Kişiliklimi = Kişiliksizmi?

Başlatan Tuğra, 03 Kasım 2009, 01:24:33

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra


Hepimiz zaman zaman problemli günlerde boğulur, problemsiz günlerde de inadına sorunlar oluştururuz kendimize nedensizce.Problemli yaşamanın zamanla alışkanlık yapmasıdır ruhumuzda asıl sorun olan.

Lütfen dikkat edelim kendimize ve çevremize. Ne üzelim nede üzülelim hiç yere... Dünya fani, hayat kısa. Sonuçta " Cehennemde ateş yoktur, herkes kendi ateşini yanında götürecektir." Unutma !

Geçmişte, günümüzde ve gelecekte de her zaman konuşulan ve konuşulacak olan her 100 kişiden 1'inde rastlandığı söylenen, yüzlerce tarifi yapılmış konulardan biriside "kişilik bozukluklarıdır" herhalde.

Hiç birimiz deli olarak doğmadık ve deli olarak ta ölmek istemeyiz, en azından ben istemem.

Geçenlerde bir gazetede, son zamanlarda sıklıkla rastlanan ve psikolojik bir rahatsızlık olarak yaygın görünen "BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU" hakkında bir yazı okudum.

Nedir Borderline, insan hayatını nasıl etkiler.  Önce kısa bir tanım yapmak istiyorum... Bu arada psikolog değilim sadece yapılan tariflere göre; Sürekli terk edilme korkusuyla yaşamak, bu var olmayan terk edilme durumuyla başa çıkmak için aşırı çaba sarf etmek ana tanımını oluşturabiliriz .

Bu kişilerin grileri yoktur. İnsanları, olayları iyi veya kötü olarak tanımlarlar. Kişileri oldukları gibi kabul etmeleri zordur. Kendi zihinlerinde yarattıkları tahta oturtup, diledikleri zaman darbe yapabilirler.

Bu darbenin altında yatan çoğunlukla terk edilme korkusudur ki bu korku zaten borderline'ın temelini oluşturur. Genelde dostlukları zayıftır. Empati duyguları yoktur.

Diğer insanlardan, özellikle de kendilerinden fiziksel yada sosyal olarak üstün hissettikleri kişilerden,  kötü niyetli hareketler bekleme eğilimindedirler. Şüphecilik ve güvensizlik temel belirtileridir.

Duygularını ifade edemezler. Yakın arkadaşlıkları ve sırdaşları yoktur. Davranış, düşünce, duygulanım, konuşma ve görünümde bir çok gariplik ve egzantriklikler vardır.Bir bakmışsınız yaptıklarından çok pişman olmuş, diğer taraftan ise hala nasıl zarar versem diye iş peşinde.

İlgi odağı olma beklentisi, fiziki görünümünde olan problemleri takıntı yapması, aşırı dikkat ve insanları kullanma, ön plandadır.

Temelinde anne ile çatışmalar ve çocukken yaşanılmış sıkıntılar gibi sebeplerin  olduğu söylenmektedir. Bu sebeple kişilik oluşumunda en önemli etken aile. Sorumluluklarımızı bilmek ve çocuklarımızı bu şekilde yetiştirmek en faydalı işlem bence. Çünkü; "Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksındır!!!"

Hayat zorlu olabilir. Bu bizi yada kişiliğimizi etkilememelidir.Çok sevdiğim bir hikaye var paylaşmak istediğim;

Eflatun'a iki soru sormuşlar. Birincisi ; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir ? "

Eflatun tek tek sıralamış :
- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...
- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...
- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...
- Hiç ölmeyecek gibi yasarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...

Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"
Bilge yine sıralamış ;
- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...
- Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır"..
Peki kendimize soralım, gerçekten nasılız ve asıl kimliğimiz biz miyiz?

Mutlu iken söz verme. Üzgünsen cevap verme. Öfkeliysen karar verme..!

A. Gülşah TÜRKYILMAZ
〰〰〰〰🐠

fasulye

#1
Rüzgarın halet-i ruhiyetince  gemimin  mürettabıyla o rotadayımdır. Salık verdim hedeflerimi. Günü kurtarmak yetiyor...

bor-do

çookkk teşekür ederim. çok beğendim. bu arada eflatun sanırım erkek is mi değil mi?
!