Gönderen Konu: DGS Sözel Test 2006 - 2007  (Okunma sayısı 10304 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
DGS Sözel Test 2006 - 2007
« : 01 Temmuz 2008, 17:38:05 »

A
DGS-2006
DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ �A� OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ.
SÖZEL BÖLÜM
Sınavın bu bölümünden alacağınız standart puan, Sözel DGS Puanınızın (DGS-SÖZ) hesaplanmasında 3;
Eşit Ağırlıklı DGS Puanınızın (DGS-EA) hesaplanmasında 1,8; Sayısal DGS Puanınızın (DGS-SAY) hesaplanmasında
0,6 katsayısı ile çarpılacaktır.
BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 80'DİR.
Eşit Ağırlıklı DGS Puanınızın yüksek olmasını istiyorsanız Sözel Bölüme 90 dakika ayırmanız yararınıza olabilir.
Sözel DGS Puanınızın yüksek olmasını istiyorsanız Sözel Bölüme biraz daha fazla zaman ayırabilirsiniz.
Bu bölümdeki sorularla ilgili cevaplarınızı, cevap kâğıdındaki �SÖZEL BÖLÜM�e işaretleyiniz.
Diğer sayfaya geçiniz.
22
1. � 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN
UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ
BULUNUZ.
1. Asma gibi bitkileri sardırmak için yapılan çardaklar,
aynı zamanda, güneşin yakıcı ışınları veya
rüzgâr gibi etkenlerden - - - - sağlar.
A) yararlanmamızı B) etkilenmemizi
C) korunmamızı D) ayrılmamızı
E) arınmamızı
2. Eğer yaşamınızda yoğun stres varsa ve bununla
- - - -, vücudunuz uykusuzluk, mide bulantısı, öfke
veya ağlama nöbetleri gibi çok - - - - alarm verebilir.
A) uğraşıyorsanız � başarılı biçimde
B) baş edemiyorsanız � çeşitli tepkilerle
C) aşık atamıyorsanız � beklenmedik zamanda
D) çaresiz kalıyorsanız � tehlikeli olarak
E) kaygılanıyorsanız � farklı yollarla
3. Tiyatro, yaşamın dilini sahneye taşır. Fakat günümüz
tiyatrosu yaşamın dilini yakalayamadı. Çünkü
yaşam çok hareketlendi; aşklar hızlandı, işler
hızlandı. - - - -.
A) Teknolojik yeniliklerin tiyatro sahnelerinde kullanılması,
oyunların yorumlanmasına yeni bir soluk
getirdi
B) Tiyatroda seyirciyle iletişim kurmak, aynı duyguyu
paylaşmak oyuncu açısından önemli
C) Tiyatroda klasik eserlerin yorumlanmasındaki
farklılıklar, yaşama bakıştaki farklılıkları yansıtır
D) Tiyatronun ağır havası, bu hızlı sürece ayak uyduramadı
E) Tiyatro oyuncusunun canlandırılan karakterle
kurduğu ilişki, oyunun gücünü etkiler
4. Bahçe ve balkonlar için mobilya üretiminde
plastik malzeme kullanımı her geçen gün artıyor.
- - - -. Ayrıca, olumsuz iklim koşullarına karşı öteki
malzemelerden daha dayanıklı olması, plastiğe
üstünlük sağlıyor.
A) Ahşap malzemeden yapılan mobilyalar daha çok
ev içi düzenlemelerde tercih ediliyor
B) Plastik mobilyaların dayanıklılığı, kullanılan plastiğin
kalitesine bağlıdır
C) Bahçe mobilyası denilince önce ahşap, sonra
plastik malzeme akla gelmektedir
D) Plastiğin doğal bir malzeme olmaması, eskiyerek
atılan plastik mobilyaların çevreyi önemli ölçüde
kirletmesine yol açıyor
E) Malzemesinin ucuz, bakım ve temizliğinin kolay
olması, plastik mobilyaların tercih edilmesinde
rol oynuyor
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
23
5. Bazı kişiler, iş yerlerinde halletmeleri gereken işlerin
büyük bir kısmını evlerine de taşıyor. - - - -.
Üstelik bu işe adanma durumu, hayatlarındaki en
büyük mutluluk oluyor.
A) Oysa, bu işleri bir an önce tamamlamaları gerekiyor
B) Bu kişiler, sürekli olarak kaybetme ve yalnız kalma
korkusu yaşıyor
C) Böyle yapanlar, genellikle, kendilerini işlerine
adadıklarına inanıyor
D) Evdeki sorunların iş yerine yansıtılmaması gerektiğini
gözden kaçırıyor
E) Saldırgan yapıda olan bu kişiler, çoğunlukla kaygılı
ve gergin oluyor
6. � 11. SORULARDA, SIRASIYLA OKUNDUĞUNDA,
NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN
HANGİSİNİN PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ
BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6. (I) Her yıldız, nebula adı verilen bir gaz bulutundan
oluşur. (II) Bu bulut zamanla içine doğru çöker
ve sıkışır. (III) Gökyüzüne bakınca, yıldızlar bir
parlayıp bir sönüyormuş gibi görünür. (IV) Bunun
sonucu olarak bulutun ortasında çok sıcak bir
kütle oluşur. (V) Böylece yeni bir yıldız meydana
gelir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
7. (I) Kauçuk ağacının gövdesi çizildiğinde lateks
denilen beyaz, yapışkan bir madde dışarı sızar.
(II) Lateks katılaştığında ham kauçuk haline gelir.
(III) Ham kauçuğun dayanıklılığı kimyasal yolla artırılabilmektedir.
(IV) Dayanıklılığı artırılmış kauçuk
endüstride önemli bir madde haline gelmiştir.
(V) Kauçuk ağacı iklim koşulları uygun olan bazı
yerlerde yetiştirilebilir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
8. (I) Bildiği şeyleri unutarak sezgiyle yazdığını söyleyen
yazar, son romanıyla dilin bir araçtan çok
öte olabileceğini iyiden iyiye hissettiriyor okura.
(II) Keskin, edebi, özgün ve zengin bir dil kullanıyor.
(III) Artık üstüne katılacak bir şey olmayan,
ama anlatıma birçok olanak kazandıran bir dil�
(IV) Romanın çok katlı kurgusu içinde yazar, kahramanın
kazadan önceki ve sonraki yaşamını ayrı
bölümlerde anlatıyor. (V) Okuyucu hikâyeden önce
bu dille bağlanıyor romana.
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. (I) Dünyaca ünlü binicilik tiyatrosu Zingaro, yeni
gösterisini dünyada ilk kez İstanbul�da sergiledi.
(II) Mayıs ayında gerçekleştirilen toplam on iki
gösteriyle Türk seyircisinin karşısına çıkan ekipte
özel yetiştirilmiş otuz altı at ve on altı dansçı var.
(III) Zingaro tiyatrosunun kurucusu Bartabas�tır.
(IV) Gösteride insan ile at arasındaki büyüleyici
ilişki izleyicilere şiirsel bir akıcılıkla aktarılıyor.
(V) Türkiye�de çok sevilen bu gösterinin, dünya
turnesi sırasında birçok şehirde sergilenmesi
planlanmış.
A) I B) II C) III D) IV E) V
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
24
10. (I) Müzik, öteki sanat dallarının tümü gibi, yetenekten
fazlasını gerektirir. (II) Bir zamanlar, Türk
sanat müziği günlük yaşamın bir parçasıydı ve
çoğunluk tarafından sevilerek dinlenirdi. (III) Toplumun
değer yargıları, insan yaşamına ait bütün
duygular, aşk, ihanet, hasret ve kavuşma bu müziğin
konuları arasındaydı. (IV) Bugün bile hâlâ
kulaklardan silinmeyen, dinlediğinde insanın kendini
içinde bulduğu nice şarkılar var. (V) Bu şarkılar,
tamamen ticari kaygılarla yapıldığı için birer
sabun köpüğü olmaya mahkûm günümüz pop
şarkıları gibi değil yani.
A) I B) II C) III D) IV E) V
11. (I) Fırsat tanınırsa, günümüz kadını hayatın hemen
her alanında erkekler kadar başarılı olabilir.
(II) Yaşanan olaylar karşısında kadının tepkisi erkeğin
tepkisinden farklı olabiliyor. (III) Kimileri bu
durumu kadınların daha hassas, daha duygusal
olmalarına bağlarken kimileri de erkekleri duygusuzlukla
suçluyor. (IV) Oysa, kadınla erkek arasındaki
algılayış farkı, artık bilim adamları tarafından
kanıtlanmış bir gerçektir. (V) Bu fark, yalnızca
davranışlarda değil yaşama bakışta da kendisini
gösteriyor.
A) I B) II C) III D) IV E) V
12. � 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ
CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK
BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİ-
LERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ
BULUNUZ.
12.
I. Emzirme sürecinin çocuğun fiziksel, duygusal
ve bilişsel gelişiminde çok önemli olduğu,
bilinen bir gerçektir.
II. Çünkü, sürecin bir diğer aktörü de babadır.
III. Bu görüş yanlış değil, fakat eksiktir.
IV. Bu gerçeğin başrol oyuncularının anne-bebek
ikilisi olduğu görüşü yaygındır.
V. Ancak, kültürel değerler nedeniyle, babanın
rolü ve işlevi çoğunlukla yok sayılır.
A) I ile IV B) I ile V C) II ile III
D) II ile IV E) III ile V
13.
I. İstanbul�da şimdi Atmeydanı adıyla anılan
mekân, Romalılar�dan Osmanlı�ya kadar önemini
korumuştu.
II. Şehrin yönetimi Osmanlılara geçince hipodrom
da yerini Atmeydanı�na bıraktı.
III. Roma zamanında hipodrom olarak yarışlara
ev sahipliği yapan bu mekân, zaman zaman
bir yargı ve infaz alanı olarak da kullanıldı.
IV. Osmanlılar, meydana saraylar ve hamamlar
inşa etti.
V. Burası sünnet düğünlerine, evlenme törenlerine
ev sahipliği yaptı.
A) I ile III B) I ile V C) II ile III
D) III ile IV E) IV ile V
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
25
14.
I. Haftada dört kez terapistinin kanepesine uzanıp
çocukluk anılarını anlatanlar, sayıları
az olsa da bugün hâlâ var.
II. Bu tekniğin geliştirilmesiyle, o güne dek uygulanan
ve dualara, adak adamaya, şeytan
çıkarmaya dayalı �tedavi� şekilleri büyük ölçüde
terk edildi.
III. Bunların yerine, bir psikanalizcinin yönlendirdiği
seanslarda anılarınızı hatırlamanız ve
bunları dile getirmeniz isteniyor.
IV. Bu uygulama günümüzde geçerli olan kimi
tedavi yöntemleriyle çelişmekle birlikte, tümüyle
ortadan kalkmadı.
V. Psikanaliz, tanısı konulabilen bazı psikolojik
bozuklukların konuşma yoluyla tedavi edilebileceği
görüşüne dayanan bir tekniktir.
A) I ile II B) I ile V C) II ile IV
D) III ile V E) IV ile V
15.
I. Buruşuk pardösüsüyle ve karşısındakine
sürekli soru sormasıyla meşhur Komiser
Colombo�yu hatırlayın.
II. Parçaları titiz bir şekilde tek tek birleştirerek
olayı çözen roman ya da film kahramanına
hayranlık duymamak elde değildir.
III. Dedektif romanları ya da filmlerinde esas
olan insan zekâsıdır.
IV. Olayın sonuna kadar, sanki gayet safmış da
kimin suçlu olduğunu anlayamamış gibi davranır.
V. Ama keskin zekâsıyla bir anda her şeyi yerli
yerine oturtuverir.
A) I ile III B) I ile V C) II ile IV
D) III ile IV E) IV ile V
16.
I. Birçok orkide türünün çiçeğinde balözü, bitkisel
yağ ya da böceklerin yiyebileceği besin
maddeleri yoktur.
II. Bu benzerlik sonucu çiçeğe gelen erkek böcekler,
ayaklarına ve vücutlarına yapışan çiçek
tozlarıyla başka bir çiçeğe konarak türün
devamını sağlamış olur.
III. Neyse ki doğa gerçekten şaşırtıcı yollarla bu
sorunu çözmüştür.
IV. Örneğin, böcek sehpası adı verilen orkidenin
çiçeği bazı böceklerin dişisine benzeyecek
şekilde gelişmiştir.
V. Oysa, bu bitkilerin nesillerini devam ettirebilmesi
için böceklerin onları ziyaret etmesi gerekir.
A) I ile III B) II ile III C) II ile V
D) III ile IV E) IV ile V
17.
I. Yavuz Sultan Selim�in eşi Hafsa Sultan Manisa�dayken
bir ara hastalanır ve uzun süre iyileşemez.
II. Sultan Camisi Medresesi�nin başındaki Merkez
Efendi, bitki ve baharatların karışımından
oluşan bir macun hazırlar.
III. Kırk bir çeşit bitki ve baharatın karıştırılmasıyla
hazırlanan bu macunu yiyerek sağlığına
kavuşan Hafsa Sultan, diğer hastalara da
macundan verilmesini ister.
IV. Macunun bu şekilde halka dağıtılması her yıl
tekrarlanan bir gelenek haline gelmiş ve Manisa
Mesir Macunu Şenlikleri adıyla günümüze
ulaşmıştır.
V. Hastalardan gelen isteğin artması üzerine,
Hafsa Sultan kâğıtlara sarılan macunun Sultan
Camisi�nin kubbe ve minarelerinden halka
saçılmasını buyurur.
A) I ile III B) II ile IV C) II ile V
D) III ile IV E) IV ile V
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
26
18.
I. dünya şiirinin
II. uluslararası şiir festivali
III. ülkenin usta şairlerinin yanı sıra
IV. dinleyicilerle buluşturuyor
V. önde gelen isimlerini de
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
ikinci olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
19.
I. yeni projesinde
II. kötü adam rolleriyle
III. adını duyuran aktör
IV. bugüne kadar oynadığı
V. farklı bir rolle karşımıza çıkıyor
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
ikinci olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
20.
I. tehdit altında olan mercan
II. nedeniyle dünya genelinde
III. bilim adamları denizlerin kirlenmesi
IV. sistemlerinin kurulmasını önerdiler
V. resifleri için erken uyarı
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
21.
I. bilimsel eserlerin çevirisinde
II. çevirinin sanat değeri değil
III. yabancı dilde yazılmış
IV. dikkate alınan nokta
V. bilimsel gerçekliğe uygunluğudur
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
22.
I. insan elinden bırakmadan
II. bir çırpıda okumak istiyor
III. içine çeken kitabı
IV. itibaren okuru sayfalarının
V. ilk birkaç cümlesinden
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
23.
I. büyük yangından sonra Avrupalılar
II. inşa etmeye başladılar
III. Galata ve Pera�da boşalan alanlarda
IV. ortalığı kasıp kavuran
V. ticarete yönelik binalar
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
27
24. Yazısız toplumlarla ilgili araştırma yapmak, uçurumun
üstüne gerilmiş ince bir ipte yürümek gibidir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu görüşün dayanağı
olabilir?
A) Toplumsal araştırmalarda, toplumdaki teknolojik
bilgi düzeyinin o toplumun değer yargıları hakkında
önemli veriler sunması
B) Sözlü geleneğe bağlı olan toplumların kültürel
etkinliklerinin, sosyal bağı daha fazla güçlendirmesi
C) Yazının toplumlarla ilgili yanlış yargılara varma
tehlikesini ortadan kaldıracak somut belgelerin
oluşmasını sağlaması
D) Tarih boyunca meydana gelen kültürler arası etkileşimin,
insanlığın gelişimine katkılar sunması
E) Tarihte, yazı yazmak için kullanılan malzemelerdeki
değişimin kültürel gelişimde etkili olması
25. Yarışa aklın gerektirdiğinden daha hızlı girişen, yarışın
sonunu çok geç getirir.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin önemi
vurgulanmaktadır?
A) Grup halinde çalışmanın
B) İşe telaşsız ve planlı başlamanın
C) Uzman görüşüne başvurmanın
D) Deneyimlerden yararlanmanın
E) Üretimde kaliteye odaklanmanın
26. Yazmaya yeni başlayanların, yazabilmek için öncelikle
kendilerini tanıyıp kendileriyle hesaplaşmaları gerekir.
Aşağıdaki yargılardan hangisi bu görüşü desteklemektedir?
A) Bir insanın kendisini anlamadan başkalarını anlayıp
anlatması olanaksızdır.
B) Yaşama dar bir açıdan bakmak, insanın kendini
tanımasına engel olur.
C) İnsanın sosyal ilişkilerinde, kendisi kadar çevresindeki
kişiler de etkilidir.
D) Yaşamda karşılaşılan kimi güçlükler, ileride birtakım
olumsuz etkiler yaratabilir.
E) İyi bir yazar olmada, özenli ve sabırlı çalışmanın
yanı sıra eğitimin de rolü vardır.
27. Bu yazar, döneminin sözlü ve yazılı dilini öyle iyi kullanmıştı
ki daha sonra onu yerle bir ederek kendi özgün
dilini oluşturabildi.
Yazarın yukarıda sözü edilen durumu, aşağıdaki
genellemelerden hangisine örnek olabilir?
A) Çığır açacak yapıtlar, ancak özgün bir dil kullanılırsa
ortaya çıkarılabilir.
B) Yaratım sürecinde, kendi tarzını bulabilmek için
daha önce yapılanları iyi anlamak ve özümsemek
gerekir.
C) Özgün yapıtların kabul görebilmesi için, yaygın
olarak benimsenen kalıplara uyması gerekir.
D) Yaratım sürecindeki değişmelerde, sosyal ve
teknolojik birçok gelişmenin etkisi vardır.
E) Kendi döneminde aykırı bulunan tarzlar, sonraki
dönemlerde yaygın beğeni kazanabilir.
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
28
28. �Kim başardım diyorsa çıtasını alçak tutmuştur.� sözüyle
ifade edilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her zaman, daha iyinin amaçlanması gerektiği
B) Başarılı olmak için düzenli çalışmak gerektiği
C) Bazı alanlarda, başarılı olmak için belli yetenekler
gerektiği
D) Sürekli araştırma yapılmasının bilgileri taze tutacağı
E) Başkalarının başarılarının kişiyi özendireceği
29. �Bir şehirde hayatın nasıl aktığını görmenin yolu, sokaklarında
avarelik etmekten geçiyor.� sözüyle aşağıdakilerden
hangisi anlatılmaktadır?
A) Bir şehrin tarihini incelemek, o şehirde yaşayanları
anlamaya yardımcı olur.
B) Şehirde hayatın tekdüzeliğinden kurtulmak için
yeni uğraşlar bulmak gerekir.
C) Şehrin sokaklarında insanlar davranışlarını daha
çok kontrol ederler.
D) Şehir mimarisinde temel alınan tarz, sokakların
düzenine de yansır.
E) Bir şehrin sokaklarında yürüyerek zaman geçirmek
o şehri ve insanlarını tanımayı sağlar.
30. �Deneyim en zorlu öğretmenlerden biridir.� sözü, yaşananların
hangi yönünü vurgulamaktadır?
A) Bireye özgü oluşunu
B) Çeşitlilik göstermesini
C) Ders verici gücünü
D) Duyguları etkileyişini
E) Düşüncelerden farkını
31. Bir Kızılderili atasözü, �Komşun hakkında hüküm vermeden
önce, iki ay onun pabuçlarıyla yürü.� der.
Bu atasözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Komşuluk ilişkilerinde, paylaşmanın önemli olduğu
B) Komşular hakkında dedikodu yapılmaması gerektiği
C) İnsanların kullandıkları eşyaların onların kişiliklerini
yansıttığı
D) İnsanları değerlendirirken, duruma onların gözüyle
bakmak gerektiği
E) Acımasız eleştirilerin çevredekilere zarar verebileceği
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
29
32. Şehir, halkın hep birlikte yalnız kaldığı ortamdır.
Bu cümlede şehirlerle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisinden yakınılmaktadır?
A) Fazla nüfusun yol açtığı sıkışıklıktan
B) Kişiler arası ilişkilerin zayıflığından
C) Toplu olarak gidilebilecek yerlerin azlığından
D) Yaşamın aşırı hareketliliğinden
E) Gidilecek mesafelerin uzaklığından
33. İrlandalı yazar James Joyce, başyapıtı Ulysses için,
�İçine o kadar çok bilmece-bulmaca ve zekâ oyunu
koydum ki profesörler yüzyıllarca ne demek istediğimi
tartışacaklar.� demiştir.
Yazarın bu sözünden, Ulysses ile ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılır?
A) Bir bilmece-bulmaca kitabıdır.
B) Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir dille yazılmıştır.
C) Edebiyat tarihinin en çok beğenilen kitabıdır.
D) Anlaşılması zor bir kitaptır.
E) Birçok dile çevrilmiştir.
34. Ne müzik gibi resim olur, ne de şiir gibi mimari. Hepsi
kendi gibi olur, ama her birinde ötekilerin de nefesi
duyulur.
Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatın her dalının kendine özgü özellikleri olmasına
karşın, bunların birbirinden esinlenebileceği
B) Ticari kaygılarla üretilen yapıtların estetik değerlerden
yoksun olduğu
C) Bazı konuların farklı sanat dallarındaki yapıtlara
ilham kaynağı olduğu
D) Sanatın farklı türlerinde yapıt veren sanatçının,
kendi tarzını bunlara yansıtacağı
E) Her sanatçının, kendi dönemindeki diğer sanatçılarla
ortak yönleri olduğu
35. Bir gazetenin yazı işleri müdürü, cehennem ateşini
bir kova suyla söndürmeye çalışan bir meleğe benzer.
Bu cümlede �cehennem ateşi� sözüyle vurgulanan
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gazeteye çok sayıda haber akması
B) Yapılanın zor ve riskli bir iş olması
C) Her haberden olumlu ya da olumsuz etkilenen
kişiler olması
D) Muhabirlerin olayları, yorumlarını katarak yansıtması
E) Haber değeri taşıyan olayların çoğunun olumsuz
olması
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
30
36. Günlük koşuşturma içinde yıllara yenik düşülmesi,
ilerleyen yaştan çok, hayal kurma gücünün yitirildiği
anlamına gelir.
Bu cümleye dayanarak aşağıdaki yargılardan
hangisine varılabilir?
A) İnsan yaşlandığında artık hayal kuramıyorsa yıllara
yenik düşmüş demektir.
B) İnsan ömrü, kimi hayallerin gerçekleştirilmesine
yetecek kadar uzun değildir.
C) Kurulan hayaller, zamana, mekâna ve kişiye göre
değişir.
D) Geleceğe yönelik olarak kurulan hayaller zamanla
yerini başka hayallere bırakır.
E) Karşılaşılan güçlükler kimi zaman yaşam mücadelesini
olumsuz etkiler.
37. Bir yazar, çok ünlü bir savaşı anlattığı romanının
kahramanlarıyla ilgili olarak şunları söylemiştir: �Yaramaz
çocuklar gibiydiler. Yapın dediklerimi değil, bir
zamanlar yaptıklarını yaptılar.�
Yazarın bu sözünden aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Romanındaki kahramanlar asi kişiliktedir.
B) Konu ettiği tarihi gerçeklik, kendi kurgusunun önüne
geçmiştir.
C) Romanda, günümüz olayları tarihi mekânlarda
anlatılmıştır.
D) Tarihe olan yoğun ilgisini romanına yansıtmıştır.
E) Romanda resmi tarihin dışında halk söylencelerine
de yer vermiştir.
38. Sinestezi hastalığında duyular arasındaki sınırlar
gevşer, duyular birbirine karışır. Örneğin, her rakam
bir renk duyusu veya her sözcük bir tat duyusu uyandırır.
Bu durum, anımsamayı kolaylaştırmakla birlikte
bazı sorunlara da yol açar.
Bu parçaya göre, aşağıdaki cümlelerden hangisi
bir sinestezi hastasının yaşadığı sorunlara örnek
olabilir?
A) Okurken bir şeyler yediğimde ne yediğimi anlayamam;
çünkü, okuduklarımın tadı yediklerimin
tadını örtüp yok eder.
B) Dün akşam yemeği fazla kaçırdığım için bu sabah
mide ağrısıyla uyandım.
C) Çok sinirlendiğimde saplanan baş ağrısı, ilaç alsam
da geçmez ve gün boyunca çalışmamı ve
algılamamı zorlaştırır.
D) Bel fıtığı sonrasında sağ bacağımda oluşan çekilme
hissi yüzünden rahat yürüyemiyorum.
E) Bazı olayları unutmayı beceremediğimden, insanlarla
ilişkilerim her zaman düzgün gitmiyor.
39. Kıymet (K), Leman (L), Mahmut (M) ve Nedim (N) bir
fakültenin lisansüstü eğitim programına başvurmuştur.
Kıymet�in başvurusunu Nedim�den sonra, Mahmut�un
da Leman�dan sonra yaptığı bilinmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu dört kişinin önce
başvurandan sonra başvurana doğru sıralanışı
olamaz?
A) L � M � N � K B) N � K � L � M
C) L � N � M � K D) L � K � N � M
E) N � L � M � K
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
31
40. Birinci Körfez Savaşı�ndan bu yana yeni bir âdet
edindik. Bu tür olayları dakikası dakikasına televizyondan
izleyebiliyoruz. Ekranda kurulmuş kürsüde,
spikerler her soruya yanıt bulma gayretinde. Oysa,
olayların devamlı ekranda kalması, gazetecilerin durmadan
konuşmak zorunda olması, bana kalırsa, bıkkınlık
veriyor.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?
A) Her televizyon kanalında aynı olayların konu
edilmesi
B) Olayların taraflı biçimde ele alınması
C) Olaylarla ilgili aşırı uzun yayın yapılması
D) Spikerlerin ekrana hazırlıksız çıkması
E) Günlük yaşamda, televizyon izlemeye fazla zaman
ayrılması

« Son Düzenleme: 01 Temmuz 2008, 17:43:59 Gönderen: thenaksi »
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: DGS SÖZEL TEST 2006 - 2007
« Yanıtla #1 : 01 Temmuz 2008, 17:39:09 »
41. Kakao, 3-6 metre boyunda, yüksek sıcaklık ve nem
isteyen bir ağaçtır. Kendiliğinden yetiştiği ilk yer Güney
Amerika’nın ekvator bölgesi, Amazon ve Orenok
nehirleri havzasıdır. Yerliler kakao ağacını bu bölgeden
Orta Amerika kıyılarına götürmüşlerdir. Avrupalılar
kıtaya geldiklerinde yerliler arasında kakao içmek
yaygındı. İlk kez İspanyollar 18. yüzyılın sonlarına
doğru bu ağacı Filipinler’e götürdüler ve orada yetiştirdiler.
Daha sonraları kakao Güney Asya’nın bazı
adalarına ve oradan da Afrika’ya geçti. Bugün en çok
kakao üretilen kıta Afrika’dır.
Bu parçada kakaoyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Anayurdunun neresi olduğu
B) Yetişme koşulları
C) Dünyadaki yayılım alanı
D) Günümüzde en fazla nerede üretildiği
E) Hangi ülkelerde daha çok tüketildiği
42. İnsanoğlunun çevreye uyum sağlamada geliştirdiği
birçok yeni teknikle, yerleşilebilir ortamlar 1500’lü
yıllara kadar çok genişlemişti. Aşırı dik ve aşırı kurak
yerler dışında kalan ve buzla kaplı olmayan her alana,
dağınık biçimde de olsa, yerleşilmiş durumdaydı.
O tarihten beri yerleşme sınırında çok az değişiklik
olmuştur. Yalnızca Kuzey Şili, Büyük Sahra’nın merkezi
kısımları gibi yaşanması güç yerlerde madencilik
faaliyetleri dolayısıyla bazı yerleşmeler kurulmuştur.
Bu parçaya dayanarak, yerleşme sınırında 1500’lü
yıllardan sonra meydana gelen genişlemede aşağıdakilerden
hangisinin etkili olduğu söylenebilir?
A) Aşırı kurak bölgelerin azalması
B) Ülke sınırlarının değişmesi
C) Yeryüzünde yeni yerlerin keşfedilmesi
D) Kaynak gereksiniminin artması
E) İnsanların çevreye uyum sağlamayı amaçlaması
43. Paleontologlar, Tiktaalik roseae adını verdikleri timsaha
benzeyen hayvan fosiliyle ilgili bulguları yayımladılar.
Kuzey Kutbu’na 1000 km mesafedeki Ellesmere
Adası’nda neredeyse hiç bozulmamış durumda
bulunan fosil, sudan karaya geçiş sınırındaki bir hayvanın
ilk eksiksiz kanıtıdır. Adı, büyük sığ su balığı
anlamına gelen tiktaalik, suda yaşayan hayvanların
karaya geçişinin kademeli olduğunu göstermektedir.
Bu da balıkların karaya çıkmadan önce sığ sularda
bir dönem geçirdiği anlamına gelir.
Bu parçada tiktaalik fosiliyle ilgili olarak asıl vurgulanan
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bulunduğu coğrafya B) Bilimsel önemi
C) Adının anlamı D) Çıkarılma süresi
E) Tahmini yaşı
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
32
44. Alzheimer olduğundan beri, onun için saatler doğrusallığını
kaybetmiş bir akışın gelişigüzel tiktakları demek.
Zaman otoyolunda hiçbir işaret levhası, hiçbir
trafik lambası yok; istediği yöne gidebilir, istediği gibi
şerit değiştirebilir. Yahut yolun tam ortasında aniden
durup gitmeyi reddedebilir. Çünkü onun yaşamında
“ilerleme” diye bir şey yok artık. Sadece kopuk kopuk
anlar var.
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Zamanın sürekliliği kavramını yitirdiği
B) Önerileri dikkate almadığı
C) Anılarının tüm yaşamını yönlendirdiği
D) Yaşamdan beklentisinin azaldığı
E) Sayısal işlem yapmada güçlük çektiği
45. Ülkemizde haziran ve temmuz aylarında çiçek açan
okaliptüsün yaprak şekli ağacın yaşına göre değişiyor.
Avustralya ağaç florasında egemen olan okaliptüsün,
çoğu bu kıtaya özgü yedi yüzden fazla türü
var. Bazı türler de Yeni Gine ve Endonezya’da görülüyor.
Okaliptüsler bataklıkları kurutarak çevresini tarıma
elverişli hale getiriyor. Okaliptüs ormanları havanın
etkilerini yumuşatarak büyük rüzgârları engelliyor,
toz ve dumanı tutuyor, fırtına ve dolu zararlarını kısmen
önlüyor. Odunu mobilyacılıkta, kabuk, yaprak ve
tohumları da boya ve ilaç endüstrisinde kullanılıyor.
Bu parçaya göre, okaliptüsle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Bulunduğu çevreye yararlı bir ağaç olduğu
B) Dünyanın çeşitli yerlerinde farklı türlerinin yetiştiği
C) Yılın yalnızca iki ayında yapraklı olduğu
D) Birçok endüstri dalında hammadde olarak yararlanıldığı
E) Yaşlandıkça yapraklarının değiştiği
46. Amerikan otomobil üreticisi Chevrolet’nin büyük satış
beklentisiyle çıkardığı Nova modeli, en yakın pazar
olan Latin Amerika’da istenen satış miktarına bir türlü
ulaşamamıştı. Acaba Latinler otomobilin şeklini mi
beğenmediler, yoksa fiyatı mı fazla geldi diye araştırılırken
gerçek ortaya çıktı: “Nova” sözü İspanyolca’da
“gitmiyor” (no va) anlamına geliyormuş.
Bu parçada anlatılan durum, pazarlamada aşağıdakilerden
hangisinin önemini gösteren bir örnektir?
A) Yabancı dildeki ürün adlarının doğru yazılmasının
B) Ürünün pazarlanacağı ülkenin kültürel özelliklerinin
C) Pazarlanacak ürünün benzerlerinden üstün olan
niteliklerinin
D) Ürünün beklenen satış miktarının gerçekçi biçimde
tahmin edilmesinin
E) Pazarlanacak ürünün tanıtımının iyi yapılmasının
47. Kendilerine milli sembol olarak üç yapraklı yoncayı
seçen halkı gözlemlediğinizde, bu seçimin halkın mütevazı
yaşam tarzını çok iyi yansıttığını görürsünüz.
Olanla, olağanla yetinmeyi, mutlu olmayı bilen; bir
başka deyişle, yoncanın dört yapraklısını ararken
ömrünü tüketmek yerine üç yapraklısıyla yaşamına
renk katabilen insanların iç huzurunu duyumsarsınız.
Bu parçada aşağıdaki görüşlerden hangisi savunulmaktadır?
A) Huzurlu bir yaşam için, sahip olunanların değerinin
bilinmesi gerektiği
B) Gelecek kaygısı duymayanların kendilerine mutlu
bir gelecek hazırlayamayacağı
C) Geçmişin özlemiyle yaşayanların geleceğe
umutla bakamayacağı
D) Teknolojinin sunduğu olanaklardan yararlanmak
gerektiği
E) Maddi sıkıntıların kişiler arası ilişkileri olumsuz
etkilediği
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
33
48. VE 49. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Bir çağın doğruları, çoğu zaman sonraki çağların insanları
tarafından sorgulanır. Bu yüzden, bilim adamları
öne sürdükleri görüşlerin gelecekte değişikliğe
uğrayabileceğini kabul etmelidirler.
48. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada söylenenleri
destekleyen bir örnektir?
A) Teleskobun bulunmasıyla evrenin daha uzak
noktalarının incelenebilmesi
B) Maddenin en küçük ve bölünemez parçası olarak
kabul edilen atomun parçalanabilmesi
C) Işık hızının ses hızından sonra ölçülmesi
D) Barutun bulunmasıyla savaş tekniklerinin değişmesi
E) Gen teknolojisindeki ilerlemelerle bitkilerin verimliliğinin
artırılması
49. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Bilimle teknolojinin birbirini etkilediği
B) Bilimsel çalışmaların sabır ve özveri gerektirdiği
C) Bilimsel araştırmaların belli bir yöntemle yürütüldüğü
D) Bilimde doğruların değişebileceği
E) Bilimsel bulguların günlük yaşama uygulanmasının
zaman alabileceği
50. VE 51. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Çok eski çağlarda insanlar havanın neden karardığını,
geceleri güneşin nereye gittiğini ve yıldızların aslında
ne olduğunu bilmediklerinden, akşam olunca
korkuyorlardı. Bu nedenle, gerek bunları gerekse Ay’
ın biçim değiştirmesi, Güneş ve Ay tutulmaları gibi diğer
doğa olaylarını açıklamak için öyküler uyduruyorlardı.
50. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen
biçimde öykü uydurmanın bir örneği olamaz?
A) Hintlilerin, yıldızların parlayıp sönmesini bin gözlü
Varuna’nın gözlerini açıp kapaması şeklinde
yorumlaması
B) Çin’de, Güneş tutulmasına Güneş’i yutmaya çalışan
ejderhanın neden olduğuna inanılması
C) Mısırlıların, Ay’ın küçülmesini siyah domuzun
Ay’ı yemesine bağlaması
D) Eski Yunan’da, Güneş tanrısının atlarını dinlendirdiği
zaman gece olduğuna inanılması
E) Mayaların Dünya’yı, her birine bir ağaç ve kuş
adı verdikleri dört bölgeye ayırması
51. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki sonuçlardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Gökyüzündeki nesneler her zaman insanlar için
yeryüzündeki nesnelerden daha fazla merak konusu
olmuştur.
B) İnsanlar gerçek nedenini bilmedikleri olayları inanışları
doğrultusunda anlamlandırmışlardır.
C) İnsanlar toplumsal hayatı sürdürmek için öykülerden
yararlanmışlardır.
D) İnsanların doğa olaylarını açıklama isteği teknolojik
gelişmelerle paralel biçimde artmıştır.
E) İnanışlar, eski dönemlerde yaptırım aracı olarak
kullanılmıştır.
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
34
52. VE 53. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Güneş tutulmasının oluşabilmesi için Ay’ın yeniay
safhasında bulunmasının yanı sıra Dünya, Ay ve Güneş’in
aynı doğrultuda olması gerekir. Tam, halkalı ve
parçalı olmak üzere üç tür güneş tutulması vardır.
Güneş tutulmasının tam veya halkalı oluşu Ay’ın
Dünya’ya uzaklığına bağlıdır. Parçalı oluşu ise gözlem
yeri, Ay ve Güneş arasındaki açıyla ilgilidir, yani
her üçünün tam olarak aynı doğrultuda bulunmamasının
bir sonucudur. Ay Güneş’ten küçük olmasına
karşın Dünya’ya daha yakın olduğundan, Dünya’dan
bakıldığında Ay’la Güneş aynı büyüklükte görülür.
Bunun sonucunda, Güneş’in tamamı Ay tarafından
birkaç dakika örtülür ve tam tutulma olur. Tam Güneş
tutulması diğer tutulma türlerine göre çok daha
önemlidir. Tam tutulma sırasında yapılacak gözlemlerde
Güneş’in dış tabakalarıyla ilgili önemli bilgiler
elde edilir.
52.
I. Uzaklık
II. Açı
III. Hava koşulları
Bu parçaya göre, Güneş tutulması türlerinin belirlenmesinde
yukarıdakilerden hangilerinin rolü
vardır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
53. Bu parçaya göre, tam tutulma aşağıdakilerden
hangisi bakımından önemlidir?
A) Güneş hakkında araştırma yapılmasına olanak
sağlama
B) Ay’ın yüzey şekillerinin oluşumu hakkında bilgi
verme
C) Öteki tutulma türlerinden daha uzun sürme
D) Gündüz saatlerinde yıldızları görmeye olanak
sağlama
E) Güneş tutulmasının izlendiği yerlerde turizm olanakları
yaratma
54. VE 55. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Nasıl roman yazarının eseri dünyaya eklenmiş yeni
bir taş parçasıysa, okurun eylemi de öyledir. Yazarla
birlikte okur da yontmaya başlar, taşın içinde gizleneni
bulup çıkarmaya çalışır. Bu yüzden okuduğum romanların
nasıl başladığına dikkat ederim hep. Çünkü
okumak benim için büyüleyici bir şeydir; bir keşiftir,
daha önce hiç çıkılmamış bir ada gibidir. Üstelik romanın
tamamı yazarın fikri olsa da bir kısmı da benimdir;
benim elimden, benim zihnimden çıkar.
54. Bu parçada, “taşın içinde gizleneni bulup çıkarmaya
çalışma” sözü okurla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisini ifade etmektedir?
A) Romanın akıcılığına kendisini kaptırması
B) Anlatılanların gerçekliğini sorgulaması
C) Kendisini roman karakterlerinin yerine koyması
D) Yazılanları hızla ve atlayarak okuması
E) Yazarın asıl ne anlatmak istediğini araması
55. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A) Bir romanın nasıl bittiği, ilk cümlesinden tahmin
edilebilir.
B) Günümüz roman yazarları farklı konu arayışları
içindedirler.
C) Okur, yazılanları yorumlayarak onlara yeni boyutlar
kazandırır.
D) Roman yazarları, eserlerinin tüm okurlarda farklı
duygular uyandırmasını ister.
E) Okuyucu tarafından eleştirilen yazarlar, daha iyi
eserler üretmeye yönelirler.
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
35
56. VE 57. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Fransız düşünür Paul Ricoeur, “Çeviri, kültürlerin çoğulluğu
ve insanlığın birliği arasındaki yoldur.” demiş.
Buna, çeviri yapan kişinin, yazarın bireysel duruşunu
başka bir kültürün bireylerine aktarmayı üstlendiğini de
eklemek gerekir. Yani çevirmen, bir kültürü tüm yabancılığıyla
aktarmayı seçebilir ya da çevireceği dilde ona
bir karşılık arayabilir. Örneğin, İngilizlerin çok alışık oldukları
yemekleri “fish and chips”i Türkçeleştirirken, bu
yemeğin gerçekten ne olduğunu iletecek biçimde “balık-
kızarmış patates” demek yerine, yarattığı duyguyu
iletebilmek için “balık-ekmek” diyebilir.
56. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A) Fransa’da birebir çeviriye çok önem verilmektedir.
B) Yemek konusunda yazılmış eserleri çevirmek
çok zordur.
C) Bir çevirmen, beğendiği yazarların eserlerini çevirirken
daha başarılı olur.
D) Bir dil ne kadar zenginse o dilde yazılmış eserler
o kadar zor çevrilir.
E) Çeviride kültürel farklılıklara sadık kalmakla ortak
değerleri yansıtmak arasında bir yol bulmak gerekir.
57. Bu parçaya göre, çevirmenin çeviri yaparken aşağıdakilerden
hangisi konusunda karar vermesi
gerekir?
A) Yazarın dünya görüşünü benimseyip benimsememek
B) Yazarın verdiği yerel örnekleri olduğu gibi aktarıp
aktarmamak
C) Çevrilecek eserin bölümlerinin yerlerini değiştirip
değiştirmemek
D) Çevrilecek dilde geniş bir okuyucu kitlesi olup olmadığını
araştırmak
E) Yabancı dilde deyim veya terim kullanıp kullanmamak
58. VE 59. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
1980’lerin başlarında, sanat ve kültür haberlerinin gazete
satışlarına katkısı olmayacağı düşüncesi yaygın
olduğundan çok az gazete kitap eki çıkarırdı. Son zamanlarda,
neredeyse tüm gazetelerin kitap eki var.
Hafta içinde ya da hafta sonunda verdikleri eklerde,
farklı niteliklerde, düzeylerde ve farklı yaklaşımlarla
da olsa bu konuya azımsanmayacak ölçüde yer ayırıyorlar.
Kitap tanıtımlarının gazetelerin içeriğinde
böylesi önem kazanmasının nedenleri ne olabilir?
Okur sayısında çok büyük bir artış olduğunu sanmıyorum.
Ama yayımlanan kitap sayısında artış olduğu
kesin. Kitap eklerinin aldığı ilanlar, o eklerin yayım
masrafını karşılıyor mu? Yayın piyasası bu kadar büyüyor
mu? Bu soruların yanıtları ayrıntılı biçimde araştırılabilir.
Ama sanıyorum ki kitap ekleri gazetelere
her şeyden önce saygınlık getiriyor.
58. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Gazete satışlarının son zamanlarda arttığı
B) Reklamı yapılan kitapların daha çok sattığı
C) Yayınevlerinin sayısının arttığı
D) Kitap eklerinin gazete çıkarma işini güçleştirdiği
E) Kitap eklerinin gazetelere değer kazandırdığı
59. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki sonuçlardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Gazetelerin kitap ekleriyle ilgili anlayış değişmiştir.
B) Basın dünyasına yeni gazeteler katılmıştır.
C) Yayınevlerinin teknolojik donanımları yenilenmiştir.
D) Okur sayısı, kitap sayısındaki artıştan etkilenmiştir.
E) Bazı yayınevleri hem gazete hem de kitap yayınlamaktadır.
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
36
60. – 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Sinemaya geçmeden önce tiyatro yönetmenliği yapan
Elia Kazan İhtiras Tramvayı’nı sahneye koyarken
oyunun yazarı Tenesse Williams provalara gelmiş ve
eserinin sahnelenişini beğenmemiş. Ama yönetmene
bunu söyleyerek onun sanatını eleştirir duruma düşmek
yerine şöyle demiş: “İyi ya da kötü insan yoktur.
Herkes birbirini kendi egosunun çatlaklarından seyreder.
Dolayısıyla hayat bir yanlış anlaşılmalar bütünüdür.”
60. Bu parçaya göre, Elia Kazan’la ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Romanların tiyatroya uyarlamalarını kendisi yapmıştır.
B) Tiyatro yönetmenliğinde, klasik eserleri sahnelemeye
ağırlık vermiştir.
C) Tenesse Williams’ın diğer eserlerini de sahnelemiştir.
D) Tenesse Williams ile aynı çağda yaşamıştır.
E) Yönettiği oyunlar seyirciler tarafından çok beğenilmiştir.
61. Bu parçada, “birbirini kendi egosunun çatlaklarından
seyretmek” sözüyle aşağıdakilerden hangisi ifade
edilmek istenmiştir?
A) Başkalarını değerlendirirken kişinin kendi benliğinin
etkisinde kaldığı ve yansız olamadığı
B) Herkesin kendisinde kusur bulma eğiliminde olduğu
C) Her olaya farklı bir açıdan bakılması gerektiği
D) Karşılaşılan kişilerin olumsuz özelliklerinin daha
kolay hatırlandığı
E) Eleştirinin, kişinin kendini geliştirmesinde etkili
olduğu
62. Bu parçaya göre, Tenesse Williams’ın, eserinin
sahnelenişini beğenmediğini yönetmene söylememesinin
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oyunun tiyatroya değil, sinemaya daha uygun
olduğunu düşünmesi
B) Kendi fikirlerine önem verilmeyeceğini düşünmesi
C) Yönetmenin, yönetmenliğine saygı duyması
D) Fikrini söylediğinde başka eserlerinin sahnelenmeyeceğinden
endişe etmesi
E) Kendi eserinde bazı eksiklikler olduğunu fark etmesi
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
37
63. – 65. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
İstanbul’un yaz-kış gezilen şirin ilçesi Şile, Karadeniz
kıyısına boylu boyunca uzanmış; denizin, kumun, yeşilin,
tarihin kucaklaştığı bir yer. Şile Rumca’da mercanköşk
anlamına geliyor. Bir zamanlar Şile bu güzel
kokulu çiçekle kaplıymış. 1859 yılında Fransızlara ait
Fenerler İdaresi tarafından yaptırılan ve Şile’nin sembolü
olan tarihi deniz feneri, Türkiye’nin en büyük feneri
olarak biliniyor. Deniz seviyesinden 60 metre
yükseklikte yer alan fenerin ışığı, 20 deniz mili uzaktan
görülebiliyor. Şile’yi tüm dünyaya tanıtan en önemli
kültür varlığı ise teri emdiği için son derece
sağlıklı olan bezi. El tezgâhlarında üretilen Şile bezinden
yapılan ürünlerin satışı, önemli miktarda turizm
geliri sağlamaktadır.
63. Bu parçada Şile’yle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Turistik bir ilçe olduğu
B) Karadeniz kıyısında yer aldığı
C) Adını bir çiçekten aldığı
D) Nüfusunun hızla arttığı
E) İstanbul’a bağlı olduğu
64. Bu parçada Şile beziyle ilgili olarak aşağıdaki sorulardan
hangisinin cevabı vardır?
A) Kullanılan motiflerin özel bir anlamı var mıdır?
B) Neden sağlıklıdır?
C) Hangi renklerde dokunmaktadır?
D) Üretim aşamaları nelerdir?
E) Yüksek fiyatla mı satılmaktadır?
65. Bu parçada deniz feneriyle ilgili olarak aşağıdaki
bilgilerden hangisi yoktur?
A) Kesme taştan yapıldığı
B) 19. yüzyılda inşa edildiği
C) Türkiye’deki en büyük fener olduğu
D) Fransızlar tarafından yaptırıldığı
E) Işık menzilinin 20 deniz mili olduğu
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
38
66. – 68. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Laos, Lao dilinde “bin filin ülkesi” anlamına geliyor.
Dağlar ve geçit vermez ormanlar yüzünden, Laos
halkı taşımacılıkta, tarımda, turizmde en çok fillerden
yararlanıyor. Doğasının çetin olması ve denize kıyısı
olmaması nedeniyle sanayi yatırımını ülkeye çekemeyen
Laos, tüm ümidini turizme bağlamış durumda.
Başkent Vientianne, ülkeye gelen turistlerin ilk uğrak
yeri. 1990’lı yılların başlarında ulaşım zorluğundan
dolayı oldukça fakir bir kasaba olan Luang Phrabang,
turizm sayesinde zenginleşen kentlerden biri. Doğa
yürüyüşleri, göletlerde yüzme, kanolarla nehir gezileri,
fil safarileri gibi etkinlikler ve ülkenin çeşitli bölgelerinde
keşfedilmeyi bekleyen 600’den fazla mağara
doğa tutkunlarına oldukça çekici geliyor. Halkın ibadet
ettiği Budist ve Hindu tapınakları ve farklı özelliklere
sahip çok sayıda Buda heykeli sayesinde din
turizmi de canlılığını koruyor.
66. Bu parçadan Laos’la ilgili aşağıdaki bilgilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) İnanç biçimi
B) Gelir kaynakları
C) Doğal yapısı
D) Turizm olanakları
E) Nüfus özellikleri
67. Bu parçaya dayanarak, ülkenin Laos adını almış
olması aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?
A) Hayatın sürdürülmesinde fillerin önemli rolü olmasına
B) Ülkedeki kutsal mekânların çok uzun süredir
korunmasına
C) Bölgede en çok konuşulan dilin Lao dili olmasına
D) Ülkenin çeşitli yerlerinde mağaraların bulunmasına
E) Doğasının çeşitlilik göstermesine
68. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine bir örnek
vardır?
A) Spor etkinliklerinin hem vücut sağlığını hem de
kişiler arasındaki ilişkileri güçlendireceğine
B) Farklı kültürlerden kişilerin aynı amaç için birlikte
çalışabileceğine
C) Olumsuz ekonomik koşulların kişilerin psikolojisini
olumsuz etkileyerek toplumsal gerginliğe yol
açabileceğine
D) Olumsuz olarak nitelendirilen bazı koşulların iyi
değerlendirildiğinde olumlu sonuçlar doğurabileceğine
E) Günümüzde turizmin, tarım ve endüstriden daha
fazla gelir getireceğine
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
39
69. – 71. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Son yıllarda sanat tarihçilerinin değerlendirmeleriyle
dikkatleri üzerine çeken ve Bursa’nın simgesi olmaya
aday nitelikte olan Irgandı Köprüsü, eriyen kar sularının
coşkun akışını Bursa Ovası’na yönlendiren Gökdere
üzerindeki ikinci köprü. 1442’de Irgandılı Hoca
Musluhiddin’in babası Pir Ali tarafından yaptırılan
köprünün üzerinde 30 dükkân, han, ahır ve depolar
bulunuyormuş. Irgandı Köprüsü, yüzyıllar boyunca
yolculara geçiş sağlamanın yanı sıra doğuyla batı
arasında ticari ve kültürel alışveriş köprüsü olarak da
bir işlev üstlenmiş. Bu özellikleriyle ele alındığında
köprü dünyanın, üzerinde çarşı bulunan dört köprüsünden
biridir. Uzun süren ilgisizlikten sonra, aslına
uygun olarak restore edilen köprüdeki çarşıda hat,
ebru, minyatür, tezhip, ahşap oymacılığı gibi geleneksel
Türk el sanatlarının güzel örnekleri sergilenmektedir.
69. Bu parçaya dayanarak, Irgandı Köprüsü’yle ilgili
aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Eriyen kar sularından olumsuz etkilenmiştir.
B) Uzun süre bakımsız kalmıştır.
C) Yapıldığı dönemde ünlü gezginler tarafından ziyaret
edilmiştir.
D) Yapı malzemesi olarak taş kullanılmıştır.
E) Yörenin en büyük köprüsüdür.
70. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi, Irgandı
Köprüsü’nün geçmişteki işlevlerinden biri değildir?
A) Doğu ve Batı kültürlerinin buluşmasına zemin
hazırlamak
B) Yolcuların alışveriş yapabilmelerine olanak sağlamak
C) Tüccarlara ve yolculara konaklama olanağı sağlamak
D) Yöre insanı için geçim kaynağı olmak
E) Türk el sanatlarının unutulmamasını sağlamak
71. Bu parçaya göre, Irgandı Köprüsü hangi özelliği
bakımından dünyanın dört köprüsünden biridir?
A) Üzerinde dükkânların yer alması
B) 15. yüzyılda yapılmış olması
C) Gökdere üzerinde bulunması
D) Adını, yaptıran kişinin memleketinden alması
E) Restore edilerek yeniden canlandırılması
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
40
72. – 74. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Bir cumartesi günü Ali, Burak, Hüseyin adlı erkeklerle,
Ceren, Demet, Eda, Fatma adlı kızlar sinema, tiyatro
ya da maça gitme seçeneklerinden birini tercih
etmiştir. Bu kişilerin tercihleriyle ilgili olarak aşağıdaki
bilgiler verilmiştir:
• Eda sinemaya gitmiştir.
• Burak, Ceren ile aynı yere gitmiştir; Demet
ise onlardan farklı bir yere gitmiştir.
• Tiyatroya yalnızca iki kız gitmiştir.
• İkisi erkek, biri kız olmak üzere üç kişi maça
gitmiştir.
72. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
doğrudur?
A) Demet maça gitmiştir.
B) Ali maça gitmiştir.
C) Fatma sinemaya gitmiştir.
D) Hüseyin ve Burak maça gitmişlerdir.
E) Eda ve Ceren farklı yerlere gitmişlerdir.
73. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) Hüseyin maça gitmiştir.
B) Ali sinemaya gitmiştir.
C) Burak ve Ceren sinemaya gitmişlerdir.
D) Ali ve Eda farklı yerlere gitmişlerdir.
E) Hüseyin ve Fatma farklı yerlere gitmişlerdir.
74. Aşağıdakilerden hangisinin, nereye ve kimlerle
gittiği kesin olarak bilinmektedir?
A) Ali B) Hüseyin C) Ceren
D) Demet E) Eda
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
41
75. – 77. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Katılımcıların “evet” (E) ya da “hayır” (H) biçiminde yanıtladığı
beş sorulu bir ankette Aylin, Barış, Cemil, Demir
ve Ercan adlı kişilerin yanıtlarıyla ilgili şunlar bilinmektedir:
• Herkes her soruyu yanıtlamıştır.
• Aylin, üç tanesi art arda olmak üzere dört soruya
H yanıtını vermiştir.
• Barış, iki tanesi art arda olmak üzere üç soruya
E yanıtını vermiştir.
• Aylin ve Ercan ikinci soruya H yanıtını vermişlerdir.
• Barış, Cemil ve Demir dördüncü soruya H
yanıtını vermişlerdir.
• Demir, her soruya bir öncekinden farklı yanıt
vermiştir.
• Cemil, tüm sorulara aynı yanıtı vermiştir.
• Ercan, iki soruya Cemil’den farklı yanıt vermiştir.
75. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
doğrudur?
A) Ercan, üçüncü soruya E yanıtını vermiştir.
B) Aylin, üçüncü soruya E yanıtını vermiştir.
C) Ercan, dördüncü soruya E yanıtını vermiştir.
D) Barış, üçüncü soruya H yanıtını vermiştir.
E) Demir, ikinci soruya H yanıtını vermiştir.
76. Aşağıdakilerin hangisinde verilen iki kişinin de
birinci soruya H yanıtı verdikleri kesindir?
A) Aylin ve Barış B) Aylin ve Cemil
C) Barış ve Demir D) Cemil ve Ercan
E) Demir ve Ercan
77. Bu bilgilere göre, Barış, ikinci, üçüncü ve beşinci
sorulardan hangilerine kesinlikle E yanıtını vermiştir?
A) Yalnız ikinciye B) Yalnız üçüncüye
C) Yalnız beşinciye D) İkinci ve beşinciye
E) Üçüncü ve beşinciye
A
DGS-2006
Diğer sayfaya geçiniz.
42
78. – 80. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Ahmet, Cem, Faruk, Hasan adlı erkeklerle, Burcu, Didem,
Elif, Gizem adlı kızlar bir iş yerine yaptıkları iş
başvurusu üzerine, bir gün içinde sırayla mülakata
çağrılmışlardır. Mülakatlarla ilgili olarak aşağıdaki bilgiler
verilmiştir:
• Mülakatlar 09.00’da başlamıştır ve adaylar
yarımşar saat arayla görüşmeye alınmıştır.
• 12.00’de öğle yemeği için ara verilmiş ve mülakatlara
13.00’te tekrar başlanmıştır.
• Cem, mülakata 2. sırada girmiştir.
• Hasan, mülakata 10.30’da girmiştir.
• Ahmet, mülakata Elif’ten hemen sonra ve öğleden
önce girmiştir.
• Burcu, mülakata öğleden sonra girmiştir.
• Mülakata ilk giren aday erkektir.
78. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
doğrudur?
A) Burcu, mülakata 7. sırada girmiştir.
B) Gizem, mülakata 8. sırada girmiştir.
C) Hasan, mülakata Elif’ten hemen önce girmiştir.
D) Ahmet, mülakata Burcu’dan hemen önce girmiştir.
E) Didem, mülakata Cem’den hemen sonra girmiştir.
79. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) Didem, mülakata öğleden sonra girmiştir.
B) Elif, mülakata öğleden önce girmiştir.
C) Gizem, mülakata 10.00’da girmiştir.
D) Ahmet, mülakata 11.30’da girmiştir.
E) Faruk, mülakata 13.00’te girmiştir.
80. Aşağıdakilerin hangisinden sonra kimin mülakata
girdiği kesin olarak bilinmektedir?
A) Ahmet B) Cem C) Didem
D) Faruk E) Gizem
TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.
[/size]
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: DGS SÖZEL TEST 2006 - 2007
« Yanıtla #2 : 01 Temmuz 2008, 17:41:43 »
A
DGS-2007
DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ “A” OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ.
SÖZEL BÖLÜM
Sınavın bu bölümünden alacağınız standart puan, Sözel DGS Puanınızın (DGS-SÖZ) hesaplanmasında 3;
Eşit Ağırlıklı DGS Puanınızın (DGS-EA) hesaplanmasında 1,8; Sayısal DGS Puanınızın (DGS-SAY) hesaplanmasında
0,6 katsayısı ile çarpılacaktır.
BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 80'DİR.
Bu bölümdeki sorularla ilgili cevaplarınızı, cevap kâğıdındaki “SÖZEL BÖLÜM”e işaretleyiniz.
Diğer sayfaya geçiniz.
22
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇADAKİ
BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN
UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ
BULUNUZ.
1. Doğadaki bilgelik fark edilip - - - -, bireyin ve kültürün
bilgeliği de - - - -.
A) anlaşıldıkça – gelişir
B) bilindikçe – kabullenilir
C) değiştirildikçe – algılanır
D) öğrenildikçe – kaynaşır
E) korundukça – hızlanır
2. Eğitim için yapılan harcamalar - - - - en değerli yatırım
olarak görülmelidir.
A) bazı kişilerin başarılı olmasına yetmeyeceğinden
B) ülkenin geleceği açısından
C) beyin göçüyle yurt dışına giderse
D) bütçede önemli bir yer tutarsa
E) gündelik hayattan ayrı düşünüldüğünde
3. Kadın ya da erkek olalım, birçoğumuz dış görünümümüze
çok önem veriyoruz. - - - -. Bedenimizi
temizlemek, cildimizi dış etkilerden korumak ve
güzelleşmek için her gün çok çeşitli kozmetik
ürünü kullanıyoruz.
A) Kozmetik üreticilerinin ürünlerin etkilerini bilimsel
olarak kanıtlama zorunluluğu bulunmuyor
B) Kozmetik endüstrisinde, üreticiler ürünün içeriğinde
yer alan maddeleri ürün paketinde belirtmek
zorundadır
C) Ne var ki kozmetik ürünlerinin kimi zaman alerji
gibi olumsuz yan etkileri olabiliyor
D) Aslında kozmetik ürünü kullanımının hızla yaygınlaşmaya
başladığı dönem, 20. yüzyılın başlarıdır
E) Bu nedenle, kozmetik ürünleri yaşamımızda
önemli yer tutuyor
4. Araştırma sonuçları insanların, genellikle, tanıdıkları
yiyecekleri ve pişirme biçimlerini tercih ettiklerini
ortaya koyuyor. Bir başka deyişle, - - - -.
A) çok eskilerden beri, bazı hastalıkların tedavisinde
bitkilerden yararlanılıyor
B) her mevsim bulunmayan meyveleri sevenler,
bunları her istediklerinde yiyemiyor
C) sağlıklı yaşam için önerilen hemen her diyet deneniyor
D) beslenme alışkanlıkları, bir kez yerleştiğinde değişmeye
karşı çok dirençli oluyor
E) hazır gıdalar, çalışan insanlara zaman kazandırıyor
ve kolaylık sağlıyor
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
23
5. Çanak çömlek taşınabilir eşya olduğundan ticaret
ve göçlerle tarih boyunca değişik kültür çevrelerine
kolayca yayılmıştır. - - - - . Değişik bölgelerin
kültürlerinin, ekonomik gelişme aşamalarının
ve üretim biçimlerinin çanak çömleğin şekil ve
desenlerine yansıyan farklılıkları, önemli veriler
olarak değerlendirilir.
A) Avrupa çanak çömleği İtalya, Almanya, Fransa
ve İngiltere’de gelişme göstermiştir
B) Bu özelliğinden dolayı, çanak çömlek buluntularına
arkeoloji ve sanat tarihi araştırmalarında
büyük önem verilir
C) Günümüzde bilinen en eski çanak çömlek örnekleri
Anadolu’da Çatalhöyük’te ele geçen seramiklerdir
D) Çanak çömlek yapımında yararlanılan değişik
tekniklerin hepsinde, biçimlendirme önemli aşamalardan
biridir
E) Günlük kullanım eşyası olan çanak çömleğin ilk
bezeme tekniklerinden biri, sırsız çanak çömleğin
üstüne baskı yapmaktır
6. – 11. SORULARDA, SIRASIYLA OKUNDUĞUNDA,
NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN
HANGİSİNİN PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ
BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6. (I) Çember, çocuklar ve büyüklerin çeşitli oyunlarda
kullandıkları bir oyuncaktır. (II) Bir değnekle
ya da elle toprak zeminde ya da sokaklarda yuvarlanarak
oynanır. (III) Toptan sonra, dünyada en
yaygın olarak kullanılan oyuncak olduğu kabul
edilir. (IV) Eski Yunan’da, bedeni güçlendirmek
için çember çevrilmesi çemberin aslında bir oyuncak
olmadığını gösterir. (V) Ayrıca ekseni çevresinde
döndürülmesine, belirli bir hedefe atılmasına
ve hedef olarak kullanılmasına dayanan çeşitli
oyunları da vardır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
7. (I) Tatlı su kaynaklarının azalması, insanlığın devamını
tehdit eden önemli bir etkendir. (II) Her ne
kadar yeryüzünün % 71’i suyla kaplı olsa da yararlanabileceğimiz
su miktarı yine de kısıtlıdır.
(III) Çünkü yeryüzündeki suların % 97’si tuzlu su,
yalnızca % 3’ü tatlı sudur. (IV) Bunun da onda dokuzu
kutuplar ve buzullarla bağlantılıdır. (V) İlk
yerleşim bölgeleri tatlı su kaynaklarına yakın yerlerde
kurulmuştur.
A) I B) II C) III D) IV E) V
8. (I) 19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında Türkiye’de
camaltı resimleri çok moda olmuştu. (II) Önceleri
elle ve tek tek yapılan bu resimlere ilgi artınca atölyelerde
üretime geçildi. (III) Kullanılan malzemenin
kolay kırılır olması nedeniyle, günümüze
camaltı resimlerinden çok az örnek ulaşmıştır.
(IV) Bu atölyelerin büyük bir çoğunluğu İstanbul’
daydı. (V) Çünkü, cam imalathanelerinin yanı sıra
hat sanatçıları ve resim ustaları da buradaydı.
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. (I) Metropolis antik kentinin tiyatrosu, taştan yapılmış
erken dönem tiyatrolarından biridir ve Küçük
Menderes Vadisi’ne hâkim konumda kurulmuştur.
(II) Bu antik kentteki tüm kamu yapıları
zengin yurttaşların katkılarıyla yapılmıştır. (III) Helenistik
zevki bütün inceliğiyle yansıtan dört bin
kişilik bu tiyatro, günümüze oldukça iyi durumda
ulaşmıştır. (IV) Soylular için yapılmış, kabartmalarla
süslü koltuklarıyla 2200 yıl öncesinin atmosferini
gözler önüne sermeye devam etmektedir.
(V) Restore edilen bölümü 900 seyirci alabilecek
durumdadır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
24
10. (I) Avrupa Kanser Araştırma Vakfı bünyesinde yapılan
bir araştırma, yapay tatlandırıcı maddelerden
biri olan aspartamın kansere neden olduğunu
ortaya koydu. (II) Yaklaşık yirmi yıldır, 6000’den
fazla üründe kullanılan bu tatlandırıcının farelerde
lösemi riskini artırdığı belirtiliyor. (III) Enerji vermeyen
aspartam, çay şekerinden 200 kat daha
tatlı bir maddedir. (IV) Aspartamda bulunan çeşitli
asitler, midedeki enzimler tarafından ayrıştırılarak,
metabolizma tarafından bir tür kanserojen
maddeye dönüştürülüyor. (V) Ayrıca, aspartamın
içinde bulunan en zararlı madde olan metil ester
vücut tarafından metanole dönüştürülüyor ve bu
da sinir hücrelerinin zarar görmesine veya ölmesine
yol açıyor.
A) I B) II C) III D) IV E) V
11. (I) Ağız yoluyla alınan bazı ilaçları kullanırken
greyfurt suyu içilmemesi gerekiyor. (II) Çünkü
greyfurt suyu, kolesterol düşürücü ilaçlarla diğer
bazı ilaçların hem etkilerini hem de yan etkilerini
on kat kadar artırabiliyor. (III) Hazır meyve suyu
üreticileri bazen, meyve suyunun tadını güzelleştirmek
için ürünlere katkı maddeleri ekliyor.
(IV) Greyfurtun içinde bulunan furanokumarin adlı
bileşenler, ilacı bağırsaklarda emilmeden parçalayan
bir enzimi engelliyor. (V) Enzimin engellenmesinin
olumsuz etkisiyle vücut, ilaçtan alması
gereken miktardan daha fazlasını alıyor.
A) I B) II C) III D) IV E) V
12. – 17. SORULARDA, NUMARALANMIŞ
CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURACAK
BİÇİMDE SIRALANMASI İÇİN HANGİ-
LERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ
BULUNUZ.
12.
I. Haliç’teki kirliliğin önlenmesine yönelik ilk girişimler
1990’ların sonuna rastlar.
II. 1997’de başlanan projede temel hedef Haliç’in
suyunu temizlemekti.
III. Tüm bu çalışmalar sonunda, proje 2000’lere gelindiğinde
sonuç verdi ve çevreye yayılan dayanılmaz
koku hissedilir biçimde azaldı.
IV. Neredeyse bir foseptik çukuruna dönmüş olan
Haliç’ten 4,5 milyon metreküp çamur çıkarılarak
Alibeyköy’deki eski taş ocaklarına boşaltıldı.
V. İlk olarak, atıkların doğrudan ya da dereler vasıtasıyla
Haliç’e dökülmesini önlemek için yeni
kanallar, tüneller açıldı; su arıtma sistemleri kuruldu.
A) I ile III B) II ile IV C) II ile V
D) III ile V E) IV ile V
13.
I. Yemeni, tabanı manda derisinden, üstü keçi derisinden
yapılan bir çeşit ayakkabıdır.
II. Yemeni yapımı için işlenmiş olarak gelen deriler,
ayakkabı numaralarına göre hazırlanmış
kalıplarla kesiliyor.
III. Yumuşayan deri kolayca şekil alıyor.
IV. Deri parçaları ıslatılarak yumuşatılıyor.
V. Daha sonra, bal mumuyla mumlanmış pamuk
ipliği kullanılarak dikiliyor.
A) I ile III B) II ile III C) II ile V
D) III ile IV E) IV ile V
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
25
14.
I. Araştırmacılar, eski doğu-batı ticaret yolu boyunca,
ilk çağlardan modern zamanlara kadar
yolcuların kumtaşı üzerine kazıdıkları çok sayıda
resim buldular.
II. Araştırmacılar bu anlama dayanarak, insanların
zürafaların su bulma becerisi olduğunu düşündükleri
yorumunu yapıyorlar.
III. Bu zürafa resimleri, büyük olasılıkla MÖ 6000
civarında bölge sakinleri tarafından kazınmıştı.
IV. Bu bölgede bulunan hiyerogliflerde, zürafa sözcüğü
önceden haber vermek anlamına da gelmektedir.
V. Şaşırtıcı olan, bunlar arasında yularlı zürafa resimlerinin
de bulunmasıydı.
A) I ile III B) II ile IV C) II ile V
D) III ile V E) IV ile V
15.
I. Günlükçüler, her gün, her hafta ve her yıla ait
yorumlarıyla, yollarını çizmeleri için insanlara
yardım ederdi.
II. Kitaplardaki bu simgeleri çözüp yorumlayabilen
okuyuculara, takvim rahibi ya da günlükçü denirdi.
III. Azteklerde, simgelerin yer aldığı kitaplar yaşamın
her alanına hâkim olan doğaüstü güçlerin
bir kataloğu niteliğindeydi.
IV. Özellikle ebeveynler, doğumun ardından, bebeğin
kaderini okuması için bir günlükçüyü ziyaret
ederdi.
V. Gidilen bu günlükçü, bebeğin büyüyünce alacağı
tüm önemli kararlarda rehberliğini sunardı.
A) I ile III B) II ile III C) III ile IV
D) III ile V E) IV ile V
16.
I. Dört gün boyunca dağda kalacak ekibimiz için
son alışveriş noktasından ekmek alıp eksiklerimizi
tamamladık.
II. Kara dayanıklı giysilerimizi giyip Uçansu Deresi’nin
yanından yürümeye başladık.
III. Ancak, karın tadına vardıkça, şehrin kaosunda
bembeyaz kar görmenin mümkün olmadığını
düşünüp keyiflendim.
IV. Rahatına düşkün tarafım, bu karda kışta donmak
için buralara kadar gelmem gerekmediğini
söyledi durdu.
V. Yürüyüşün ilk yarım saatini, her zaman olduğu
gibi kendime kızmakla harcadım.
A) I ile III B) II ile V C) III ile IV
D) III ile V E) IV ile V
17.
I. Senelerdir uçakla seyahat ediyorum.
II. İnsan bu kadar çok havada kalınca kendini eğlendirmenin
bir yolunu buluyor.
III. Bu seyahatler saate vurulsa, neredeyse bir pilot
kadar havada kalmışımdır.
IV. Benim eğlencem de insanları gözlemek oluyor.
V. Bu sayede, pek çok küçük hikâye yazma olanağım
oldu.
A) I ile III B) II ile III C) II ile V
D) III ile IV E) IV ile V
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
26
18.
I. oyunculuğuyla sadece
II. komedilerde de başarılı
III. o, kendine has
IV. olduğunu ispatlamıştır
V. dramlarda değil
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, cümledeki ilk
söz hangisi olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
19.
I. çektirmekten kendini alıkoyamıyor
II. eski otomobil koleksiyonunu
III. bu sergide yer alan
IV. direksiyonuna geçip bir fotoğraf
V. görünce insan birinin
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
20.
I. sonuçlarından biri, Amerikan turnalarının
II. 500’e kadar yükselmesidir
III. doğa koruma çalışmalarının önemli
IV. yüzünden 41’e düşen sayısının
V. avlanma ve yaşam alanı tahribatı
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
ikinci olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
21.
I. Sultan Abdülmecit tarafından mimar
II. büyümekte olan kentin siluetini de değiştirmiştir
III. yenilikçi bir padişah olan
IV. inşa ettirilen Dolmabahçe Sarayı hızla
V. Garabet Balyan ve oğlu Nikoğos Balyan’a
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, cümledeki ilk
söz hangisi olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
27
22.
I. el animasyonları ve gölge oyunu
II. düzenlenen kukla festivalinde
III. ipli kuklanın yanı sıra
IV. mayıs ayının ilk haftasında
V. gösterileri de sergilendi
Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak
biçimde sıralandığında, hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
23. Okuru, okumadan önceki halinde bırakan kitap, başarısız
bir kitaptır.
Buna göre, bir kitabın başarılı olma koşulu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Okuru belirli bir görüşü kabul etmeye zorlamaması
B) Yazarın yaşadığı olayların konu edilmesi ve içeriğinin
özgün olması
C) Anlatımının düzgün, sözcük seçiminin özenli olması
D) Piyasadaki öteki kitaplardan daha fazla sayıda
satılması
E) Okurun düşünce ya da yaşamında bir değişikliğe
neden olması
24. Aşağıdakilerin hangisinde, sözü edilen bireyin
kişilik özelliklerine değinilmemiştir?
A) Zaman zaman kırıcı olmasına karşın tanıdığım
yöneticilerin en iyilerinden, en dürüstlerinden biri
olduğunu söyleyebilirim.
B) Çevresindekilerin onun katı görünüşünün altındaki
inceliği, duyarlığı sezemediklerini sanıyorum.
C) Kurumumuza büyük hizmetleri geçen bu yöneticinin
görevinden ayrılışının üzüntü veren bir öyküsü
vardır.
D) Çok titiz, çok çabuk kızan, işlerin kendi görüşleri
doğrultusunda yapılmasını isteyen bir yöneticiydi.
E) Kurumumuzun gelmiş geçmiş yöneticileri arasında
renkli kişiliğiyle en çok anımsananlardan biriydi.
25. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde “yardımlaşma”
anlamı vardır?
A) Gün doğmadan neler doğar.
B) Tek kanatla kuş uçmaz.
C) Sen işten korkma, iş senden korksun.
D) Bir ağızdan çıkan bin ağza yayılır.
E) Her düşüş, bir öğreniş.
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
28
26. “Kuzey Buz Denizi’nin ‘Buz’u Gidip ‘Deniz’i Kalıyor”
başlıklı bir yazıda ele alınan temel konunun, aşağıdakilerden
hangisi olması beklenir?
A) Küresel ısınmanın Kuzey Buz Denizi üzerindeki
etkileri
B) Kuzey Buz Denizi’nde yaşayan canlı türleri
C) Kuzey Buz Denizi’ndeki petrol arama faaliyetleri
D) Kuzey Buz Denizi’ndeki besin zincirinde görülen
mevsimsel değişiklikler
E) Kuzey Buz Denizi’ndeki buzulların ve deniz suyunun
kimyasal özellikleri
27. Bir halk ozanına “Kaç besteniz var?” diye sorulduğunda,
ozanın yanıtı şu olmuş: “Halkımız kaç tanesini
kabullendiyse o kadar.”
Ozanın bu sözleri aşağıdakilerden hangisinin
göstergesidir?
A) Sabırlı olduğunun
B) Uzun yıllardır beste yaptığının
C) Sık sık halk konserleri verdiğinin
D) Dinleyicilerinin değerlendirmelerine önem verdiğinin
E) Bestelerini kendisinin seslendirdiğinin
28. Akraba evliliklerinden doğan bebeklerin yüzde 9’u
hastalıklı veya engelliyken, bu oran akraba dışı evliliklerden
doğan bebeklerde yaklaşık binde 8’dir.
Bu cümleye dayanarak aşağıdaki yargılardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Akraba evliliklerinden doğan sağlıklı bebek oranının
öteki evliliklere göre daha az olduğu
B) Akraba evliliğinin, sosyolojik araştırmaların önemli
bir konusunu oluşturduğu
C) Akraba evliliği yapan ailelerde çocuk sayısının
öteki evliliklerdekinden daha fazla olduğu
D) Akraba evliliklerinde görülen ölü doğum oranının
öteki evliliklerden daha yüksek olduğu
E) Akraba dışı evliliklerden doğanlarda kalıtsal hastalıkların
görülmediği
29. Kültürel antropologlar, takıların yalnızca süslenme
için değil, bereket sağlamaya veya kötü güçlerden
korunmaya yönelik muskalar gibi farklı amaçlarla da
kullanıldığını düşünmektedirler.
Aşağıdakilerden hangisi, takıların süslenme dışında
bir amaçla kullanılmasına örnek gösterilemez?
A) Hititlerde tacirlerin kullandığı mühür yüzüklerin
ticaretle uğraşan Hitit kadınları tarafından da kullanılması
B) Taşların kendine özgü güçleri olduğuna inanan
Perslerin, dini sembolleri takılarda üçgen biçimli
desenlerle simgelemesi
C) Helenistik Dönem takılarında mitolojik tanrıların
simgesi olan nesnelerin kullanılması
D) Roma Döneminde kadın ve erkeklerin taktığı yüzüklerin
rütbe ve asalet simgesi olması
E) Selçuklularda süsleme sanatında yer alan motiflerin
gerdanlıklarda da kullanılması
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
29
30. Bilimsel alanda, cilalanmış üç günlük teoriler değil,
yüz yıllık mermer bir merdiven basamağı gibi kullanılmaktan
zaman içinde parlayıp yasa haline gelmiş
sessiz düşünceler işe yarar daha çok.
Bu parçadan bilimsel teorilerle ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Zamanla önemini kaybedip kullanılmaz duruma
gelir.
B) Geçerli olmasını sağlayan, zaman içinde tekrar
tekrar sınanarak doğruluğunun kanıtlanmasıdır.
C) İşe yarama derecesi, teknolojide gerçekleşecek
gelişmelere bağlıdır.
D) Yeni olanlar nispeten eski olanların kullanımını
kısıtlar.
E) Hangi sorulara cevap verdiği kadar, nasıl ifade
edildiği de önemlidir.
31. Mars yörüngesinde bulunan bir uydunun birkaç yıl arayla
çektiği Mars yüzeyi fotoğraflarında; su buzunun
bulunduğu uzun süredir bilinen bu gezegende bazı
kraterlerin kenarında bulunan sel yarıklarının son yedi
yıl içinde uzamış ve dallanmış, diplerindeki deltaların
genişlemiş olduğu görülmektedir. Bir engelle
karşılaşan yarıkların, bu engelin çevresinden dolanan
dallar oluşturduğu da gözlenmiştir.
Bu parçada verilen bilgiler, Mars’la ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesi olabilir?
A) Krater çevresindeki buzun eridiği
B) Canlı organizmalar barındırdığı
C) Atmosferinde azot bulunduğu
D) Dünya’ya olan uzaklığının değiştiği
E) Güneş çevresinde dönme hızının Dünya’nınkinden
farklı olduğu
32. Sazangiller (Cyprinidae) ailesinin bir türü olan çapakbalığı
(Abramis brama), Avrupa ve Asya’da geniş bir
dağılım gösteren bir tatlı su balığıdır. Gövdesi yanlardan
basık ve yüksek, başı küçük, gümüş renginde bir
balıktır. Göllerde ve yavaş akışlı akarsularda sürüler
halinde yaşayan çapakbalığı, solucanlar, yumuşakçalar
gibi küçük hayvanlarla beslenir.
Bu parçada, çapakbalığıyla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Besin kaynakları
B) Yaşam alanları
C) Fiziksel özellikleri
D) Üreme mevsimi
E) Bilimsel adı
33. Aynı tür ötücü kuşlardan ormanlık bölgelerde ve kentlerde
yaşayanlar üzerinde yapılan araştırmalardan
elde edilen sonuçlara göre; kentlerde yaşayan kuşların
karşı cinsi çekme amaçlı ötüşleri, ormanlık bölgede
yaşayanlara göre daha kısa ve hızlıdır. Ayrıca
kentlerde yaşayan kuşların ötüşleri, çevredeki gürültü
nedeniyle daha yüksek frekanslıdır.
Bu parçaya dayanarak, kentlerde yaşayan kuşlarla
ormanlık bölgelerde yaşayanlar arasındaki ötüş
farkının aşağıdakilerin hangisinden kaynaklandığı
söylenebilir?
A) Türe özgü özellikler sayısında azalma
B) Çevresel faktörlere uyum sağlama
C) Besin maddelerinde değişim
D) Kuş sayısında azalma
E) Farklı türlerle etkileşim
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
30
34. Öykülerinde ayrıntılı doğa ve ortam betimlemelerine
yer veren yazar, “Çıplak gözle o kadar ayrıntılı göremiyorum;
kâğıdı kalemi elime alıp yazmaya başladığımda,
oraya yazacağım kelimelerle görüyorum. Yoksa
günlük hayatta dalgın, dikkatsiz biriyim.” demiştir.
Buna göre, yazarın öykülerinde yer alan betimlemelerle
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Öykülerin büyük bir kısmını oluşturduğu
B) Gerçeklerle bağdaşmadığı
C) Yazarın yakından bildiği ortamlarla ilgili olduğu
D) Hayal gücüyle biçimlendiği
E) Her okurda farklı izlenim bıraktığı
35. Kuzey Hindistan’ı fetheden Türklerin buradan aldıkları
“pitta” adlı ekmek, Anadolu’ya geldiğinde “pide”
olup çıkmış. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde de farklı
biçimler ve isimler almış. Konya’da etli ekmek, Karadeniz’de
Karadeniz pidesi, Güneydoğu’da lahmacun
olmuş.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A) Anadolu’nun çeşitli yörelerinde oluşan mutfak
kültürlerinde, komşu oldukları ülkelerin etkisi olmuştur.
B) Türkler, fethederek yerleştikleri bölgelerde dünyanın
zengin kültür sentezlerinden birini oluşturmuşlardır.
C) Türk mutfak kültürü, fethedilen bölgelerin mutfak
kültürlerini önemli ölçüde etkilemiştir.
D) Türk mutfağında güncelliğini yitirmiş, ancak kayıtlardan
ulaşılabilen yemek tarifleri yer almaktadır.
E) Türklerin geniş bir coğrafyaya yayılması, Türk
mutfak kültürünün zenginleşmesinde etkili olmuştur.
36. Fotoğraf sanatında, renkli fotoğrafın icadından önce
siyah-beyaz fotoğraflar renklendirilmeye başlamış,
dijital teknolojinin ortaya çıkmasından önce kolaj ya
da üst üste baskı gibi yöntemler kullanılarak farklılık
yaratılmıştı.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki sonuçlardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Fotoğrafta, teknolojik gelişme sanatsal gelişimi
takip etmiştir.
B) Fotoğraf teknolojisindeki gelişim, bilimsel çalışmalara
paraleldir.
C) Fotoğraf sanatında farklı arayışların temelinde
resimden uzaklaşma isteği vardır.
D) Teknolojideki tüm gelişimde fotoğraf sanatçıları
yol gösterici olmuştur.
E) Teknolojisinin değişmesine karşın fotoğraf sanatçıları
için temel değerler geçmiştekiyle aynı
kalmıştır.
37. Yazmayı yazarak öğrenin. Sözcük dağarcığınızı güçlendirin.
Sürekli uygulamalarla kendi sesinizi bulun.
Dünyayı, gözlerinizi ve kulaklarınızı açarak dolaşın.
Gözlemlerinizi sözcüklere yansıtmayı unutmayın.
Yazdıklarınızda iyi olmayan bir bölüm görürseniz
atın, yeniden yazın.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada iyi yazı yazabilmek
için verilen önerilerden biri değildir?
A) Uygulamalar yaparak yazma yeteneğinizi geliştiriniz.
B) Bilgi birikiminize katkısı olacak yapıtlar okuyunuz.
C) Kendinize özgü bir anlatıma ulaşabilmek için çaba
harcayınız.
D) Görüp işittiklerinizi büyük bir dikkatle yazıya geçiriniz.
E) Yazdıklarınızı eleştirel bir gözle denetleyerek
düzeltiniz.
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
31
38. Oğlumla aramızda 32 yıllık yaş farkı var. Ben 1960’
ların koşullarında büyüdüm. Oğlumun yetiştiği koşullarla
benim yetiştiğim koşullar çok farklı. Günümüzde
teknolojinin ulaştığı boyut, artan uluslararası iletişim,
insanlığı yeni bir çağa taşıdı. Günümüzün dünyasında
konuşulanlar, bizim kuşağa bizim anlayışımıza
ters gelebilir. Bugünün gençliği dünyayı bizden farklı
algılayıp farklı yorumluyor. Bu yüzden oğlumun bize
benzemeyişi çok doğal. Oğlumla tartışıyoruz. Yanlış
olduğunu düşündüğüm şeyleri ona açıklıyorum. Karşılıklı
öğreniyoruz. Anne-baba-çocuk ilişkileri kolay
değil. Yürütmeye çalışıyoruz.
Böyle diyen bir baba için aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Teknolojik gelişmeleri yakından izlediği
B) Arkadaş seçimi konusunda çocuklarına yardımcı
olduğu
C) Geleneklere bağlı bir baba olduğu
D) Mesleğinin çocuk eğitimiyle ilgili olduğu
E) Çocuklarının kendisinden farklı düşünmesini doğal
karşıladığı
39. Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş şiiriyle edebiyatımızın
ünlü şairleri arasına girmiş, Baudelaire, Verlaine
gibi Fransız şairlerinden etkilenmesine karşın
yaşamı boyunca hiçbir yazınsal akıma dahil olmamıştır.
“Şiirle yaşam arasındaki sıkı ilişkiye inandığım
içindir ki, şiiri hiçbir zaman bir düşüncenin kanıtlanması
olarak düşünmedim. Şiirin yapısının gerektirdiği
bu bağımsızlık, şairlerin özgürlük aşkıyla da açıklanabilir.”
diyen Tarancı, düz yazıları, mektupları ve öykülerinde
de bu anlayışını yansıtmıştır.
Bu parçaya göre, Cahit Sıtkı Tarancı’yla ilgili olarak
aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Yabancı edebiyat yapıtlarını takip etmiştir.
B) Şiirlerini yazarken kalıplara bağlı kalmamıştır.
C) Türk şiirinde önemli bir yeri vardır.
D) Yapıtlarının öğretici yanı ağır basar.
E) Farklı edebî türlerde yapıt vermiştir.
40. Günümüzden 5000 yıl kadar önce, Aşağı Mısır’daki
Menfis çevresinde bulunan piramitler birçok kişi tarafından
ziyaret ediliyordu. Ziyaretçilerin konaklama ve
diğer hizmet ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli barınma
tesisleri inşa edilmişti. Aşağı Mezopotamya’da da
Kral Şülgi, Babil’i asma bahçeleriyle süslemiş, ziyaretçiler
için konaklama evleri inşa ettirmiş ve konukların
güvenliğini sağlamak için Babil’e ulaşan yollarda
güvenlik önlemleri aldırmıştı.
Yalnız bu parçaya dayanarak, sözü edilen yerlerde
günümüz kentlerinin aşağıdaki özelliklerinden
hangisinin benzerinin bulunduğu söylenemez?
A) Oteller bulunması
B) Parkların yer alması
C) Kolluk güçlerinin görev yapması
D) Turizm etkinliklerinin olması
E) Eğitim hizmetlerinin yürütülmesi
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: DGS SÖZEL TEST 2006 - 2007
« Yanıtla #3 : 01 Temmuz 2008, 17:43:03 »
41. Her memeli canlı gibi insan da yavrusunu emzirmelidir.
Emzirmeye doğumdan hemen sonra, mümkün
olduğunca erken başlanmalıdır. Doğumun ardından
ilk 4-5 gün gelen ve kolostrum denen süt, bebeğin ilk
aşısı gibi olduğundan bu sütün bebeğe verilmesi çok
önemlidir. Anne sütü emdiği sürece, bebeğe ayrıca
su veya diğer içeceklerin verilmesine gerek yoktur.
Anne sütü bebeğin gelişimini sağlayacak en iyi besin
olduğundan hiçbir yiyecek veya içecek anne sütünün
yerini tutamaz.
Bu parçada, emzirmenin aşağıdaki yararlarından
hangisine değinilmiştir?
A) Bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmesi
B) Bebek acıktığında zaman kaybetmeden verilebilmesi
C) Hazırlanması için herhangi bir uğraş gerektirmemesi
D) Emziren kadında meme kanseri riskini azaltması
E) Bebeği beslemede ekonomik bir yöntem olması
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
32
42. VE 43. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Kollarının mitolojideki Medusa’nın yılanlardan oluşan
saçlarını anımsatması nedeniyle “medüz” olarak adlandırılan
denizanası türü, su içinde serbestçe hareket
edebilir. Vücudunun iç ve dış kısmını kaplayan
doku tabakalarının arasında mezoglea denen jel benzeri
bir katman bulunan medüzler, bu doku tabakalarıyla
mezogleayı sıkıştırarak bir jet motoru gibi suyu
döndürüp ağızlarından dışarı iter. Böylece, birbirini
izleyen kasılma ve gevşemelerin sonucunda hareket
edebilir.
42. Bu parçaya göre, sözü edilen denizanası türü
aşağıdakilerden hangisi dikkate alınarak adlandırılmıştır?
A) Büyüklüğü B) Beslenme yöntemi
C) Yaşam alanı D) Hareket biçimi
E) Vücut şekli
43. Bu parçaya dayanarak, medüzlerle ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Antik çağdan beri bilinmektedir.
B) Hareket edebilmek için sudan yararlanmaktadır.
C) Derin sularda yaşar.
D) Hemen her denizde bulunur.
E) Sudaki mikroskobik canlılarla beslenir.
44. VE 45. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Çizgi filmlerde çalışan seslendirme sanatçılarının işi,
ekibin öteki elemanlarının yaptıkları işler kadar yaratıcılık
ister. Homurdanmaktan tutun, kahkaha atmaya
kadar pek çok farklı sesi çıkarmanın yanında, seslendirilen
kahramanın kişiliğine uygun ses tonu da önem
taşır. Stüdyoda yapılan seslendirme çalışmaları sırasında
sanatçıların yüzü şekilden şekle girer; onları
kimse görmeyecek bile olsa el kol hareketleri yaptıkları
görülür.
44. Bu parçada, aşağıdaki yargılardan hangisini destekleyen
bir durumdan söz edilmektedir?
A) Konuşmayı oluşturan ifadelerin ve sözcüklerin
seçiminde, hitap edilecek grubun eğitim düzeyi
dikkate alınmalıdır.
B) Konuşmada, yapılan hatanın düzeltilmesi yazmadaki
gibi kolay değildir; ağızdan çıkan söz
silgiyle silinemez.
C) İnsan bildiği ve hazırlıklı olduğu konularda daha
rahat konuşur.
D) Konuşmanın gereğinden kısa ya da uzun olması,
konuşmanın dinleyiciler üzerindeki etkisini azaltır.
E) Konuşma, yalnızca sözlerden ibaret değildir; beden
ve yüz hareketleriyle desteklenip pekiştirilir.
45. Bu parçaya göre, çizgi filmlerde seslendirme sanatçılarından
beklenen yaratıcılık aşağıdakilerden
hangisiyle ilgilidir?
A) Aynı filmde mümkün olduğunca çok sayıda kahramanı
seslendirme
B) Kulağı tırmalamayan, dinleyene haz verecek
sesler çıkarma
C) İzleyenlere olumlu mesajlar verecek sözler söyleme
D) Çıkardığı seslerle filmdeki kahramanın kişiliğini
ve davranışlarını yansıtma
E) Çocukları seslendirme yapmaya özendirerek sanata
yöneltme
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
33
46. VE 47. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Makarna, yüzde yüz durum buğdayının öğütülmesiyle
elde edilen irmik ve sudan üretilen saf bir gıdadır.
Elde edilen hamur kalıptan geçirilerek biçimlendirilir
ve yüksek sıcaklıkta kurutulur. Makarna pişirmek basit
gibi görünse de dikkat isteyen bir iştir. Tencere
büyüklüğü, tuz, makarna ve su oranları önemlidir. İyi
irmikten üretilmiş makarna, paketinde önerilen oranlar
ve haşlama süresinde pişirilirse çok besleyici, doyurucu
ve lezzetli bir yemek elde edilir. Diğer unlu gıdaların
aksine, böyle bir makarnanın içerdiği karbonhidrat
daha kolay sindirilir ve böylece kilo alma sorunu
ortadan kalkar.
46. Bu parçada, makarnayla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisinden söz edilmemiştir?
A) Üretim yöntemi
B) Saklanma koşulları
C) Pişirilmesinde dikkat edilecek noktalar
D) Besin değeri
E) Hangi maddelerden üretildiği
47. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Bazı unlu gıdaların sindirimi zordur.
B) Karbonhidrat içermeyen yemekler kilo aldırmaz.
C) Her gün makarna yemek insan sağlığı için faydalıdır.
D) Pişirmede kullanılacak malzeme oranları her tür
makarna için aynıdır.
E) Hazır unlu gıdalar yerine evde yapılanları tüketmek
daha sağlıklıdır.
48. VE 49. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Türk sinema tarihinde aşk filmlerinin hayli kabarık bir
geçmişi var. Zengin kız-fakir oğlan ya da tam tersi eksende
gelişen ve hemen hemen aynı acıklı olaylar
örgüsüne sahip olan filmler sunuldu izleyicilere yıllarca.
Şaşırtıcı olan, bu birbirinin kopyası filmlerin başka
konulardaki filmlere göre daha fazla ilgi görmesiydi.
Acı ve gözyaşı yüklü bu filmler neden seviliyor sorusu
karşısında, bu hikâyelerin unutulmayan karakterleri,
hatta bu karakterlerin ağızlarından dökülen özgün
diyaloglar geliyor aklımıza. Belki de sinema izleyicisi,
benzer bir durumda kendisinin ne tepki vereceğini,
ne söyleyeceğini merak ettiği için ya da filmlerdeki
gibi bir aşk hikâyesinin kahramanı olma özlemiyle ilgi
gösteriyor bu hikâyelere.
48. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A) Türk sinemasında çekilen filmlerde konu sıkıntısı
yaşanmaktadır.
B) Türk sinema izleyicisi izlediği filmleri kısa sürede
unutmaktadır.
C) Aşk filmlerinde benzer karakterler hep aynı oyuncular
tarafından canlandırılmıştır.
D) Türk toplumunda, yerli yapımlar yabancı yapımlara
tercih edilmektedir.
E) Türk sinemasında dramatik konulu filmler daha
çok sevilmiştir.
49. Bu parçaya göre, filmlerin birbirinin kopyası olmasına
karşın hep aynı ilgiyi görmesinin nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karakterlerin inandırıcılığının yüksek olması
B) Anlatılan olayların yaşanmış gerçek hikâyeler olması
C) Filmlerin hep aynı mekânlarda çekilmesi
D) İzleyicilerin filmlerin karakterleriyle özdeşim kurması
E) Toplumda sinemaya büyük ilgi duyulması
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
34
50. VE 51. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Homeros’tan beri “ebedî mavilikler ülkesi” diye anılır
Bodrum Yarımadası. Daracık sokakları, bembeyaz
evleri, turunç kokan köyleri, çiçek saksısı gibi denize
saçılmış adaları, eski uygarlık kalıntılarıyla bir zamanlar
sükûnetin de sığınağıydı. Korunmasız bir şekilde
açıldı dünyaya ve sancılı bir değişime sahne oldu.
Kıyıları ve yamaçları, koyları ve köyleri yapılarla
doldu. Sessizliğin mekânı, yerli ve yabancı herkes
için eğlencenin krallığına dönüştü. Ama yarımada bitmez
tükenmez güzelliklere sahip olduğundan onca
kayba karşın koyları hâlâ insanları kendine çekiyor.
50. Bu parçada, Bodrum Yarımadası’yla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) İklim özelliklerine
B) Yerleşim özelliklerine
C) Tarihî değerine
D) Turizmdeki yerine
E) Doğal güzelliklerine
51. Bu parçada, “Korunmasız bir şekilde açıldı dünyaya”
sözüyle ifade edilmek istenen durum aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Bodrum’daki yapılaşmada nitelikli malzeme kullanılmaması
B) Bodrum’a gelen insanların çıkarlarını gözetecek
düzenlemelerin yapılmaması
C) Bodrum’a gelenlerin sayısı artarken değerlerini
korumaya yönelik önlemlerin alınmaması
D) Bodrum’daki yer üstü zenginliklerin tanıtımının
yeterli olmaması
E) Bodrum’a gelen insanların burası hakkında yeterli
bilgisinin olmaması
52. VE 53. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Fotoğraf makinesi, resim sanatını öldürür mü? Sinemanın
icadı, tiyatronun sonunu getirir mi? Televizyon,
sinemayı saf dışı edecek mi? Bu soruların hemen
hemen hepsi zaman içinde ve zaman tarafından
yanıtlandı. Fotoğraf resmi öldürmedi; kendine ayrı bir
yer açtı, kendini kabul ettirdi. Tiyatro, sinemanın etkisinde,
hatta gölgesinde kaldı kalmasına; ama ortadan
kalkmadı, yeni yollar aradı buldu, sinemanın
olanaklarını kullandı, yenilendi. Sinema da korkulduğu
gibi yenik düşmedi televizyona, hem televizyonu
besledi hem de televizyondan beslendi. Yine öyle
olacak, bilgisayar kitabın yerini alamayacak, kitap
biçim değiştirip varlığını sürdürecek.
52. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılamaz?
A) Yeni sanat dallarının zorlamaları, eski sanat dallarını
yeni arayışlara yönlendirir.
B) Sanatta görülen değişimde sanat dalları arasındaki
etkileşimin önemi büyüktür.
C) Yeni gelişmelerin, sanat dalları üzerindeki etkileri
zamanla belirginleşir.
D) Değişime kapalı olan sanat dalları zamana ayak
uyduramayarak yok olur.
E) Kimi sanat dalları, bir dönem izleyicisi azalsa bile
zamanla daha da güçlenebilir.
53. Bu parçaya dayanarak, sanat dallarının çeşitlenmesinde
aşağıdakilerden hangisinin etkili olduğu
söylenebilir?
A) İnsan ilişkileri
B) Toplumsal değerler
C) Sanatçı duyarlılığı
D) Konu çeşitliliği
E) Teknolojik gelişmeler
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
35
54. VE 55. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Gerçeküstücülük (sürrealizm), romantizmden sonra
yeryüzünde en çok yayılmış, tanınmış akım olmuştur.
Japonya’dan Meksika’ya birçok ülkede etkisini gösterdiği
gibi hemen bütün sanat dallarında temsilcilerini,
yorumcularını bulmuştur. Birinci Dünya Savaşı
ertesinde patlak veren gerçeküstücülüğün Batı’nın
düşünce tarihindeki kökleri epey derinlere inmektedir.
Bu kökleri nice sular beslemiştir.
54. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada gerçeküstücülükle
ilgili olarak verilen bilgilerden biri değildir?
A) Dünyanın pek çok yerinde bilindiği
B) Sanatta en son görülen akım olduğu
C) Düşünce tarihiyle ilgisinin bulunduğu
D) Birçok sanat dalı üzerinde etkili olduğu
E) I. Dünya Savaşı sonrasında önem kazandığı
55. Bu parçadaki “Bu kökleri nice sular beslemiştir.” sözü,
gerçeküstücülükle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisini vurgulamaktadır?
A) Zengin düşünsel kaynaklardan yararlandığı
B) 20. yüzyılın estetik değerlerini derinden etkilediği
C) Farklı kültürlerden sanatçıların bir araya gelmesini
sağladığı
D) Yeni sanatçıların katılımıyla kendini sürekli yenilediği
E) Etki alanının gelişen olaylara paralel olarak zaman
zaman değiştiği
56. VE 57. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Yaşlanmayla birlikte, bütün deri hücrelerinde fazla
miktarda serbest radikal oluşmaya başlar. Serbest
radikaller, hücre faaliyetleri sırasında ortaya çıkan
kararsız oksijen molekülleridir. Güneşin zararlı etkileri
ve sigara gibi dış etkenlere bağlı olarak da üretimleri
artar. İdeal koşullarda, deri hücrelerinde doğal olarak
bulunan beta karoten, E, C ve A vitaminleri gibi antioksidan
maddeler tarafından yok edilirler. Yaş ilerledikçe
deri hücrelerinde bulunan doğal antioksidan
maddeler azalır. Bu nedenle hücre içinde artan serbest
radikaller, hücre zarına, proteinlere ve DNA’ya
zarar vermeye başlar. Tüm bu hücresel ve moleküler
olaylar cildin yaşlanmasına ve kırışıklık oluşumuna
yol açar.
56. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki sonuçlardan
hangisine ulaşılabilir?
A) Yaşlanma sürecinde en büyük rolü dış etkilerin
oynadığı
B) Yaş ilerledikçe fiziksel hareketlerde yavaşlama
olduğu
C) Cildin, yaşlılık belirtilerinin görüldüğü ilk yer olduğu
D) Yaş ilerledikçe vücuttaki kimyasal süreçlerde değişiklik
olduğu
E) Yaşlanmanın fizyolojik sonuçlarının bireyden bireye
farklılık gösterdiği
57. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi yaşlandıkça
deri hücrelerindeki serbest radikallerin artmasının
nedenlerinden biridir?
A) Hücreler arasındaki madde alışverişinin yavaşlaması
B) Hücre zarında ve DNA’da yapısal bozukluklar
olması
C) Vücuda alınan oksijen miktarının azalması
D) Değişen çevre koşullarına uyum sağlamanın zorlaşması
E) Hücrelerdeki doğal antioksidan maddelerin azalması
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
36
58. – 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Salep, bazı yabani orkide türlerinin kök yumrularının
bir dizi işlemden geçirildikten sonra öğütülmesiyle elde
ediliyor. Salebin bileşiminde, elde edildiği yöreye
göre değişen oranlarda glikomannan, nişasta, şekerler,
azotlu maddeler ve su bulunur. Salebin etkili
maddesi glikomannandır. Glikomannanın bir gramı,
200 ml suyu emer. Glikomannan bu özelliğinden dolayı
bazı besinlerin, özellikle dondurmanın kıvamını
artırmak ve geleneksel hekimlikte kabızlık gibi rahatsızlıkları
gidermek, kanın serum ve lipid düzeyini düzeltmek
amacıyla kullanılır. Glikomannan besinlerle
tüketildiğinde suyu tutma özelliğinden dolayı besin
emilimini geciktirerek tokluk hissi oluşturur. Kış aylarında
içecek olarak yararlanılan salebin üretiminde
çoğunlukla glikomannan içermeyen çayır salebi kullanılır.
Ticari amaçla kullanılan başka bir salep çeşidi
olan yayla salebi, 700-1300 m yükseltideki yerlerde
yetişir.
58. Bu parçaya dayanarak, saleple ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Dondurma yapımında kullanılır.
B) Tüm türlerinin besin değeri aynıdır.
C) Kalitesini, yetiştiği bölgenin iklim özellikleri belirler.
D) Bazı türlerinin üretimi yapılır.
E) Gıda maddesi olarak tüketimi Türkiye’ye özgüdür.
59. Bu parçaya göre, aşağıdakilerin hangisi salebin,
glikomannan içermesi nedeniyle etkili olduğu durumlardan
biri değildir?
A) Kanın serum düzeyini ayarlama
B) Tokluk hissi oluşturma
C) Kış aylarında içecek olarak kullanılma
D) Kabızlık tedavisinde etkili olma
E) Kanda lipid düzeyini ayarlama
60. Bu parçaya göre, salebin kıvam artırıcı olarak kullanılmasında
hangi özelliği etkilidir?
A) İçeriğinde şeker bulunması
B) Su tutma kapasitesinin fazla olması
C) Geleneksel hekimlikte kullanılması
D) Bir dizi işlemden sonra elde edilmesi
E) İçeriğindeki maddelerin oranlarının değişmesi
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
37
61. – 63. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Portekizli ünlü denizci Macellan, Kolomb gibi hayatını
baharat zengini adalara ulaşmaya adamıştı. Macellan,
emrindeki beş İspanyol gemisiyle birlikte Güney
Amerika’nın ıssız koylarında, bölgenin soğuk havasına
karşın beş ay geçirdi. Macellan ve arkadaşları,
hiçbir canlının yaşayamayacağını düşündükleri soğuk
ve acımasız coğrafyada bir sürprizle karşılaştılar:
Burada insanlar yaşıyordu. İnsanların soğuğa direnmek
için yararlandığı yol, onları daha çok hayrete düşürdü.
Üzerlerinde, yorgan gibi örtündükleri postlardan
ve ayaklarına kat kat sardıkları hayvan derilerinden
başka bir şey yoktu. Denizciler bu “ayakkabı”lara
gönderme yaparak yörede yaşayanlara “patagonas”
yani “büyük ayak” adını taktı. Bundan sonra iklim koşullarının
çok ağır olduğu 40. paralelin güneyine Patagonya,
yani “Büyük Ayaklılar Ülkesi” denecekti.
61. Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılamaz?
A) Güney Amerika’da çok tenha yerlerin bulunduğu
B) İnsanların zor iklim koşullarında da yaşayabildiği
C) Güney Amerika’nın baharat bakımından zengin
olduğu
D) Güney Amerika’da kürkünden yararlanılabilecek
hayvanların bulunduğu
E) 40. paralelin güneyinde sert iklim görüldüğü
62. Bu parçada sözü edilen bölgeye Patagonya denmesinde
aşağıdakilerden hangisinin rolü olmuştur?
A) Bölgenin bulunduğu yerin Avrupa kıtasına uzak
olması
B) Bölgenin yer altı zenginliklerine sahip olması
C) Güney Amerika’nın koylarının ıssız olması
D) Macellan’ın ünlü bir denizci olması
E) Denizcilerin yerli halkın görüntüsünden etkilenmesi
63. Bu parçaya göre, Güney Amerika’daki yerlilerin
giyimleri karşısında denizcilerin hayrete düşmelerinin
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Postları giysi olarak kullanılan hayvanları daha
önce görmemiş olmaları
B) Giysilerinin bölgedeki şiddetli soğuktan korunmak
için yetersiz olduğunu düşünmeleri
C) Bölgenin sahip olduğu yer üstü zenginliğinin beklentilerinden
uzak olması
D) Giyim tarzlarının estetik değerlerden uzak olduğunu
düşünmeleri
E) Giysi yapımında kullandıkları malzemenin tümüyle
doğal ürünlerden oluşması
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
38
64. – 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Leonardo da Vinci ressam, heykeltıraş, müzisyen,
mimar, bilim adamı ve mucitti. İncelemek amacıyla
yaklaşık 30 insan vücudunu kesip parçalara ayırdı.
Bu sayede, daha önce yapılmış olanlardan çok daha
gerçekçi vücut resimleri çizdi. Taslak defteri, uçma
makinesi de dahil birçok makine tasarısıyla doludur.
Bugün bu makinelerin birçoğunun çalışmayacağını
biliyoruz, fakat ortaya koyduğu tasarılar onun ayrıntılı
gözlemleri zengin bir düş gücü ile birleştirme konusundaki
yeteneğini açığa vurmaktadır. Leonardo’nun
büyük kavrayış gücüne ve yaratıcılığa sahip olmasına
karşın, yaptıklarının bilimin ilerlemesine çok az
katkısı oldu. İncelemelerini kendini tatmin etmek
amacıyla yapmıştı; çağdaşlarının çoğunun bunlar
hakkında hiçbir bilgisi yoktu. Birçok taslağı ve defteri
ölümünden sonra dağıldı ve yüzyıllar boyunca büyük
ölçüde bilinmeden kaldı.
64. Bu parçaya göre, Leonardo da Vinci’nin insan vücudunu
parçalamasının sağladığı yarar aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tıp bilimine katkıda bulunması
B) Çevresini kuşatan dünyayla ilgili yeni fikirler geliştirmesi
C) İnsan vücudunu ayrıntılı ve doğru bir biçimde
çizmesi
D) İnsanla diğer canlıların bedensel özelliklerini karşılaştırması
E) İnsan heykellerini kusursuz yapması
65. Bu parçaya göre, Leonardo da Vinci’nin bilime
katkısının az olmasında temel etken aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Başkalarını çalışmalarından haberdar etmemesi
B) İncelemeleriyle ilgili düzenli kayıt tutmaması
C) Aynı anda birden çok konuyla ilgilenmesi
D) Çalışmalarında gözlemden çok hayal gücüne
ağırlık vermesi
E) Sanatsal çalışmalara bilimsel çalışmalardan daha
fazla ağırlık vermesi
66. Bu parçadan Leonardo da Vinci’yle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Çalışmalarına yardımcı olan çıraklarının olduğu
B) İyi bir gözlemci olduğu
C) Düş gücünün ürünlerini kâğıda aktarabildiği
D) Farklı alanlarda çalışmalar yaptığı
E) Tasarılarının bir kısmının gerçekleştirilmediği
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
39
67. – 69. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Tropikal yağmur ormanları, karaların yaklaşık % 6’sını
kaplamasına karşın, dünyadaki toplam tür sayısının
üçte ikisini barındırır. Ekvator çevresindeki bol yağışlı
bölgelerde bulunan bu ormanlar, yüksek, geniş
yapraklı ve yaprak dökmeyen ağaçlardan oluşur. Ilıman
bölgelerdeki yağmur ormanlarına göre daha sık
olan, daha fazla ağaç ve hayvan türü içeren tropikal
yağmur ormanlarında aşırı nemden dolayı kaya ve
topraklarda kimyasal ufalanma daha fazla olur. Toprak
yüzeyi ağaç dalları, sürgünler ve yapraklarla kaplıdır.
Zemine yakın yerlerde besin maddesi az olduğundan,
kuşlar, maymunlar, böcekler dahil pek çok
hayvan türü sürekli ağaçların üzerinde yaşar. Ormanın
geniş yapraklı ağaçlardan oluşması nedeniyle güneş
ışınlarının toprağa yakın kesimlere ulaşması zordur.
Bu loş kesimde yaşayan hayvanların gözleri olağandan
iridir ve işitme duyuları görme duyularından
daha fazla gelişmiştir.
67. Bu parçada, tropikal yağmur ormanlarının diğer
yağmur ormanlarından farklılıkları arasında aşağıdakilerden
hangisi sayılmamıştır?
A) Ağaçların sıklığı
B) Topraktaki kimyasal ufalanma hızı
C) Ağaç türü
D) Ağaç boyları
E) Hayvan çeşitliliği
68. Bu parçaya göre, tropikal yağmur ormanlarında
pek çok hayvan türünün ağaç üzerinde yaşamasında
aşağıdakilerden hangisi etkili olmaktadır?
A) Bölgenin jeolojik yapısı
B) Hayvan sayısı
C) Beslenme olanakları
D) Mevsimler arası sıcaklık farkları
E) Üreme olanakları
69. Bu parçada, tropikal yağmur ormanlarıyla ilgili
aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
A) Kimyasal ufalanma hızı neden daha fazladır?
B) Kimi hayvanlarda görülen bedensel farlılıkların
nedeni nedir?
C) Yeryüzünde ne kadar yer kaplar?
D) Dünya’nın hangi bölgesindedir?
E) İklim üzerindeki etkileri nelerdir?
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
40
70. – 73. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
(I) Sibirya halklarından biri olan Evenlerin yaşadığı
bölgede ulaşımın ana yolları donmuş nehir ve göller
olduğundan, ulaşımı sağlamanın, eşya taşımanın bir
aracı da geyiklerdir. (II) Yolculuklar sırasında bir çok
kızak ve bu kızakları çeken geyikler birbirine bağlanarak
uzun konvoylar oluşturulur. (III) Bu sistem tüm
kafilenin birbirini kontrol ederek hareket etmesini sağlar
ve bir çobanla idare edilebilir. (IV) Evenler geyikleri
özelliklerine göre ayırırlar ve “eşya taşıyan”, “dağlara
tırmanan”, “düz alanda koşan” diye tanımlarlar.
(V) Dağlara tırmananlara daha çok değer verilir; bunlar
arasında kadın ve çocukları taşıyacak olanların
daha sakin olmasına dikkat edilir. (VI) Düz alanda koşanlar
özellikle bacak boyları uzun olan, seri hareket
edebilecekler arasından seçilir ve uzun yolculuklarda
kızaklara koşulur. (VII) Eşya taşıyanlar ise dağlara
tırmananlar kadar güçlü ve dayanıklı olmasalar da
ağır yükleri taşıyabilecek güce ve dayanıklılığa sahiptir.
70. Bu parçadan aşağıdaki genellemelerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Toplumların yaşam biçimlerinin oluşmasında doğal
koşullar etkilidir.
B) Başka toplumlarla ilişkileri zayıf olan toplumların
dilleri, sözcük dağarcığı yönünden fakirdir.
C) Bir toplumun değişmesi, ilişkili olduğu diğer toplumları
da etkileyebilir.
D) İletişim teknolojisindeki gelişmeler toplumsal
farklılıkları ortadan kaldırmaktadır.
E) Kültürel farklılıklar toplumlar arasında anlaşma
sağlanmasını güçleştirmektedir.
71. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) Evenler geyikleri yapabildikleri işe göre sınıflandırmaktadırlar.
B) Geyikler huyları bakımından farklılık gösterebilmektedir.
C) Evenlerin kızaklarla konvoy oluşturmaları daha
az kişiyle iş yapılabilmesini sağlar.
D) Evenlerin yaşadığı bölge soğuk iklim koşullarına
sahiptir.
E) Evenlerin yaşadığı bölgede motorlu araç bulunmamaktadır.
72. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci
paragraf kaç numaralı cümleyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
73. Bu parçada geyiklerin hangi özelliğine değinilmiştir?
A) Ticari değerleri
B) Besin kaynakları
C) Yaşam süreleri
D) Fiziksel özellikleri
E) Sürüler hâlinde bulunmaları
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
41
74. VE 75. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Aşağıdaki şekilde üç lamba ve her bir lambanın düğmesine
her basılışta sırasıyla hangi renkte ışık verdiği
gösterilmiştir. Düğmelere basıldıkça lambaların
verdiği ışığın rengi 1., 2. ve 3. basıştaki sırayla tekrarlanmaktadır.
1 2 3
1. basış : sarı kırmızı mavi
2. basış : kırmızı mavi sarı
3. basış : mavi sarı kırmızı
74. Lambalar sönük durumdayken, hepsinin kırmızı
renkte ışık vermesi için her birinin düğmesine en
az kaç kez basılmalıdır?
1. lamba 2. lamba 3. lamba
A) 2 1 3
B) 2 4 3
C) 5 1 6
D) 3 2 1
E) 1 3 2
75. Lambalar sönük durumdayken, 1. lambanın düğmesine
6, 2. lambanın düğmesine 7 ve 3. lambanın
düğmesine de 8 kez basıldığında, lambalar
hangi renklerde ışık verir?
1. lamba 2. lamba 3. lamba
A) mavi kırmızı sarı
B) kırmızı sarı mavi
C) kırmızı mavi sarı
D) mavi sarı kırmızı
E) sarı mavi kırmızı
76. VE 77. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Aşağıdaki şekilde bir il merkezini K, L, M, N ve P
köylerine bağlayan ve köylerle aynı adı alan yollar
gösterilmiştir.
K
L
M
N
P
Bu yollarla ilgili olarak şunlar bilinmektedir:
• Bu yollardan yalnız 2 tanesi topraktır.
• Bu yollardan 3 tanesi virajlıdır.
• M ve P yolları asfalttır.
• K ve N yolları virajlıdır.
• Toprak olan yollardan en az 1 tanesi virajlı
değildir.
76. Bu bilgilere göre, hangi yolun her iki özelliği de
(virajlı/virajsız; asfalt/toprak) kesin olarak bilinmektedir?
A) K B) L C) M D) N E) P
77. K yolunun asfalt olduğu biliniyorsa bu yollarla
ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Bütün asfalt yollar virajlıdır.
B) M ve P yollarının ikisi de virajlı değildir.
C) L ve N yollarının özellikleri aynıdır.
D) Virajlı olan bütün yollar topraktır.
E) N yolu topraktır.
A
DGS-2007
Diğer sayfaya geçiniz.
42
78. – 80. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Aksu, Bilgin, Ceyhan, Deniz, Eren ve Fırat aileleri bir
nikâh salonunu aynı haftanın farklı günleri için kiralamışlardır.
Salonun kiralanma koşulları ve kiralayanlarla
ilgili şunlar bilinmektedir:
• Pazartesi günleri salonda nikâh töreni yapılmamaktadır.
• Salonda, bir gün içinde saat 12.00’de ve saat
20.00’de olmak üzere 2 tören yapılmaktadır.
• Salonu kiralayan bu ailelerden ikisinin nikâh
töreni saat 12.00’de, dördünün nikâh töreni
de saat 20.00’de yapılacaktır.
• Deniz ve Fırat ailelerinin nikâh törenleri cumartesi
ve pazar günlerinde, farklı saatlerde
yapılacaktır.
• Ceyhan ailesinin nikâh töreni, Bilgin ailesinin
nikâh töreninin olduğu günden daha önceki
bir günde yapılacaktır.
• Eren ailesinin nikâh töreni cuma günü saat
12.00’de yapılacaktır.
78. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
yanlıştır?
A) Salı günü saat 12.00’de salon boştur.
B) Çarşamba günü saat 20.00’de salon doludur.
C) Perşembe günü saat 20.00’de salon boştur.
D) Cumartesi günü saat 12.00’de salon doludur.
E) Pazar günü saat 20.00’de salon doludur.
79. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle
doğrudur?
A) Aksu ailesinin nikâh töreni, saat 12.00’de yapılacaktır.
B) Ceyhan ailesinin nikâh töreni, salı günü yapılacaktır.
C) Aksu ailesinin nikâh töreni, Bilgin ailesinin nikâh
töreninin yapılacağı günden daha sonraki bir
günde yapılacaktır.
D) Bilgin ailesinin nikâh töreni, Eren ailesinin nikâh
töreninin yapılacağı günden daha önceki bir günde
yapılacaktır.
E) Deniz ailesinin nikâh töreni, Eren ailesinin nikâh
töreninin yapılacağı günün ertesi gününde yapılacaktır.
80.
I. Aksu
II. Bilgin
III. Ceyhan
Nikâh töreni salı günü yapılacak aileler yukarıdakilerden
hangileri olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III
TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: DGS Sözel Test 2006 - 2007
« Yanıtla #4 : 01 Temmuz 2008, 17:46:13 »
paylaştığınız için teşkkürler thenaksi kardeşim ama çok karışık görünüyorlar:)

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
« Son Düzenleme: 01 Temmuz 2008, 17:58:36 Gönderen: thenaksi »
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: DGS Sözel Test 2006 - 2007
« Yanıtla #6 : 01 Temmuz 2008, 17:53:22 »
Link verseniz daha iyi olmaz mı :)

Bir de lütfen mesajlarımızı küçük harflerle yazalım :mhcp

Çevrimdışı thenaksi

  • okur
  • *
  • İleti: 96
Ynt: DGS Sözel Test 2006 - 2007
« Yanıtla #7 : 01 Temmuz 2008, 17:59:54 »
yukarıya linkleri ekledim  :mhcp
Gam değildir gide dünya kala din,
  Gam odur ki kala dünya gide din..!