Affedemediğiniz kimse var mı?

[İsra]

Bildiğiniz gibi dinimizde küskünlük ve dargınlıkların sürdürülmemsi gerekir.. Ama insanız bazen affademediğimiz kimseler oluyor bunlarda  çok sevip değer vermediğimiz kişiler oluyor..Affedememizin nedenide onlardan ummayacağımız davranışlada bulunmalarıdır..

sizin hayatınızda affedemediğiniz ve küs kaldığınız kimse var mı?

[ceo]

Allaha sükür benim küs kaldigim birisi yok ve insaAllah böyle ömrümün sonuna kadar'da kalir.

[duha]

benim tamı tamına 5 yıldır affetmediğim biri var hemde çok yakınımdan sayılır ama son nefesimi verene kadar asla ve asla ne hakkımı helal ederim nede affeder 2 çift laf ederim :!:

[Kul]

Allaha sükür, su ana kadar öyle bisey yok bende

[Nihle]

benimde yok şükür
kırgınlıklarımız var muhakkak ama o kadar uzun boylu diyil

[İsra]

benim tamı tamına 5 yıldır affetmediğim biri var hemde çok yakınımdan sayılır ama son nefesimi verene kadar asla ve asla ne hakkımı helal ederim nede affeder 2 çift laf ederim :!:

böyle konuşma güzel kardeşim hele ölene kadar affetmem deme..küslükler ve dargınlıklar kötü şeylerdir..İnşaAllah birgün affedp barışırsın

[Himmet]

Affetmek yalnız ve yalnız  hz.Allah'a mahsustur.
Bizler kim oluyoruzda af edemeyeceğiz.

Ama insanız bazen affademediğimiz kimseler oluyor bunlarda çok sevip değer vermediğimiz kişiler oluyor..Affedememizin nedenide onlardan ummayacağımız davranışlada bulunmalarıdır..

İsra kardeşim bence tam tersi, aksine çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişiler bu davranışları yaptı ise unutulmuyor.
Bu durum mealesef bendede söz konusu.Aynı olayla bağlantılı birkaç kişinin yaptıklarını unutmam mümkün olmadı bir türlü.
Af etmemek değil haşa, ama kırgınlıklarda geçmiyor bazen.

[duha]

benim tamı tamına 5 yıldır affetmediğim biri var hemde çok yakınımdan sayılır ama son nefesimi verene kadar asla ve asla ne hakkımı helal ederim nede affeder 2 çift laf ederim :!:

böyle konuşma güzel kardeşim hele ölene kadar affetmem deme..küslükler ve dargınlıklar kötü şeylerdir..İnşaAllah birgün affedp barışırsın

,iftiranın ne kadar büyük günah olduğunu bilmeyen bi şuursuz insanla ne muhhattap olurum nede yüzüne bakarım  nede hakkımı helal ederim ablacım :wink:

[İsra]

Ama insanız bazen affademediğimiz kimseler oluyor bunlarda çok sevip değer vermediğimiz kişiler oluyor..Affedememizin nedenide onlardan ummayacağımız davranışlada bulunmalarıdır..

İsra kardeşim bence tam tersi, aksine çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişiler bu davranışları yaptı ise unutulmuyor.

bende aynı şeyi söyledim himmet kardeşim sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişiler..

Tabikide affetmek Allah'a mahsustur..

demek istediğim  sevdiğiniz ve değer verdiğinzi bir kişiyi hayatınızdan çıkaracak kadar affedemediğiniz biri oldu mu

[Himmet]

bende aynı şeyi söyledim himmet kardeşim sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişiler..

Tabikide affetmek Allah'a mahsustur..

demek istediğim  sevdiğiniz ve değer verdiğinzi bir kişiyi hayatınızdan çıkaracak kadar affedemediğiniz biri oldu mu

Mealesef evet kardeşim. :oops:

[armonya]

hiç kimse yok benim en sevdiğim özelliğimdir kin tutmam ve çabuk unuturum kötülükleri.. :)

[müteallim]

benim tamı tamına 5 yıldır affetmediğim biri var hemde çok yakınımdan sayılır ama son nefesimi verene kadar asla ve asla ne hakkımı helal ederim nede affeder 2 çift laf ederim :!:

dünyada iken af et ve hakkini hell eyle.zira onunla helellasmak icin mahserde bir dakika beklemenin zorkugunu hic düsündünmü.ya birde o senden sonra gelirse.ya birde o cehenneme giderse mahserin sikintisindan onu nasil bekleyeceksin.

[duha]

benim tamı tamına 5 yıldır affetmediğim biri var hemde çok yakınımdan sayılır ama son nefesimi verene kadar asla ve asla ne hakkımı helal ederim nede affeder 2 çift laf ederim :!:

dünyada iken af et ve hakkini hell eyle.zira onunla helellasmak icin mahserde bir dakika beklemenin zorkugunu hic düsündünmü.ya birde o senden sonra gelirse.ya birde o cehenneme giderse mahserin sikintisindan onu nasil bekleyeceksin.

Hocam gelipte dese bana beni affet (haşa affetmek Allah'a mahsusutur)özür dilerse hakkını helal et derse başım üstüne ama yalnızca bu dünya için ama öbür dünyada asla ve asla hakkım onan helal değildir :wink:

[müteallim]

استعيذ بالله : الذين ينفقون فى السراء والضراء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس و الله يحب المحسنين

قال رسول الله (صلعم) : ان من خياركم احسنكم اخلاقا


İnsanların, Allah'ın rızasına muvafık bir hayat yaşayıp dünya ve ahirette saadet ve selamete kavuşmaları için gönderilen Din-i Celil-i İslam; iman, amel ve ihlas olmak üzere üç cüzden mürekkeptir.

Hz. Üstazımız (k.s.) bu hususu şu sözleriyle ifade etmişlerdir: " Yine malumları olsun ki  Dini Celil-i İslam üç cüzden mürekkeptir.

Bunlar İlim, amel ve ihlas'tan ibarettir. Bu üç cüzden her biri tahakkuk etmedikçe İslam'ın kemali tahakkuk eylemez. Ne zaman ki İslam tahakkuk eder, rızay-ı Bârî hâsıl olur. Rızay-ı Mevla ise bütün dünyevi ve uhrevi saadetlere kefildir."

Bu cüzlerin kendisinde tahakkuk ettiği bir insanın sahip olacağı mühim hususiyetlerden biri de güzel ahlaktır. Ahlâk-ı hamîde sebebiyle insanın elde edeceği iyi haller, kazanacağı güzellikler, yapacağı güzel fiiller sayılamayacak kadar çoktur.

Çünkü ahlakını güzelleştiren bir insandan sadır olan fiiller de elbette güzel olur. Mesela güzel ahlak sahibi mü'minlerin, bu hususiyetleri sebebiyle elde edecekleri bazı güzel meziyetler,  Âl-i İmran Suresi'nin 134. ayet-i kerimesi'nde şöyle ifade olunmaktadır: "O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik sahibi olanları sever."

Büyük alimlerimizden Kâdı Iyaz Hz. güzel ahlakın insanlarla güzel geçinmek, onlara kendini sevdirmek, merhamet etmek, verdikleri sıkıntılara katlanmak, yaptıkları kötülüklere sabretmek, kibirlenmemek, şiddet göstermemek, öfkelenmemek ve azarlamamak olduğunu söylemiştir.

Netice olarak ahlak-ı hamide ile ahlaklanmak ve kâmil manada mü'min olabilmek,  "ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim"  buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sünnetine sarılmak ve nûr-i Muhammedî ile alakadar olmakla mümkündür. Bu sebeple ilim ve maneviyat yolunun yolcularına düşen, eldeki fırsatı iyi değerlendirip bu hususta pirânın himmet ve teveccühlerine sığınarak gayret göstermektir.

[duha]

abi gelipte dese bana beni affet (haşa affetmek Allah'a mahsusutur)özür dilerse hakkını helal et derse başım üstüne ama yalnızca bu dünya için ama öbür dünyada asla ve asla hakkım onan helal değildir :wink:

استعيذ بالله : الذين ينفقون فى السراء والضراء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس و الله يحب المحسنين

قال رسول الله (صلعم) : ان من خياركم احسنكم اخلاقا


İnsanların, Allah'ın rızasına muvafık bir hayat yaşayıp dünya ve ahirette saadet ve selamete kavuşmaları için gönderilen Din-i Celil-i İslam; iman, amel ve ihlas olmak üzere üç cüzden mürekkeptir. Hz. Üstazımız (k.s.) bu hususu şu sözleriyle ifade etmişlerdir: “ Yine malumları olsun ki  Dini Celil-i İslam üç cüzden mürekkeptir. Bunlar İlim, amel ve ihlas’tan ibarettir. Bu üç cüzden her biri tahakkuk etmedikçe İslam’ın kemali tahakkuk eylemez. Ne zaman ki İslam tahakkuk eder, rızay-ı Bârî hâsıl olur. Rızay-ı Mevla ise bütün dünyevi ve uhrevi saadetlere kefildir.”
Bu cüzlerin kendisinde tahakkuk ettiği bir insanın sahip olacağı mühim hususiyetlerden biri de güzel ahlaktır. Ahlâk-ı hamîde sebebiyle insanın elde edeceği iyi haller, kazanacağı güzellikler, yapacağı güzel fiiller sayılamayacak kadar çoktur. Çünkü ahlakını güzelleştiren bir insandan sadır olan fiiller de elbette güzel olur. Mesela güzel ahlak sahibi mü'minlerin, bu hususiyetleri sebebiyle elde edecekleri bazı güzel meziyetler,  Âl-i İmran Suresi’nin 134. ayet-i kerimesi’nde şöyle ifade olunmaktadır: "O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik sahibi olanları sever.”
Büyük alimlerimizden Kâdı Iyaz Hz. güzel ahlakın insanlarla güzel geçinmek, onlara kendini sevdirmek, merhamet etmek, verdikleri sıkıntılara katlanmak, yaptıkları kötülüklere sabretmek, kibirlenmemek, şiddet göstermemek, öfkelenmemek ve azarlamamak olduğunu söylemiştir.
Netice olarak ahlak-ı hamide ile ahlaklanmak ve kâmil manada mü'min olabilmek,  "ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim"  buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sünnetine sarılmak ve nûr-i Muhammedî ile alakadar olmakla mümkündür. Bu sebeple ilim ve maneviyat yolunun yolcularına düşen, eldeki fırsatı iyi değerlendirip bu hususta pirânın himmet ve teveccühlerine sığınarak gayret göstermektir.

Rabbim herkeze böyle bir ahlak nasip etsin,yalnız karşındaki kişi ahkalsız olunca vede yaptığı hatanın üstüne hata ekliyince insana dayanmıyor yani senden gerçekten tanısan sabır taşı olsa çatlar cinsinden biri olduğuna kannat getirirdin ben ne yaparsa yapsın susutum susumyada devam edicem Allah rızası için ve eminimki kimsenin hakkı kimsede kalmaz elbet ahirette hakkımı alıcam...