terbiyesine girmek için yapmaktır.
Kuranın terbiyesinde yaşamak, hayat bulmak amacıyla gerçekleştirmektir.
Yeni bir ahlaka, Kuran ahlakına ulaşmak için ikra yapmaktır.
İkra yaptıkça eskiden ayrılmak yeni yepyeni bir ahlakla doğmaktır.
Kuran ahlakıyla yaratılmaktır, yoğrulmaktır.
Ayeti, baştan veya sondan okursak: Şayet, kuran ahlakıyla yaratılmak, yapılanmak istersen; Rabbin terbiyesine girmek, Ona yapışmak, aşkla bağlanmak, tutunmak gerektir. Bunun da tek yolu ikra yapmaktır.
Bilesin ki, ikra yaparsan Rabbin seni terbiye eder ve yeni, yepyeni bir ahlakla, Kuran ahlakıyla yaratır, yapılandırır, cennete layık insan eder.

خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
2-Halekal insane min 'alak.
İnsan alaktan Halak oldu.
Halak olması, ahlakın, hal, hareket, tavır, yaşam biçimi, programı, felsefesinin alakla ilgili, bağlantısı  anlatılır.
Kim neye alaka duyarsa, alakasının derecesiyle paralel onun ahlakıyla Halaklanır.
Kuran ahlakında yaratılmak, doğmak;  insanın alakına bağlıdır.
Alakası varsa, Kuran insanı terbiye eder ve yeni bir ahlaka ulaştırır.
Alakası ne ölçüde ise halakı, ahlakı, Kuranı yaşamı da o ölçüde olmaktadır.
Kurana sevgisi, ilgisi, alakası ahlakını belirlemektedir.
Alak gibi, döllenmiş yumurtanın, emriyonun rahim duvarına tutunurken gerçekleştirdiği gibi taa atardamarlarına kadar uzanıp, anasının en güçlü damarlarından beslenmesi misali, insan da Kuranın taa temellerine, ilkelerine, evrensel değerlerine, özüne, esasına, manasına ulaşacak şekilde alaka kurarsa, o nispette Kuranla beslenip, ahlaklanır.
Yoksa, ikrası, alakası sadece telaffuzda kalırsa, ahlakının da yüzeysel kalması kaçınılmazdır.
Oysa, öyle bir alaka isterki, tilaveti, tertili, ikra okumasını; tezekkürü, tedebbürü, taakulü, tefekkürü vb düşünmeleri bekler.
Bu alak, alaka, sevgi, istek ne ölçüde ise Kuranda o ölçüde ahlaklandırır.
Peygamber ve arkadaşlarının alakasının büyüklüğü, ahlakının da Kuran olmasını sağladı.
Şayet, Kuran ahlakı istiyorsak, önceliklerimizi ve önem verdiklerimizi sorgulayıp, Kurana alakamızı, ilgimizi, sevgimizi, gözden geçirmeliyiz.
Ahlakımızı Kuranlaştırmak için alaka duyduklarımızı ve alakamızın derecesini yeniden yapılandırmalıyız.

« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:18:51 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #5 : 23 Temmuz 2013, 19:28:10 »
senin gibi,
alakalı olana, ikra yapana selam olsun,

düşünenlere, selam olsun.

bu arada İKRA kavramının nasıl anlaşıldığıyla ilgili ayrıntı da verelim:
Alıntı

(H Yılmaz Tebyinil Kuran İşaret Yayınları)  “İkra sözcüğü, karae fiilinin emir kipidir. Bu sözcük İbranice ve Süryanice’de de mevcuttur. Meselâ, şu anda bile Süryanice’de “oku­mak” sözcüğü için kıryono kullanılır. İkri sözcüğü de “adımla, oku” anlamındadır. Araştırmacılar “ikra” sözcüğünün hangi dilden diğe­rine geçmiş olduğu konusunda kesin bir kanaat sahibi değildirler.
Henüz defter-kitap ortada yokken karae sözcüğü, “hayız kanının rahîmde toplanması ve dışarı atılması” anlamına üretilmiş [vaz edil­miş] ve zaman içerisinde de kadınların hayızlı günleri ile hemen arkasından gelen kanamasız günleri kapsayan dönemlerin adı olarak kullanılmıştır. Nitekim sözcüğün Bakara sûresinin 228. âyetin ‘deki kullanımı da bu anlamdadır.
Daha sonra sözcük, istiare [ödünç alma] yoluyla “bir şeyleri biriktirip onu dağıtmak, başka yerlere nakletmek” anlamında kulla­nılmaya başlanmıştır. “Develerin hamile kalarak yavruyu rahîmde ta­şıyıp sonra da doğurmasına” karaet’in-nâkatu denilirdi.
Aynı sözcük, yukarıdakilere ek olarak “harfleri, kelimeleri, cümleleri ya da bilgileri bir araya getirip bir başkasına nakletme” ey­lemi için de kullanılmaktadır. Zaten bu sözcüğün “okumak” anlamında kullanılma nedeni de budur.
Ne var ki, karae sözcüğünü “okumak” diye çevirmek yeterli olmadığı gibi, böyle çevrilmesi onun Kur’ân’da neden kullanıldığını anlamak bakımın­dan da yanlış sonuç verir.
Çünkü Türkçe’de kullanılan “okumak” sözcüğünün karşılığı, Arapça’da “tilâvet “tir. Buna, hazırdaki bir met­ni okumak diyebiliriz.”
İkra “2:222 Ve yes'eluneke anil mehiyd, kul hüve ezen fa'tezilün nisae fil mehiydi ve la takrabuhünne hatta yathurn, fe iza tetahherne fe'tuhünne min haysü emerakümllah, innellahe yühibbüt tevvabine ve yühibbül mütetahhirin
2:222.       Sana kadınların aybaşı hâlinden de soruyorlar. De ki: “O, bir eziyettir. Onun için aybaşı hâlinde kadınlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Artık iyice temizlendikleri zaman da Allah'ın emrettiği yerden onlara varın. Şüphesiz Allah, çok tevbe edenleri sever, çok temizlenenleri de sever.”
حِيضِ = Hayd =  aybaşı
 2:228      Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru', ve la yehillü lehünne ey yektmne ma halekAllahü fi erhamihinne in künne yü'minne billahi vel yevmil ahir, ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fi zalike in eradu islaha, ve lehünne mislüllezi aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali aleyhinne deraceh, vAllahü azizün hakim
2: 228.       Boşanmış kadınlar da, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Ve onların kocaları, barışmak isterlerse o süre içersinde onları geri almaya daha çok hakk sahibidirler. Onların da aleyhlerindeki gibi, ma‘rûf ile kendileri için de vardır. Erkekler için de, onların üzerinde bir derece vardır. Ve Allah azîz'dir, hakîm'dir.
 قُرُوَءٍ  = Kuru’ = aybaşı halinden sonraki zaman, iki aybaşı arasındaki zaman.
 Kuru’ kadınlara yaklaşmanın yasak olmadığı zaman yani birleşme toplama zamanı, spermle yumurtanın birleşmesiyle, toplanmasıyla, bir araya gelmesiyle “İKRA ile” fetus veya cenin oluşur, Yeni bir hayat ortaya çıkar. Kuran’ın toplanmasıyla, Kuran’ı kendimizde toplamamızla yeniden doğarız, yeni bir hayat oluşur.”YB
(TDV Dini Kavramlar Sözlüğü) “kitabı okumak, takip etmek, ardından gitmek, tâbi olmak ve uymak” anlamlarına gelen tilâvet, ıstılahta, Kur’ân’ı usulüne uygun olarak okumak demektir. Kur’ân’da “telâ” fiili 61 defa geçmiş ve takip etmek (Şems, 91/2), okumak (Enfâl, 8/2), ilim ve amel ile tâbi olmak (Bakara, 2/121), indirmek (Âl-i İmrân, 3/58) ve uydurmak (Bakara, 2/102), anlamlarında kullanılmıştır. Bu kelime daha çok âyetleri, Kur’ân’ı okuma anlamındadır.”
Anılan Sözlükte,  (En’âm, 6/151) ayeti gerekçe yapılarak, “ tilâvet kıraatten daha özeldir. Her tilâvet kıraattır, fakat her kıraat tilâvet değildir. Tilâvette, ittiba, bildirme ve duyurma anlamı da vardır” Görüşüne de yer verilmiş olmakla birlikte, De ki: "Gelin, Rabbinizin size harâm kıldığı şeyleri okuyayım… ayetinden tilavetin kıraatten daha kapsamlı olduğu anlamı çıkarılamaz, aksine Rabbinden gelen ayetin olduğu gibi, değişikliğe uğratılmadan, aynen insanlara aktarılması manası baskın olması nedeniyle tilavet, kıraat/ ikra kavramından daha dardır.
Nitekim, 10/16   قُلْ لَوْ شَاءَ اللّٰهُ مَا تَلَوْتُهُ عَلَيْكُمْ وَلَا اَدْرٰیكُمْ بِهٖ فَقَدْ لَبِثْتُ فٖيكُمْ عُمُرًا مِنْ قَبْلِهٖ اَفَلَا تَعْقِلُونَ     Kul lev şaellahu ma televtuhu aleykum ve la edrakum bihi fe kad lebistu fikum umuram min kablihi e fela ta'kilûn.
S. Ateş   De ki:"Eğer Allâh dileseydi, onu size okumazdım ve onu size hiç bildirmezdi. Ben ondan önce aranızda bir ömür boyu kalmıştım (böyle bir şey yapmamıştım), düşünmüyor musunuz? " Ayetinde, okuma ile idrak etme aynı zamanda kullanılarak tilavet ile idrak etmenin ayrı ayrı vurgulanmış olması da dikkat çekicidir.
Bu nedenle, tilavetin, idrak etme gereği duymadan da, yüzünden, yazılı olanı okuma, yazıyı takip etmek, yazılı olana uyarak onu seslendirmek, sesli veya sessiz dillendirmek olduğu anlaşılmaktadır. İdrak ise anlamına vararak, düşünerek, ibret alarak okumadır.
Böylece, tilavet ile ikranın farkı ortaya çıkmaktadır. Bu iki kavramı ayıran temel unsur idraktir.
Bu açıdan, (Elmalı)  “Hz. Peygamber'in hadisinde söylendiği üzere yüzünden okumanın, sevab ve fazileti, kavrama ve ezberlemeye vesile olmasından dolayıdır.” Derken; tilavetin ikra ile farkını ortaya koymuş ve eğer ikra yapması veya ikraya yardımcı olması halinde tilaveti, yüzünden okumayı teşvik ettiği anlaşılmaktadır.
(M Esed) “İkra’ emri, “oku” yahut “telaffuz et/dile getir” olarak çevrilebilir. Birinci çeviri, bana göre, bu bağlamda daha tercihe şayandır; çünkü “telaffuz etmek/dile getirmek” kavramı, yalnızca o anda yazılı olan veya hafızada bulunan bir şeyi -anlayarak veya anlamadan- dil ile söylemeyi ifade eder; oysa “okumak”, bir dış kaynaktan, burada Kur’an mesajından, alınan sözleri veya düşünceleri, yüksek sesle olsun veya olmasın, ama anlamak niyetiyle bilinçli olarak zihnine nakşetmeyi ifade eder.”
Diğer bir anlatımla, (H Yılmaz) “ Nitekim Biz sana biriktireceğiz ve dağıttıracağız , sen de unutmayacaksın/terk etmeyeceksin (A’lâ sûresinin 6. âyeti ile Kıyâmet sûresinin. 17–19 âyetin ‘de tekrarlanan benzer ifadeler de göstermektedir ki, kıraat , “ön­ce bir şeyleri zihinde, kitapta vs. toparlayıp-hazırlayıp, sonra başka­larına sözlü ya da yazılı olarak aktarmaktır.” Bu durumda, konumuz olan ikra emrinden, Peygamberimizde bir şeylerin biriktirileceğinin ve sonra da bunların yine ona dağıttırılacağının anlaşılması gerekir. Diğer bir ifadeyle, Peygamberimiz Allah’tan bir şeyler öğrenecek; öğrendiklerini de insanlara sözlü veya yazılı olarak öğretecektir. Kendisine ikra ile emredilen [verilen görev] işte budur. Bu konuda şu âyetlere bakılabilir: İsrâ/14.45.93.106; Nahl/98; Şu’arâ/199; A’râf/204; İnşikak/21; A’lâ/6 ve Müzzemmil/20 . Özetle, ikra emri, toplamak ve dağıtmak anlamı ekseninde “vahyolunacakları zihninde toparla/oku/dağıt, tebliğ et” anlamına gelir.”
(F Razi) “Ayetteki, "oku" ifadesi ile, "Kur'ân oku" manası kastedilmiştir. Çünkü "okuma" (kıraat), ancak Kur'ân hakkında kullanılır. Nitekim Hak Teâlâ, "Biz onu okuduğumuz zaman, onun kıraatine '{Kıyame, 75/18) ve "Kur'ân'ı parça parça indirdik ki sen onu insanlara yavaş yavaş kıraat edesin, okuyasın" (İsra, 17/106) buyurmuştur.”
(Elmalı) “"Sen Kur'ân'dan önce bir kitap okumuyordun." (Ankebut 29/48) kitabın niteliğini, imanın esasının neden oluştuğunu bilmezdin... "Sen önceleri kitap nedir iman nedir bilmezdin." (Şurâ, 42/52)”
(Kuran Yolu) “Bu ayette “emredilen okumanın konusu belirtilmemiştir; çünkü başta kendisine in­dirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere, okunması yani üzerinde inceleme yapıp zihin yorarak hakkında bilgi edinilmesi, ders ve ibret alınması ge­reken her şeyi tanıması, hakikatini anlayıp kavraması istenmektedir.”
(A Küçük) “Kur’an’ın okunmasından maksat tedebbürdür. Yani düşünerek onun ne dediğini anlamaya çalışmak ve hayatı onunla düzenlemektir. Hz. Ali efendimiz buyurur ki:“Anlamayarak yapılan ibadette ve düşünülmeden gerçekleştirilen kıraatte hayır yoktur.”  Zaten Allah’ın Resûlü bir hadislerinde kişinin okuduğu şeyle kalbinin irtibatının kesildiği ve okuduğu âyetlerden başka şeyler düşünmeye ve dikkati başka taraflara dağılmaya başladığı andan itibaren onun okumaya devamını menetmektedir. Selef âlimlerimizin hepsi böyle düşünür böyle inanırdı. Bakın Süleyman Ed-Dârâni: “Anlamadığım ve kalp huzuruyla okumadığım âyetlerden sevap alacağımı ummuyorum. Ben bir âyeti okurum, sonra dört-beş gece onunla meşgul olurum ve onu iyice anlamadan başka bir âyete geçmem.” der. Öyleyse Okuma = Okuma + Başkasına anlatma + Uygulama, yani okunanı yaşama, okunanla hayatı düzenleme + Samimiyettir diyebiliriz.”
Nitekim, (Mevdudi)  “Eğer meleğin maksadı kendi söylediğini Rasulullah'ın sadece tekrar etmesini istemek olsaydı, Rasulullah "Ben okuma bilmem" demezdi.” Açıklamasından da anlaşılacağı üzere; istenilenin, ne telafuz, ne de tilavet olmadığını vurgulamaktadır.
Ikra, vahyedilen Kuran ile birlikte, yaratılan kitabı Kainatı da okumak, incelemek, düşünmek, dersler, ibretler çıkarmak, idrak etmek veya toplamak, içselleştirmek, bunlara uygun yaşamak ve insanları da bu eyleme davet etmektir.
Kitabı yüzünden, manasını bilmeden, kelimeleri tekrar etmekten ibaret olan eylemin adı tilavet dahi değildir. Olsa olsa kelime tekrarıdır. Taklittir. Telaffuzdur.
Tilavette okunan metnin anlamını bilmek vardır. Bu anlamı kavrayıp, toplayıp, düşünerek ders çıkarmak, ibret almak, yaşama geçirmek, anlamak ve anlatmakla ikra gerçekleşmiş olur.
Böylece, ikra yapılınca,  Kuranla yoğrulmuş, Kainata, varlık alemine layık, bir insan oluşur.

« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:18:15 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #6 : 23 Temmuz 2013, 19:31:06 »
ne mutlu
Kuranı anlamaya çalışan ve yaşamına geçirmeye
hayat düsturu yapanlara

Alak suresinin ilk iki ayeti çok önemli mesajlar vermekte,
yaşamak isteyenler:
Alıntı

Bu iki ayet, insanlığa; değişimin, dönüşümün yolunu yöntemini vermektedir.
Kuranı ıkra yapanların, Rabbin eğitimine terbiyesine girdiklerini, Allah’a ve Kurana verdikleri öneme, önceliğe, alaka, sevgi ve aşk derecesine paralel olarak Halaklandıkları, Kuranın ahlakıyla yenilenip yaratıldıklarını açıklamaktadır.
Yaşayan Kuran olmak, Kuran ahlakıyla değişmek dönüşmek isteyenlerin yapması gereken ıkradır, Kuran okuluna girip terbiye olmaktır, bütün benliğiyle Kurana yönelmektir, önem ve öncelik vermektir, alaka göstermektir.
Alakın döllenmiş zigot anlamını, asılı, askıda vb manalarını da dikkate aldığımızda, bu alaka öyle olmalıdır ki, aynı döllenmiş yumurtanın rahim duvarına tutunması, ana damarlarına, atardamarlarına ulaşması kadar güçlü ve kapsamlı ve olgunlaşıncaya, kemale erinceye kadar sürmelidir. Haftada bir gün, bir saat vs değil.
Bu alaka ne ölçüde ise, Kuran ahlakıyla Halaklanmak, yaratılmak ta o ölçüde olmaktadır. Bu Allah’ın sünnetidir.
Neye alaka gösterirse insan, alakasını yönelttiği alanda ve alakası ölçüsünde halaklanır, ahlaklanır, o ahlak üzere yaratılır, değiştirilir.
Şimdi şu soruyu sormalıyız: Biz neden gereğince Kuran ahlakıyla ahlaklanamadık? Toplumun yaşamı Kuran ahlakından neden uzak? Kurana alakamızı sorgulayalım, Kuranı ıkra yapışımızı sorgulayalım. Önem verdiklerimizi, yaşamdaki önceliklerimizi, amacımızı sorgulayalım.

« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:17:23 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #7 : 23 Temmuz 2013, 19:35:32 »
senin verdiğin metinde de geçen hadisi şerifler de dahil,
AllahIN RASULU,

Yaşayan Kurandı

Kuran ne emretmisse onu yapmış ve yaşamıştır.
sorun onları mealleştirirken çaresiz hatalı anlamlar kazanmaktadır.
mealin  yapısında bu var,
oysa,
Allah RASULU de bakın nasıl yaklaşmış:
Alıntı
KURAN OKUMAYI TAVSİYE EDEN HADİSİ ŞERİFLERDE DE,
OKUMA DİYE MEALLEŞTİRİLEN KELİMELERE BAKTIĞIMIZDA ÇOK DÜŞÜNDÜRÜCÜ SONUÇLA KARŞILAŞIRIZ.

İKRA emrini görürüz.
Bazen TİLAVET/TERTİL kelime ve türevleriyle karşılaşırız.

AMA hİç bir zaman
TELAFFUZ/LAFIZLARI KELİMELERİ TEKRAR ETMEYLE KARŞILAŞMAYIZ.

İKRA VE TERTİL OKUMASI NEDİR Kİ, SEVAP VERİLMİŞ.
GELİN DÜŞÜNELİM.
KURANI KERİM NEDEN İNDİ, KURANDAKİ CEVAPLA BAŞLAYALIM.

Alak suresinde ilk emir de İKRA dır.
O suredeki açıklamalarıma da bakılabilir.

Muhabbetle selamlıyorum,
İKRA yapanlara selam olsun.


« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:21:27 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #8 : 23 Temmuz 2013, 19:46:00 »
bahsetttiğin ayette:

Alıntı
Cenâb-ı Hakk’ın,
“Kur’ân’ı tane tane, açık açık oku!”(Müzzemmil Sûresi, 73/4.

arapçası,
okunuşu ve meali:
Alıntı
73/4
اَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْاٰنَ تَرْتٖيلًا
 
    Ev zid 'aleyhi ve rettililkur'ane tertila.
S. Ateş /   Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'ân oku.


TERTİL OKUMASINI / agır agır, anlaya anlaya, hazmederek, içselleştirerek, tek tek, her biri üzerinde gereğince durarak....... okumaktır, bunu DA

aynı
İKRA,
TİLAVET,
TERTİL
TEDEBBÜR

okumasını da
gelin düşünelim.

KURAN
KURANIN
nasıl .......vb,
okunmasını da açıkça
bildirmiştir.

SADIKLARA DÜŞEN DE,
alaka,
ilgi,sevgi,
aşk,
önem ve öncelik vermektir,

değil mi.

selam olsun İKRA emriyle başlayanlara.
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:23:52 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #9 : 23 Temmuz 2013, 19:50:18 »
bu konuyu düşünmek durumundayız.

yaptıklarımızı
hesaba çekilmeden hesaba çekmeliyiz.

kuran ne ister,
biz ne yapıyoruz,

DÜŞÜNENLER İÇİN İBRETLER VARDIR
VB AYETLERİ
 yaşama geçirmeliyiz.

düşünenlere selam olsun.

bu konuyu da tüm dostlarla,
ama
KURAN
ADABINA VE AHLAKINA

uyarak,
tefekküre devam edelim.

buyrun.
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:23:13 Gönderen: İsra »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #10 : 23 Temmuz 2013, 22:26:57 »
Konu: Forum Kuralları

Kanun No: 10
* Yazının belirli bölümünü yazıp devamı için başka bir siteye yönlendirmek, yeni bir konu açıp  içeriği için link vermek yada herhangi bir mesaj yazıp site linki vermek kesinlikle yasak olup bu tür mesajlar tereddütsüz silinecektir.

Kanun No: 11
* Mesaj sayısı 100'ü geçmemiş üyelerin site tanıtımları kesinlikle yasaktır. Bu tür linkler anında silinirler. Forumumza sadece site tanıtımı yapmak için üye olanların önüne geçmek için böyle bir karar alınmıştır. Resim yada benzeri dosya indirme linkleride verilmesi uygun değildir.Site tanıtımlarının yapılması faydalı olup olmama durumuna göre yönetimin insiyatifindedir.Faydalı görmediği bir sitenin tanıtımı, haber verilmeksizin yönetim tarafından silinebilir.
http://www.sadakatforum.com/forum-kurallari-duyurular/forum-kurallari-t27856.0.html
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:22:48 Gönderen: İsra »

aldemira

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı
« Yanıtla #11 : 23 Temmuz 2013, 22:40:39 »
SEVGİLİ DOST OLANLARA SESLENİYORUM,
DÜŞÜNMEKTEN IRAK OLANLARA SÖZÜM OLAMAZ

Öncelikle bir site kurarak insanlığa hizmete vesile olmanız nedeniyle tebriklerimi ve şükranlarımı sunarım. Bunun zahmetli, meşakkatli bir hizmet olduğunu ancak bu çalışmalarda bulunanlar bilir. Allah yar ve yardımcınızdır.
Amacım,  KURAN hizmetinde bulunmaktır. Kuran surelerini ve yorumlarını sizin sitede de dostlarla paylaşmaktır, muradım.
Tüm çalışmalarda; blogda da belirtildiği üzere, “hasenat araştırma programı, kuran meali.org ve benzeri dokümanlardan ve Türkçeye kazandırılmış geleneksel ve çağdaş tüm tefsirler ile kuran okuma çalışmalarında yapılan müzakerelerde ortaya konulan fikirlerden yararlanılarak İKRA yapmaya çalışılmakta olup, bu vesileyle ulaşılan anlamları, ibretleri, dersleri, çıkarımları dostlarla paylaşma yoluna gidilmiştir.” Ve ayrıca surelerin altında, çalışma notlarında gerekli bilgiler bulunmakta ve varsa alıntılarda yer almaktadır.
Blog/siteden de görüleceği üzere, reklam vs den uzak durup, ne resim, ne de şahsiyetle ilgili bilgi bile vermekten kaçınıp, sadece KURAN yorumlarını nazara vermeyi amaçladım.
Yazıların altında blog adresinin bulunması, yazının kaynağını göstermek ve hukuki tüm sorumluluğun aidiyetini bildirmek ve dahi ayrıntı arayanlara bilgi sunmaktır.
Şayet, bağlantı adresi istenmiyorsa, diğer sitelerde, bu bir programla sadece aldemira diye isme dönüşmekte.
Yine bu da OLMAZ deniyorsa yapılacak bu adresi silip, ESAS OLANI yani Kuran surelerinin açılımının site müdavimleri ile paylaşılmasına yardımcı olmanız ve KURAN hizmetine katkı da bulunmanızdır.

Allah yolunda yapılanlar hiç bir zaman boşa gitmez,
İlgi ve alakanıza teşekkür ederken,
İKRA yapanlara selam olsun.
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:16:27 Gönderen: İsra »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #12 : 24 Temmuz 2013, 01:42:57 »
İkra kardeşim, güzel ve anlamlı konuşmanız için teşekkürler.
Site tanıtımlarının yapılması faydalı olup olmama durumuna göre yönetimin insiyatifindedir.Faydalı görmediği bir sitenin tanıtımı, haber verilmeksizin yönetim tarafından silinebilir.

Burada zaten yönetim uygun görmesse kaldıracağını belirtmiş. Demek uygun görmüş ki yazınızı kaldırmamış. Sitemiz hakkındaki olumlu teşvik edici düşünceleriniz için ayrıca teşekkür ederim.

 Bizim sitemiz de,  yeni adı sadakatforum.com  eski adı (sadakat net) de kurallara uygun olmak kaydıyla  her türlü paylaşım da bulanabilirsiniz. Kaldı'ki Kur'an-ı Kerim hakkın da yapacağınız paylaşımlar bizim için çok daha güzeldir.

  Ancak, Kur'an-ı Kerimle ilgili paylaşımlar belli bir  bilgi birikim, ilim okumayı gerektirir. Bu sitede müdavimleri ve takipçileri  ilim konuda belli bir seviye de  oldukları malumunuzdur. Bunun için bu hassasiyetleri de göz önünde bulundurmak lazım.
 
« Son Düzenleme: 24 Temmuz 2013, 02:22:20 Gönderen: İsra »

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #13 : 24 Temmuz 2013, 02:24:46 »
Arkadaşın sitesini inceledim. Öncelikli dediği kitablar göre akradaşın itikadi sorunları mevcut. Gitsin, başka sitede ikra yapsın.
Sadakatte sapıklıklara yer verilmez.

Öncelikli Dediği Kitaplar
1- Kısa Surelerin - Tefsiri Mehmet Okuyan
2- Kuran Mesajı - Muhammed Esed
3- Tebyin Ül Kuran  - Hakkı Yılmaz
4- Hayat Kitabı Kuran  - Mustafa İslamoğlu

http://www.sadakatforum.com/fikih_ve_itikad/iste_73_firkanin_listesi-t54631.5.html
http://www.sadakatforum.com/islami_sorulariniz_ve_cevaplari/mustafa_islamoglu_hakkinda_ne_dusunuyorsunuz-t35482.0.html



Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Kuran okumak lafızları tekrar mı?
« Yanıtla #14 : 24 Temmuz 2013, 15:41:04 »
ben önceki mesajımda yazdığım gibi  biz senin fikrini kabul ediyoruz. Tabi ki kuran yaşanmalı ve bu sitedekiler onun için uğraşan insanlardır. Ancak kuranı yaşarken sırf ibadet maksadı ile okunmalı aynı zamanda. siz de bunu kabul etmek istemiyorsunuz. Yani imanın şartlarını islamın şartlarını  kısaca Allah'ın tüm emirlerini yerine getirmeye gayret eden ve tüm yasaklarından kaçınan bir yaşlı teyze veya amca, helal rızkının peşinde koşan ve günde 12-15 saat çalışan insan kuranın manasını bilmiyorsa veya öğrenme imkanı olmadıysa kuranı okumasın mı ? Takdir edersiniz ki bir dili öğrenmek ve derinliğine vakıf olmak bir ömür istiyor.

جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ