Hikaye:
Râbia el- Adeviyye veya Râbia el-Bedeviyye adında bir hatun vardı. Bu hatun âhiret hâtunlarından idi. Allah-u Teâlâ (cc), ondan razı olsun. Bu hâtunu kabire koyduklarından Münker ve Nekir geldiler:
- Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? diye sordular.
Rabia hatun dedi ki:
Bunca yıllardır ki dünyada yürüdüm. Bütün ömrüm boyunca Allah'ımı (cc) ve Peygamber'imi (sav) unutmadım da şurada öleli birazcık zaman oldu, hemen unutu mu verdim? Siz öyle mi zannedersiniz. Benim Rabbim Allah (cc), Peygamberim Hz. Muhammed'dir (sav). Varın da onlara sorun ki acaba beni kabul edecekler mi? Varın gidin de siz Allah-u Teâlâ (cc)'ya ve Resulûne (sav) sorun. Belki kabul etmeyiverirler.
Bu esnada nida gelir ki:
- O kadına dokunmayın. O bizim bilişimiz ve dostumuzdur.
Azizim! Dilini doğru öğret. İki dilliliği, yalancılığı terk et. Bunlar münâfıkın alâmetlerindendir. Bu sıfartlarla muttasıf olanların yeri cehennemdir. Zira o cenazenin amelleri iyi olmadığından suallere cevap veremez, şaşırır, aklı dolaşır. Orada yalancılığı gözünün önüne gelir ne yapacağını şaşırır. Münker ve Nekir'in heybetinden dili dolaşır. Bütün bütün yanlış cevap verir.
Böyleleri zannederler ki yalan cevaplarla kendilerini sual meleklerinden kurtarırlar. Heyhat!. Aldanan var mı? Karşısındakiler melek. Bu sebeple Allah'ımız (cc) sizsiniz der. Aklı sıra melekleri aldacak.
Melekler cevap verirler ve derler ki;
- Yanıldın behey mel'un. Dünyada olduğu gibi aldatabileceğini mi sandın?
Sonra ellerindeki topuz ile bir defa vururlar. O kimsenin aklı başından gider. O meyyit, kurdun eline düşmüş, pençesine zebûn olmuş hayvan gibi acı acı bağırır. Onun, bu şiddetli avazını yeryüzünde ne kadar canlı varsa hepsi işitirler. Yalnız insanlar ve cinniler işitmezler.
Bu meyyit bir müddet gaflet içinde kaldıktan sonra tekrar aklı başına gelir. Bu esnada tekrar hitab-ı izzet gelir.
-Vurun bu mel'una, dünyada iken beni unutur dururdu.
Onlar da vururlar. İkinci vurdukları da evvelki gibidir. Tekrar aklı başından gider. Bir zaman sarhoş gibi yattıktan sonra tekrar aklı başına gelir. Melekler o kimseye derler ki:
- Sağ yanına bak!
O kimse sağ tarafına bakar, cenneti, cennetlikleri, orasının güzelliğini, hurileri, gılmanları görür ve ne kadar imrenir. Ona derler ki:
- Ey bedbaht! Gör dünyada amel-i salih işleyip Mevlânın buyruklarını dinleyenler gibi sende onun emirlerini dinleseydin, senin de makamın bunlarınkinden farksız olurdu. Şimdi bu azab ve işkenceyi devamlı olarak çek dur. Öbür yanına da bir bak, derler.
Soluna baktığı zaman, cehennemin o çirkin derelerini görür. Pek çok ve bitmeyen tükenmeyen azablarını da görür, korkudan tir tir titrer.