Allah yolunda gayret etmek

[Vuslat Yolcusu]

Allâhü Zü’l-Celâl, insanoğlunu eşref-i mahlûkât olarak yaratmış, ona akıl nimetini bahşetmiş ve peygamberleri vâsıtası ile ona hak yolu göstermiştir. Bütün peygamberler insanoğluna hakkı öğretmek ve onu dünyâ ve âhirette saadet ve selâmete kavuşturmak vazifesi ile gönderilmişler ve bu uğurda pek çetin meşakkatlere sabır göstererek bu vazifelerini yerine getirmişlerdir. Hâtemü’l-Enbiyâ olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Allâh (c.c.) yolunda hiç kimsenin karşılaşmadığı sıkıntılarla karşılaşmış, pek çok eziyetler çekmiştir.
Ashâb-ı Kirâm (radıyAllaha anhüm) gerek Hz. Peygamber zamanında gerek Hulefâ-i Râşidîn devrinde Allâh (c.c.) yolunda pek büyük hizmetler yapmışlardır. Daha sonra gelen İslâm büyükleri de insanlığın İslamiyet’le şereflenmesi ve kurtuluşu için çok büyük gayretler göstermişler; insanların hidâyetine vesîle olmuşlardır.
Allâh (c.c.) yolunda yapılan bu hizmetlerin Allâh ve Rasûlü (s.a.v.) indindeki kıymeti çok büyüktür. Cenâb-ı Hak birçok âyet-i kerîmede Allâh (c.c.) yolunda gayret edilmesini ve bu uğurda sebât gösterilmesini tavsiye buyurmuş; bunun karşılığında da hem dünyâda hem de âhirette bir çok nimetler va’detmiştir. Saf Sûresi’nin 10 ila 13. âyet-i kerîmelerinde şöyle buyuruluyor (meâlen): “Ey iman edenler! Sizi elim bir azâptan kurtaracak olan ticareti size göstereyim mi? Allâh’a ve Rasûlü’ne îmân eder, mallarınızla ve canlarınızla Allâh (c.c.) yolunda hizmet edersiniz. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. (İşte bu takdirde Allâh) Sizin günâhlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere yerleştirir. İşte büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allâh’tan büyük bir yardım ve yakın bir fetih. Mü’minleri bunlarla müjdele.”
Bir hadîs-i şerîfte ise şöyle buyurulmaktadır: “Sizden birinizin Allâh (c.c.) yolunda çalışıp gayret sarf etmesi, evinde oturup yetmiş sene namaz kılmasından daha faziletlidir. Allâh’ın sizi bağışlamasını ve cennete koymasını istemez misiniz? O halde Allâh (c.c.) yolunda hizmet ediniz. Kim devenin sağılacağı bir vakit kadar Allâh (c.c.) yolunda hizmet ederse, cennet ona vacip olur

[muhacir]

:x  :x  :x

[ABDULLAH LFC]

...

[Ahi]

Eline sağlık Allah (c.c) razı olsun.

[İsra]

Ellerinize sağlık..paylaştığınız için Allahrazı olsun..

[armonya]

Allah razı olsun ..

[HELİN]

Allah razı olsun ..

[Mstfx67]

:x  :x  8) Allah razi olsun  gubetci kardes

[Evfacan]

Allah bizi gayret edenlerden olmayi nasib etsin.....(AMIN)    :)

[mazhar]

Her Sabah Namazına 100 Lira

Milyarlarca dolara sahip çok zengin biri: "Filan camide, sabah namazını, iftitah tekbirini imamla birlikte alarak kılan her kardeşime, her gün 100 TL verilecektir..." mealinde bir ilan verse, adı zikr edilen camide bu ilandan önce sekiz on kişi bulunsa, ilandan sonra 700 kişilik cami dolsa, dışarıda kalan cemaat kapıları pencereleri kırsa, sefil bir meblağ için namaza ve cemaate râgıb olanların durumu nedir?

CEVAP: Bunlar 100 Tl almak için namaza gelirlerse onların namazları makbul olmaz, çünkü niyetleri bozuktur, ihlasları yoktur.

İşte bunun gibi, İslam'a yapılan hizmetler de Allah rızası için, muhlisen lillah olmalıdır.

Kur'ana para karşılığında hizmet edilmez.

İbadetlerde, Allahın rızasından başka ücret istenmez.

Zengin olmak, yüklü telif ücretleri almak için Kur'an tercümesi, meali, tefsiri yapılmaz.

Müftülük, vaizlik, imamlık, müezzinlik için ücret alınmasına fetva ve ruhsat verilmiştir ama bu hizmetleri zengin olmaya alet etmek haramdır.

Geçmiş büyük ulema, fukaha, meşayih ve mürşidler; din, iman, Kur'an, Sünnet, Şeriat, tarikat hizmetlerini Allah rızası için ihlasla yapmışlar, ücretlerini Yarandan beklemişler, yaratıklardan ücret istememişlerdir.


Mehmet Şevket EYGİ - 03 Ekim 2012 Çarşamba