نِصْفُ العِلْمِ أَخْطَرُ مِنْ الجَهْلِ
Yarım hoca dinden,yarım hekim candan eder
إِخْتَلَطَ الحَابِلُ بِالنَّابِلِ
Her şey birbirine karıştı
الدَّرَاهِيمُ بِالدَّرَاهِيمِ تُكْسَبُ
Para parayı çeker
مَنْ يَدْفَعُ يَأْمُرُ
Parayı veren düdüğü çalar
جَهْلٌ مُرَكَّبٌ
Kişinin birşeyi bilmemesi ve bilmediğinide bilmemesi(katmerli cahil)
أَنْتَ تَنْفُخُ فِي رَمَادٍ
Boşa kürek çekiyorsun(vaktini boş işlerle geçiriyorsun)
كَالْمُسْتَجِيرِ مِنْ الرَّمْضاءِ بِالنَّارِ
Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu
الإِنْسانُ رَهْنُ عَمَلِهِ
İnsan yaptığından sorumludur
سَمِّنْ كَلْبَكَ يَأْكُلَكَ
Besle kargayı oysun gözünü
أُرِيهَا السُّهَا وتُرِينِي القَمَرَ
Ben diyorum çanakkale haftası, sen diyorsun mangal tahtası
أَشْأَمُ كُلُّ امْرِئٍ بَيْنَ لِحْيَيْهِ
İnsanın başına ne gelirse dilinden gelir
بِئْسَ الضَّجِيعُ الجُوعُ
Açlık en kötü arkadaştır(ne kötü arakadaştır)
يَضْحَكُ كَثِيراً مَنْ يَضْحَكُ أَخِيراً
Son gülen iyi güler
إِنَّكَ تَضْرِبُ فِي حَدِيدٍ بَارِدٍ
Sen havanda su dövüyorsun