Cariyenin Aşkı ve Sultan Selim Han

Başlatan ihvan, 07 Mart 2010, 15:39:59

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ihvan

Cariyenin Aşkı ve Sultan Selim Han
Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor. Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye... Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir. Lâkin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısı, diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır:
Derdi olan neylesin?”
Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:
Derdi neyse söylesin.”
Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye, kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
“Korkuyorsa neylesin?”
Akşam olur. Halife çadıra döner. Kâğıdı okur ve cevabı yazar:
“Hiç korkmasın söylesin.”
Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han "Buyurunuz, sizi dinliyorum" deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle: "Efendim...” der. “Cariyeniz... Size..." ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır. Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
“GERÇEK AŞKI ŞU CARİYEDEN ÖĞRENİN. ZİRA ÂŞIK, MÂŞUKUNUN YOLUNDA OLUR VE O YOLDA ÖLÜR.”
BİZLERDE Allah ‘ Ü TEALA (c.c) AŞIK OLUR VE ONUN YOLUNDA ÖLÜRÜZ İNŞA Allah

ayzerresi

Alıntı yapılan: ihvan - 07 Mart 2010, 15:39:59

“GERÇEK AŞKI ŞU CARİYEDEN ÖĞRENİN. ZİRA ÂŞIK, MÂŞUKUNUN YOLUNDA OLUR VE O YOLDA ÖLÜR.”
BİZLERDE Allah ‘ Ü TEALA (c.c) AŞIK OLUR VE ONUN YOLUNDA ÖLÜRÜZ İNŞA Allah


teşekkürler kardeşim...
"Ben BeN" DiYeReK sÖzE bAşLaMa nE oLuRsUn...
" bEn BeN "DeDiKçE sEn YoK oLuRsUn....

ihvan

Alıntı yapılan: ayzerresi - 07 Mart 2010, 16:45:08
Alıntı yapılan: ihvan - 07 Mart 2010, 15:39:59

“GERÇEK AŞKI ŞU CARİYEDEN ÖĞRENİN. ZİRA ÂŞIK, MÂŞUKUNUN YOLUNDA OLUR VE O YOLDA ÖLÜR.”
BİZLERDE Allah ‘ Ü TEALA (c.c) AŞIK OLUR VE ONUN YOLUNDA ÖLÜRÜZ İNŞA Allah


teşekkürler kardeşim...
..bizdende efendim.

12Eylül

bu aşk belki onlarınmış ama Allah hakiki aşkı bize yaşatsın..........
viyanada abdest alıp cin seddi üzerinde namaz  kılan tüm osmanlı torunlarına selam olsun!!!!!!!!!

telecafe

Güzel ve ibretamiz bir kissa paylasimicin tesekkürler efendim.

Leyla ile mecnunun aski destan oldu dillere.
Asli ile kerem daglari delerek ulasti nice illere.
Ask-i zahiriden bi-haber olan gönül sahibleri,
Ask-i manevinin lezzetini taddiramaz dillere.

selam,sevgi ve saygilar efendim.

Ne_Farkeder


Günbatımı

Alıntı yapılan: ihvan - 07 Mart 2010, 15:39:59
...
ÂŞIK, MÂŞUKUNUN YOLUNDA OLUR VE O YOLDA ÖLÜR."
BİZLERDE Allah ' Ü TEALA (c.c) AŞIK OLUR VE ONUN YOLUNDA ÖLÜRÜZ İNŞA Allah


Amin... Allah c.c. razı olsun, güzel paylaşım...

Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

osmanlı-torunu

Bir meşaiyyun var, bir de işrakiyyun var.
           İşrakiyyun: Önce inanıyor, sonra hikmetini araştırıyor. Meşaiyyun bunun zıddıdır. Kainatı inceler Allah’ı bulur. Bizim
      sûfî mezhebimiz işrakiyyun üzerine kurulmuştur. Zahirilerle  farkımız; biz cevizin içini, onlar kabuğunu yerler.

ihvan

şu kıssayı okuduktan sonra.yorumumda olsun bari...böyle sevgilere can kurban.............

suden

bu hadiseyi pek muhterem bi abiden dinlemiştim .tekrar etdim ve yine çok etkilendim.
ellerinize sağlık.
said,cennetlik kişidir.başkasından ibret alandır.
şaki,cehennemlik kişidir.BAŞKASINA İBRET OLANDIR.

mardin

ihvan güzel bir yazıydı eline saglık.
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

melmir

Alıntı yapılan: OSMANLI TORUNU - 07 Mart 2010, 19:07:02
bu aşk belki onlarınmış ama Allah hakiki aşkı bize yaşatsın..........
Amin Amin Amine Ya Muin

Hic duymamistim bu hadiseyi . Allah razi olsun
Yüzüne gülenler yüzde yüz yalandir
Menfaat kaygisi falan filandir
Cebin delik ise vermezler bir yudum su
Bos ver kardesim gecer dünya malidir bu...

ihvan

cümleten teşekkür ederim.ecdadın,aşkı nı rabbim arttısın bizlerde

sakincan

zamane aşk sevdalılarına ibret olacak kadar mükemmel bir örnek..

ikinc, kelimede aşk. üçüncü de elveda..
Bu akşam gül koydum yastığımın kenarına...
belki gelirsin rüyama...
benim için olmaz bilirim.......
gülün hatırına..

azizistanbul


Felsefede Romantik Hareketler

19. yüzyılda Alman düşünürler felsefeyi bir doğa felsefesi ve sanat felsefesi olarak tanımlamışlardır. Romantizm; akılcı eleştiriden çok, canlı hatta bilinçdışı yaratma adı verilen öncelikle dikkat çeken felsefi bir uyarlanışı dile getirir. Önemli ya da önemsiz birçok düşünür romantik olarak kabul edilebilir; ama felsefede romantik olguyu en yetkin biçimde Novalis ve Schelling dile getirmiştir; şair yanı daha ağır basan Novalis, eserlerini tamamlayamadan genç yaşta ölmüştür; Schelling ise metafizikçi ve sistematiktir.

Romantik düşünce aydınlanmacı ideallerin ve onların dayanağı olan kuramsal konumların ilk eleştirisini ortaya koyan düşünce biçimidir. Bu felsefe, büyük ölçüde Kant felsefesinden kaynaklanır.

Doğa ve doğallaşma romantik düşüncenin temel önermeleridir. Romantizm farklı yerlerde farklı konumlarda ortaya çıkar. İngiltere'de daha çok bir estetik teorisi ve pratiği, Fransa'da bir sosyal tepki ve yeni bir toplumsal sözleşme arayışı, Almanya'da bir felsefe ve düşünce hareketi olarak kendisine yer bulur.

İnsan kavrayışı noktasında aydınlamacıktan temel olarak ayrılır. İnsan her zaman belirli bir gelenek, bir kültür ve bir yaşama biçimi içine doğar; doğarken elbette tüm doğal varlıklar gibi çıplaktır, sonradan giyinir ve bu giyinme ile insanlaşır. İnsanlaşma bu anlamda insanın kendi doğasına yabancılaşması, doğal bir varlık olmaktan uzaklaşıp yapaylaşmasıdır.

Romantizm kuramsal soyutlamalara ve akılın aşkın bir konuma getirilmesine derin bir kuşkuyla yaklaşır. Rasyonel analiz yerini sezgisel ve duyusal olana bırakır. Bilim yerine estetiksel ve yaratıcı coşku öne çıkarılır. İnsanı doğanın bir parçası olarak ele almıştır. Bu anlamda romantizm muhafazakar fakat gerçekçi bir düşünce olarak konumlanır.



fasülye kardeşimin romantizim kelimesini  yukarıdaki tarif ile örtüştürmeye gerek yok . Romantizm günlük kullanımda aşka dair  veya  aşıkların incelikleri  anlamında kullanıldığı için çok yadırganılcak bir kelime olduğunu düşünmüyorum.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ