Gönderen Konu: Nükteler...  (Okunma sayısı 127946 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Eşraf

  • okur
  • *
  • İleti: 58
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #105 : 07 Aralık 2007, 15:39:56 »

Hırka

Vaktiyle adamcağızın biri, Abdülkadir Geylânî Hazretlerine gelerek: - Aman yâ Hazret, mübarek hırkanı bana giydir de, senin hâlin ile hâlleneyim demiş. Geylanî Hazretleri de şöyle cevap vermiş: - Sen kendin o hâli bulmadıkça, hırkamı değil kendimi giydirsem fayda vermez.

Bu dünyanın cefasından sefasına nöbet gelmez.
Gâfil olma ilme çalış, geçen zaman geri gelmez

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #106 : 14 Aralık 2007, 22:44:08 »
Selçuklu Sultanlarından biri Mevlânâ'yı ziyaret etmek istemiş. Bu ziyaretini
gerçekleştirdiğinde ona, saltanatları arasında ne gibi bir farkın olduğunu sormuş.
Hz. Mevlânâ söz konusu soruya şu cevabı vermiş:
"Senin saltanatın gözlerin açık olduğu müddetçe vardır. Oysa benim saltanatım,
gözlerimi kapadığımda başlar."
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı tunike

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 307
  • bir tebessüm bile sadakadır
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #107 : 15 Aralık 2007, 00:39:55 »
HUZUR
Zeynel Âbidin Hazretleri abdest alırken sapsarı kesilirdi. Sebebini sorduklarında şu cevabı verdi.
- Kimin huzurunda durduğumu düşünürseniz, sebebini anlarsınız...

öyle itaatkar bir kul ol ki,dışardan görenler deli desinler.çünkü deli olmadan,veli olunmaz!

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #108 : 16 Aralık 2007, 05:58:52 »
Bir bilgeye sormuşlar:
- Bir insanın zekâsını nereden anlarsınız?
- Konuşmasından, diye cevap vermiş.
Ya hiç konuşmazsa, demişler.
- O kadar akıllı insan yoktur ki!

Çevrimdışı Eşraf

  • okur
  • *
  • İleti: 58
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #109 : 18 Aralık 2007, 09:26:59 »
İÇİMİZDEKİ HOROZ
   Çocuk:
   - Babacığım, demiş. Bana bir horoz alsan da, sabahları ötüp beni namaza kaldırsa.
   Adam:
   - Canım oğul, diye cevap vermiş. Senin içindeki horoz ötmedikten sonra, dışarıdaki horozun fayda vereceğini mi sanıyorsun?
Bu dünyanın cefasından sefasına nöbet gelmez.
Gâfil olma ilme çalış, geçen zaman geri gelmez

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #110 : 21 Ocak 2008, 05:37:25 »
Hz.Ali'ye sordular:

"Cenab-ı Hak bu kadar kalabalık halka nasıl mizan kurup herkesi hesaba çeker?"

"Onların kalabalık ve çokluğuna rağmen nasıl ayrı ayrı rızıklarını veriyorsa öylece hesaba çeker" buyurdurlar

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #111 : 28 Şubat 2008, 04:55:30 »
Bir gün Eflâtun , talebelerden birini kumar oynarken

yakalayıp azarlar.Ve :

-Iyi ama , ben çok az bir parasına oynuyordum , diyen

öğrencisine :-Ben seni kaybettigin para için değil , kaybettiğin

zaman için azarliyorum , der.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #112 : 21 Mart 2008, 00:12:51 »

Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder.
Şoför sinirlenerek:
- Kaza edin efendim, der. Ne olur yani?
Adam, sakin sakin cevap verir:
- Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen?

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #113 : 28 Mart 2008, 22:30:35 »
Adamın birini şahitlik için mahkemeye götürürler. Kadı şahidin aranan özelliklerini taşıyıp taşımadığını öğrenmek için bazı sorular sorar ve der ki: "Sen kuran-ı kerim okumayı bilir misin" Adam " çok iyi bilirim" der.Kadı "ölü yıkamayı" diye sorar. Adam "onu da bilirim." der. Kadı "peki ölüyü mezara gömerken kulağına bir şeyler söylerler. Onu da bilir misin?"  "evet " der. Kadı " ne dersin bakalım?". Adam "ne talihli başın varmış ki  öldün de bizim kadının huzuruna şahitlik için gelmekten kurtuldun" der.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #114 : 09 Nisan 2008, 11:12:43 »
Sokrat ölüme mahkum edildiğinde eşi:
-Haksız yere öldürülüyorsun diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, bir de haklı yere mi öldürülseydim?

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #115 : 11 Nisan 2008, 16:15:15 »
Behlül Dânâ'ya biri sorar:

- Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?

Behlül Dânâ şu cevabı verir:

- Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter."

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #116 : 18 Nisan 2008, 01:44:59 »
İnsafsız zalim hükümdarlardan birisi, ibâdetle meşgul olan bir Allah dostuna sorar:

"-İbâdetlerden hangisi efdaldir?"

Allah dostu, sükûnetle cevap verir:

"-Senin için uyumak efdaldir; çünkü uyuduğun müddetçe halkı incitemezsin!.."

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #117 : 21 Nisan 2008, 03:41:28 »
Dünya Hapsi

Devrin padişahı, bir suçluyu, “Suçun büyük, seni müebbet hapse mahkûm ettim!” demiş.

Mahkûm bunu duyunca heyecanla sormuş:

“Ey padişahım! Muvakkat dünyada, müebbet hapis olur mu?”
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #118 : 25 Nisan 2008, 09:59:35 »
Fatih, İstanbul'u fethetmişti. Şimdi atının üzerinde ordusuyla şehre giriyordu.
Dervişlerden biri Fatih'in atının yularına yapışıp Padişaha şöyle dedi:
"Padişahım! İstanbul'u biz dervişlerin duaları sayesinde aldığını unutma.
Fatih, dervişin bu haline ve sözüne hafifçe gülümsedi ve:
"Doğru söylersin" dedi. Eliyle kılıcını işaret ettikten sonra da şöyle dedi:
"Ama sen de şu kılıcın hakkını unutma!

Çevrimdışı Aslıhal

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 271
  • Sadece,halin aslı
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #119 : 19 Haziran 2008, 15:37:08 »
Kanuni sultan Süleyman zamanında bir savaş esnasında kurulan Otağı hümayünün direklerine karıncalar sarar oradakiler telaşlanıp karıncaları süpürüp atmak isterler bu durumu fark eden Kanuni meseleyi öğrenince
Şeyhülislam Ebussuud efendiye bu meseleyi Şiire benzer bir soru ile sorar


Direkleri sarınca karınca
zararı varmı?
karıncayı kırınca?

Ebussuud efendi padişaha aynı uslupla cevap verir

Yarın huzur-u hakka varınca
Sultan süleymandan
hakkını alır karınca
Sultan hemen çadırın yerini değiştirir karıncaların yuvasına dokunmazlar
Bârını gerden-i ahbâba edenler tahmîl
Ne kadar olsa sebük-ruh olur elbette sakîl