Gönderen Konu: Trafikteki gizli tehlike: Teknoloji farkı  (Okunma sayısı 3000 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Trafikteki gizli tehlike: Teknoloji farkı
« : 29 Nisan 2009, 23:19:37 »

Gelişen teknolojileriyle çok sayıda yeniliği bünyesinde barından ve kaza riskini azaltan otomobiller ile gerekli donanımdan yoksun araçların aynı trafikte bulunması ciddi bir tehlike oluşturuyor.

Metal yorgunluğu nedeniyle yolcu güvenliğini, elektronik aksamdan yoksunluğu ile trafiği tehlikeye sokan araçların ayrıca, emisyon hacimleriyle de yeni teknolojiye göre 10 kat fazla çevre kirliliğine yol açtığı belirtiliyor.

Güvenli Sürücülük Eğitim Merkezi (GÜSEM) Müdürü ve Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitmeni Mehmet Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda kara yollarında yapılan iyileştirmelerin memnuniyet verici olduğunu ancak, trafikte tehlike yaratan teknolojileri eski, düşük model araçların varlığının halen devam ettiğini söyledi.

Bu araçların başta sürücüsü ve yolcular için güvenlik tehdidi oluşturduğunu anlatan Özcan, şöyle devam etti:

''Düşük model araçların en büyük handikapları fren sistemlerinin eski olması. Yeni jenerasyon araçlar, ideal koşullarda 100 kilometre hızda 38-40 metrelerde durabilirken, bu eski araçlarda 50 metreyi aşıyor. Yeni model araçlarda uyarıcı elektronik aksamlar sürücü becerisini ön plana çıkarmıyor, araç sizin yerinize bir takım problemleri çözüyor ve tehlikelerden daha kolay kurtulabiliyorsunuz. Ayrıca bir risk durumunda hava yastığı, ABS, ESP, anti patinaj sistemi gibi yenilikler de kazanın daha ucuz atlatılmasını sağlıyor. Yani trafikte arka arkaya giden araçlardan ani fren darbesi ile duran yeni model bir araç ile donanımsız eski model aracın kaza yapma olasılığı artıyor.''

Fren mesafelerinin uzamasındaki en büyük etkenin süspansiyon teknolojilerinin iyi olmamasından kaynaklandığını belirten Özcan, bunun yanında eski lastik yapılarının da yol tutuşlarını düşürerek, savrulmayı kolaylaştırdığını söyledi.

Eski model araçların yapılacak teşviklerle trafikten kaldırılması önemine değinen Özcan, bunun yanı sıra trafikte sıkça rastlanan maddi değeri yüksek antika araçların da teknolojilerinin yenilenmesi gerektiğini bildirdi.

-HASAR DA ARTIYOR-

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Otomotiv Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Aydın ise, metal yorgunluğu fazla olan düşük model araçların, kazalarda yeni nesillere göre daha fazla hasar gördüğünü kaydetti.

Yeni teknolojilerde araçların akordeon ve katlanma yerleri özelliği ile çarpışmanın etkisinin en aza indirdiğini anımsatan Aydın, ''bir trafik kazasında 20 yaşındaki bir araçla 2009 model bir aracın hasarı arasında uçurumlar oluyor'' dedi.

-ÇEVREYİ 10 KAT DAHA FAZLA KİRLETİYORLAR-

Egzoz gazlarının çevre kirliliğine katkısının küçümsenemeyeceğini anlatan Aydın, bunda eski teknolojilerin payının büyük olduğunu söyledi.

Karbüratörlü ve mekanik püskürtmeli eski teknolojilerin yakıt tüketiminin ve gaz salımının fazlalığına dikkati çeken Aydın, şöyle konuştu:

''Benzinli motorlarda çok noktalı enjeksiyon sisteminin geliştirilmesiyle, motordan çıkan egzoz gazları karbonmonoksit, hidrokarbon ve azotoksitler kullanılan katalitik konvertör (dönüştürücü) sayesinde azot, su buharı ve karbondioksit olarak atılıyor. Bu şekilde egzoz emisyon oranları eski teknoloji araçlara göre 10 kat düşürülüyor. Dizellerde ise geliştirilen yüksek basınçlı ortak borulu püskürtme sistemi vasıtasıyla motorunun püskürtme basıncı yaklaşık 5 kat artırıldı. Bunun sonucu olarak, yakıt zerrecikleri çok iyi parçalanıp havayla karıştığından dolayı, egzoz emisyon ölçümleri de önemli oranda azaldı. Bu da eskilere göre yine yaklaşık 10 kat daha düşük seviyede.''

Aydın, ayrıca çok yakıt tüketiminin azalan dünya petrol rezervleri için de tehdit oluşturduğunu, en sağlıklı yöntemin hurda indirimleri ile bu araçların trafikten çekilmesi olduğunu bildirdi.

-''YILDA 10 BİN KİŞİ YOLLARDA ÖLÜYOR''-

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Memiş ise Türkiye'de motorlu araç sayısının 14 milyonu, sürücü sayısının da 20 milyonu aştığı belirtti.

Memiş, 1980-2008 yılları arasındaki kazalarda yaralananların toplam 7 milyon 258 bini bulduğunu ve yılda ortalama 10 bin kişinin kazalarda öldüğü anımsatarak, ''trafikteki ölüm riskinde araç teknolojisinin payının yüzde 10-20'ler civarında olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu araçların önemli bölümünün fren aksamları eski ve tutmuyor, genellikle lastikleri de eski. Bu araçların trafikten men edilmesi kaza ve ölüm oranlarını büyük ölçüde düşürür'' dedi.

Eski model araç kullanımında, yeni modellerin parça fiyatlarının pahalı olduğu gibi inanışların da etkili olduğunu anlatan Memiş, parça fiyatlarındaki indirimlerin ve  kampanyaların, yeni model araç sayısını artırarak trafiği rahatlatacağını sözlerine ekledi.

AA

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Yayalar için hava yastığı fikri
« Yanıtla #1 : 01 Mayıs 2009, 00:11:20 »
Bilim adamları, otomobilin dışına konacak bir hava yastığı geliştirdi.
Otomobil kazaları hala pekçok ülkede başlıca ölüm sebepleri arasında.

Bu kazalarda otomobillerin "içindekileri" korumak için üretilmiş hava yastıkları var - peki ya, arabaların çarptığı yayaları korumak için birşey yapılamaz mı?
Bu soruya yanıt arayan İngiltere'deki Cranfield Üniversitesi'nden bilim adamları, otomobilin dışına konacak bir hava yastığı geliştirdi.
 
Üniversitenin Otomotiv Teknoloji Merkezi'nden Kambiz Kayvantash'a göre, hava yastığı, kaputun arkasına yerleştiriliyor ve tamponlara yerleştirilen alıcılar tarafından harekete geçiriliyor.

Bu alıcılar bir darbe hissettiğinde, kaput açılıyor ve hava yastığı şişiyor. Amaç, özellikle camları çevreleyen çelik barlardan yayaları korumak.
Kayvantash, yaptıkları denemelerden olumlu sonuçlar aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Sanırım otomobil kazalarında yaya ölümlerinin yarısını bu yolla engelleyebileceğimizi söylemek, abartılı olmayacaktır. Yüzde 50 diyorum, çünkü yalnızca cama, ön cepheye kafası çarptığı için ölenleri engelleyebiliyor bu yöntem. Otomobil üreticileri de ilgileniyor tabii; ama ekonomik kriz döneminde önceliklerinin bu olduğunu söyleyemeyeceğim."

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!