EĞİTİM, AİLE, KÜLTÜR-SANAT, SAĞLIK > TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZ
Târihten Hakîkatler ve İbretli Sahifeler
zaman_1453:
Çağdaşlaşma Yolunda
l930'lu yılların Türkiye’sinin Urla gibi bir Ege şehrinde dahi açlıktan insanların öldüğünü...
Ortalama bir memurun aylık maaşının 50 lira olduğu bu dönemde, çağdaşlaşma yolunda(!) 75 000 lira gibi büyük paralar ödeyerek heykel yaptırdığımızı (1)
Kendinizi Türklere Emanet Edin
16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolay Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen Boğdan Beyi Büyük Stefan'ın ölüm döşeğin de, evlatlarına gayet ibretli bir şekilde:
"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi Türklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler" diyerek nasihat ettiğini …(2)
Talan Edilen Mirasımız
Şanlı Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazinin mübarek anası Hayme Hatunun Domaniç’teki türbesini ulu hakan Abdülhamid Han'ın, ecdadına hürmetinin ifadesi olarak büyük bir itina ile tamir ettirip pencerelerini atlas perdelerle kaplattırdığını ve zeminini de Hereke dokuması muhteşem bir halı ile, döşettiğini . . .
Daha sonraları iş başına gelen Halk Partisi döneminde ise o muhteşem halının türbeden gasp edilerek, partinin İnegöl ilçe yöneticilerinin kapılarına paspas yapıldığını ve atlas perdelerinin de kaymakamlık binasında kullanıldığını... (3)
Ecdadımızın Silinmez İzleri
1976 yılında Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde, deniz suyunu tatlı suya çeviren bir tesisin açılışından sonra meslektaşları ile sohbete girişen dönemin Türkiye Büyükelçisi Necdet Özmen'in bir ara söze: "Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisidir" diye başlaması üzerine
Fransız Büyükelçisinin hayretler içinde kalarak:"No... Sör... Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisi değildir. İlki Osmanlılar'ın 1800.lü yılların sonunda yaptığıdır" diyerek ecdadımızın eşsiz mirasından habersiz yaşayan elçimizi mahcup ettiğini ,,(4)
Bitmeyen Osmanlı Sevgisi
Balkanlar'dan Orta Doğu'ya kadar büyük bir coğrafyanın 1. Cihan Savaşından sonra elimizden çıkmasına rağmen, o topraklarda yaşayan halkın hala büyük bir hasretle "Osmanlı, Osmanlı " diye sayıkladığını ..
Budapeşte'den gelen bir yazarımıza bir Boşnak,ın'. "Madem ki İstanbul'a gidiyorsun Allah aşkına o şehrin toprağını benim için öp Allah benim canımı İstanbul'u görmeden . alması!" dediğini Trablusgarp'daki ihtiyar Cezayirlilerin , boyunlarına muska diye Osmanlı parası taktıklarını…(5)
Ağaca Asılan Zekat Parası
Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..
Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını.... Biliyormuydunuz??
EFSuN:
--- Alıntı ---Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..
Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını.... Biliyormuydunuz??
--- Alıntı sonu ---
Ecdad halimizi görse.. :cry:
Eskiden camilerin kapısında sadaka taşları varmış. Herkes gücü yettiğince sadakasını buraya bırakırmış. Ama hiç kimse bunu fırsat bilip almazmış.. Belki benden daha çok ihtiyacı olan vardır diye..
TuLİP:
Sultan II. Mehmed Han'ın İstanbulu fetih niyetini öğrenen Bizans imparatorunun, büyük bir korku ve telaşa kapılıp, buna mani olabilmke için elçiler gönderdiğini... Hz Fatih'in gelen elçilere yaptığı konuşmasında sonunu,
"Benim gücümün eriştiği yere, imparatrunuzun hayelleri bile yetişemez!" diyerek bağladığını
Biliyor muydunuz?
(21 mayıs 2001 fazilet takvimi)
turab:
13 Ocak 1949 tarihli Son Posta gazetesinden ibret veren bir haber;
'İlçemize bağlı Kazmalı Köyünde oturan ve bu civarda Kazmalı Ahmet Efendi diye şöhret alan Bulgarsitan'ın Aydos göçmenlerinden-eski medrese müderrisi- yetmişlik bir zat geçenlerde Allah'ın rahmetine kavuşmuştur.
Gençliğinde talebesine yıllarca Arabi dersi okutan bu değerli zat,halkın okuyabileceği Türkçe kitaplarını,ölümünden önce tanıdıklarına hediye ettikten sonra,binlerce cilt Arapça kitaplarını-köy mezarlığında kendi eliyle kazdığı-derince çukura gömmüştür.
Hastalığında kendisini ziyarete gidenler,kitaplarını göremeyip sorduklarında 'artık onların dilinden anlayan kalmadı.Ölümümden sonra mirasçılarım onları bakkallara kilo ile satar.Tefsir ve hadise dair olan bu müdevvanatın bu suretle yad ellerde sürünmesine gönlüm razı olmadı.
Onun için onları -ayak altında olmayan- mezarlığa defnettim.Senelerce bana arkadaşlık eden bu kıymetli eserlere acımadım değil.Lakin onları büyük kütüphanelere götürecek param yoktu.Gözyaşları içinde onlara veda ettim'demiştir.
Fazilet Takvimi
Mahi:
Bogaziçi'nde ilk Vapurlar
Şirketi hayriye, 1850 yılında beheri 3bin kuruştan 2 bin hisseli bir şirket olarak, boğaziçinde kayık devri kapanmış oldu. İngilterede Con Robert Vayt fabrikalarına sipariş edilip ilk gelen 6 adet yandan çarklı vapurun adları şunlardı: Beşiktaş, Rumeli, Tophane, Tarabya, Göksu, Beylerbeyi. Güneş batıktan sonra vapur seferi yasaktı.
Târihî Hakîkatler-1 Çamlıca basım
Navigasyon
[0] Mesajlar
[#] Sonraki Sayfa
Tam sürüme git