Gönderen Konu: Nükteler...  (Okunma sayısı 128293 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #60 : 02 Kasım 2007, 16:38:37 »

Sadrazam Ahmet Vefik Paşa, Bâbıâliye arabası ile görevine gelirken yanına hiç kimseyi almazmış. Bu yüzden kapıdaki görevliler onu tanımadıkları için selam vermezlermiş. Sonunda Sadrazama, arabasının yanına uşaklarından birini aldırmışlar. Bundan sonra Sadrazamın arabasına selâm verilmeye başlanmış. Günün birinde böyle bir selâmlama anında Ahmet Vefik Paşa, yerinden kalkıp uşağa şöyle demiş:

"Ne duruyorsun? Bak seni selâmlıyorlar, haydi sende onları selâmlasana."


Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #61 : 02 Kasım 2007, 16:40:26 »
Merzifonlu bir edebiyatçı, Hamamîzâde İhsan'a şöyle der:

-Bir eşek kitabı yazmak istiyorum. Siz "Hamsiname" yazdınız. Bende "Eşeknâme" yazamaz mıyım sanki?

Cevap:-Pekala yazarsınız. Benim memlekette çok hamsi çıkar,yazdım. Sizinkinden de çok eşek çıkınca neden yazmayasınız

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #62 : 02 Kasım 2007, 16:43:05 »
Adam namaza durmuştu. Arkadaşları onun hakkında konuşmaya başladılar:

-Çok dindardır maşaAllah, takva sahibidir ...

Bunu duyan adam namazını kesip arkadaşlarına döndü:

-Hem de, oruçluyum!

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #63 : 02 Kasım 2007, 16:48:10 »
Fatih Sultan Mehmet çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca babası II. Murad:

—Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır.

O esnada II. Murad'ın yanında olan Akşemseddin hazretleri:

-Peder ne der, kader ne der!., diye söylenir

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #64 : 02 Kasım 2007, 16:57:26 »
Fransızca öğretmeni Tevfik Daniş Bey, sonradan Dışişleri Bakanlığında müsteşarlık görevinde de bulunan Semih Mümtaz'ın öğretmeniydi. Tevfik Bey, Numûne-i Terakki Lisesi'nde Fransızca dersinde iken Semih Mümtaz'ın arka sıralarda gazete okuduğunu görür ve azarlar:

—Niçin derse ilgilenmiyorsun da gazete okuyorsun?

—Efendim, okuduğum gazete Fransızca olduğu için ders harici sayılmaz ki!

Öğretmen da ona soru şeklinde şu cevabı yöneltir:

—Demek ki senin mantığına göre "tatbiki botanik" dersinde otlayanlar da yadırganmaz değil mi?!..

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #65 : 02 Kasım 2007, 17:02:02 »
Yahya Kemal’e “Ankara’nın en çok neresini seviyorsunuz?” diye sorduklarında şu cevabı verir:

—İstanbul’a dönüşünü...
 

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #66 : 02 Kasım 2007, 17:05:33 »
Selçuklu Sultanlarından biri Mevlana'yı ziyaret etmiş ve ona, saltanatları arasında ne gibi bir farkın olduğunu sormuş. Hz. Mevlana  soruya şu cevabı vermiş:

"Senin saltanatın gözlerin açık olduğu müddetçe vardır. Oysa benim saltanatım, gözlerim kapadığımda başlar."

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #67 : 02 Kasım 2007, 17:07:50 »
Padişah Abdülaziz, günün birinde Kazasker Mustafa İzzet'e çok kızdığı için onu meclisinden uzaklaştırır. Kazasker buna çok üzülür. Bir müddet sonra da Cuma günleri Ayasofya Camiinde hutbe okumaya başlar. Bir Cuma günü Padişah Abdülaziz, Cuma namazı kılmak için Ayasofya Camiine geldiğinde hutbe okuyanın kim olduğunu hemen tanır. Sonra Kazaskeri yanına çağırıp, üzerindeki elbiseyi göstererek:

"İzzet, bu ne hâl?" diye sorar. Kazasker Mustafa İzzet, bir derviş gibi eğilir ve şöyle der:

"Efendimin hiddeti, derviş etti İzzet'i."

Bu söz affedilmesini sağlar.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #68 : 02 Kasım 2007, 17:13:42 »
Hilal-i Rai'nin bir dostu vardı:Kör Şair beşşar.
Hilal bazen onunla şakalaşırdı.Yine bir gün şöyle sormuş: ''Hazret, Allahü Teala bir kimseyi bir nimetten mahrum ederse ona bir başka nimet verirmiş.Sizin gözleriniz görmediğine göre size verilen diğer nimet nedir acaba?''
Kör Şair Beşşar'ın cevabı şu olmuş.
''Sizin gibilerin yüzünü görmemek''

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #69 : 02 Kasım 2007, 17:39:40 »
Kanuni Sultan Süleyman avlanmaya çıktığı bir gün sağanak yağmura yakalanınca o civardaki evlerden birine sığınır.
Sıcak ateşin karşısında ıslanan elbiselerini kuruturken: "Gerçekten şu ateş bin altına bedel," der.
Padişah geceyi geçirdikleri evden ertesi gün ayrılırken ev sahibi olan köylüye:

"Borcumuz ne kadar?" diye sorar. Uyanık köylü: ""Bin bir altın yeter," diye cevap verir.
Padişahın hayretler içerisinde kaldığını gören köylü, onun soru sormasına fırsat vermeden sözüne devam eder:
"Akşamki ateşin bin altın değerinde olduğunu zaten siz söylemiştiniz. Konaklama ücreti için ise bir altın çok mu fazla?"


Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #70 : 02 Kasım 2007, 17:56:25 »
Eski Türk evlerinin dış duvarlarına ''Ya Hafiz levhaları(Muhafaza eden ,koruyan Allah anlamında)asılırdı.İngiliz Büyükelçisi böyle bir levhayı görünce Keçizade Fuat Paşa'ya :

-''Bunlar nedir?''diye sormuş.

Fuat Paşada tam ingilizlerin anlayacağı şekilde şu cevabı vermiş:

-''O gördükleriniz Osmanlı sigorta şirketlerinin levhalarıdır.''

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #71 : 02 Kasım 2007, 18:09:15 »
Timur'un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar.Bunun üzerine Timur o defterdara kağıtları yedirir ve işten kovar.

Yerine Nasrettin Hoca'yı alır.Hoca hesapları yufka üzerinde yapmaya başlar.Timur bunu görür ve sebebini sorar.

Hoca aynen şu cevabı verir:

-Yemesi kolay olsun diye...

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #72 : 02 Kasım 2007, 18:17:48 »
II. Abdülhamid, Edirne Valisi İzzet Paşayı çok severmiş. Baba yadigarı olması dolayısıyla da onunla özel
ilgilenip sık sık hatırını sorarmış. Yine bir gün huzuruna çağırıp halini hatırını sorduktan sonra şunu sormuş:
"İzzet Paşa, bana senin herkese 'teres' diyerek hakarette bulunduğunu söylediler. Bu doğru mu?"
İzzet Paşa kendisini ispiyonlayanlara sinirlenip bir an boş bulunarak, II. Abdülhamid'e şöyle cevap vermiş: "Söylediğinizin aslı yoktur efendim, teresler bana iftira etmişler

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #73 : 02 Kasım 2007, 18:50:04 »
Necip Fazıl kürsüde konuşma yapıyorken salonda oturan birisi kalkmış Necip Fazıl'a:

- Biz senin geçmişini de biliyoruz
 
N.Fazıl adama şöyle cevap verir :

-Biz geçmişimizi kaldırıp çöpe attık; çöplüğüde ancak köpekler karışıtırır

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Nükteler...
« Yanıtla #74 : 02 Kasım 2007, 19:57:11 »
Değirmen Taşı

19. yy. âlim ve şairlerinden Gaziantepli Hasırcızade Mehmet Ağa, devrinin en nüktedan kişilerinden biriymiş
Dönemin devlet adamlarından Fuat Paşa ile de tanışıklığı olan Hasırcızade Mehmet, Paşayla görüştüğü bir gün, gözü onun parmağındaki yüzüğe takılmış. Fuat paşa sormuş:

- Taşına mı bakıyorsunuz?
- Evet Paşam.
- Elmastır.
- Ne faydası var, yani ne getirir?
- Yüzük taşı ne getirecek Mehmet Ağa?
 - Benim de babadan kalma iki taşım var, senede yüz altın getirirler.
- Yaa, ne taşı bunlar?
- Değirmen taşı paşam.