Gönderen Konu: Sahrada Esinti  (Okunma sayısı 44668 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Ynt: Sahrada Esinti
« Yanıtla #75 : 30 Aralık 2009, 03:47:48 »

Çok teşekkür ederim güzel yorumlarınız için :)
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
“İnşirah İnşirah İnşirah Ya Rab”....
« Yanıtla #76 : 30 Aralık 2009, 03:52:28 »


Bitene ağıt yakılmaz,
Bitene hesap sorulmaz,
Bitene soru da sorulmaz....

En basitinden, en sadesinden ve en yalnızından yaşamak en güzeli hayatı....
Zira her bir kalabalık ardından ıssız bir yalnızlığı,
Her bir tebessüm ardından bir ağlayışı getirecekse neden bunca kaybolup, yitişler ?
Dostlara, aileye, eşe, sevgiye tutunup, sonunda “yalnızlığın ıssız telâşında” kaybolmaksa tüm bunların bedeli; neden, niçin diye sorar durursun kendine...

Neden hep ben?
Neden verilen bunca emek?
Neden yine yine yine ben?...

Bitmiyor dünyanın telâşı ve bitmiyor bakkal defteri misâl biriken hesabların dürülecek zamanı...
Hep birşeylerin hesabında, hep birşeylerin telâşında ıskalayıp, yanımızdan geçen hayatın sessiz izleyicileri gibiyiz şimdi...

Bir gün o göremediğimiz, yanından geçip, gittiğimiz o hayat bize de “elveda” dediği vakit; tüm o vazgeçişlerin, kayboluşların, yitirişlerin, hesabların altında yıkıntıdan bir kefene bürünecek ve durun bile demeye fırsat kalmadan terkedip, gideceğiz...

Yaşanan ömre bazen sığdıramazsınız onca hayâli...
Ve o onca hayâlin peşinde sürükleyemezsiniz bu mecâlsiz bedeni...

Gidenlere güle güle,
Gelenlere merhaba,
Hayata ise devam diyebilecek kadar umut olsun her daim kalbinizde...
Bu güneş ile ıssınan ıssız kentinizin sokakları,
Elbet birgün o beklenenlerin vuslatında ferâha erecek, hikmetini bilemediğiniz nedenler ve niçinlerin sırrına ereceksiniz...

 “Kalbim ağrıyor” dedi minik bir yürek annesine,

Annesi:
"Ver küçüğüm ellerini,
Ağrıyan kalbe deva, o ellerini açıp, dua etmendir" dedi...

Açtı ellerini minik yürek, ağrıyan kalbe tek deva; dua dedi tekrar ederek...

Ve açtı gönlünü Âlemlerin Rabbine:
“İnşirah İnşirah İnşirah Ya Rab”....

Reşhâ Sahradaesinti
« Son Düzenleme: 30 Aralık 2009, 11:26:32 Gönderen: Reşhâ Sahradaesinti »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Kabe-i Muazzama'da Bir Bayram Sabahı
« Yanıtla #77 : 18 Kasım 2010, 04:16:02 »
<a href="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=7826470" target="_blank" rel="noopener noreferrer" class="bbc_link bbc_flash_disabled new_win">http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=7826470</a>

Vakit seher vakti.. Vakitlerin en şereflisi.. Bir sabah ki sabahların en saadetlisi, heyecanların en güzeli... Mekke-i Mükerreme'de bir bayram sabahı... Uykuyu unutan, çocuk sevinci ile günü bekleyen kuş gibi çırpınan bir yürek... Ve tam o anda minarelerden yükselen tekbir sesleri... Gözlere dolan sevinç gözyaşları, kalbleri saran mutluluk rüzgârı... Allahu Ekber!

Teşrik tekbirlerinin mana ve mahiyetini bu mukaddes şehirde nasıl anlıyor insan. Kâinatın merkezi bu şehir ve o merkezin kalbine koşar adım gidiyor tüm müslümanlar. Zira Kâbe-i Muazzama'da yaşanan bayram hiç bir bayrama benzemiyor. Her yerde bir sevinç yumağı, her gözde uhuvvet bağı. Hangi milletten hangi ülkeden olduğunun ne önemi var!


Şimdi şu anda şu safta işte sen müslüman kardeşim, seninle aynı safta yürek yüreğe bu mukaddes kelimleri kainatın merkezinde dillendirebilme lütfuna nail olmuşuz. Bunun şükrünü eda edebilmeye kelimeler kifayet eder mi? Hangi satırlar anlatabilir o muhteşem anların sevincini.

 

Önce kılınan sabah namazı ve namazın ardından başlayan bayramlaşma fasılları. Ve ardı sıra minik ellerden sana ikram edilen hurmalar, şekerler ve kahveler... Mescid-i Haram'ın avlusundasın ve cennettin bir köşesinde dünyadan çok uzaklarda huzuru solumanın zirvesinde hamdu sena ediyorsun Rabbine...

 

Ve minarelerden yükselen tekbirler! Bayram namazını beklerken kainatın merkezinin kalbinde yüreğin titreyerek dinliyorsun minarelerden kainata yayılan tekbir seslerini.

 

Şimdi duysun, şimdi sussun, şimdi uyansın kainat hayatın anlamına.




Bu nimeti yaşatan Rabbimize hamdü senalar olsun. Rabbim cümle müslümana bu güzelliği nasib eylesin.

(amin)


Reşhâ Sahradaesinti
« Son Düzenleme: 18 Kasım 2010, 04:36:10 Gönderen: Reşhâ Sahradaesinti »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı sehle

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 331
Ynt: Sahrada Esinti
« Yanıtla #78 : 18 Kasım 2010, 13:42:38 »
Şerefli bir vakitte ve şerefli bir mekandan
Muazzam bir esinti......
Dediğiniz gibi,Reşhâ Sahradaesinti
Rabbim bu güzelliği nasib edip cümlemize
O,saadeti tattırsın.Amin...
Allah razı olsun Bayram hediyesi oldu :)
الَهى انت مقصودى ورضاك مطلوبى

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Ynt: Sahrada Esinti
« Yanıtla #79 : 26 Kasım 2010, 03:51:19 »
Cümlemizden razı olsun sehle kardeşim :)
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Mescid-i Nebevî'de bir seher vaktinde Mavi Marmara sohbeti
« Yanıtla #80 : 26 Kasım 2010, 04:02:19 »


Mescid-i Nebevî'de bir seher vaktinde Mavi Marmara sohbeti

Medine-i Münevvere'de bir seher vakti... Herşeyden uzak, huzuru tüm hücrelerinizde hissettiğiniz en şerefli vakitlerdesiniz.

Sağınızda ve solunuzda onlarca farklı dilden, farklı renkten müslüman kardeşiniz... Sözlerin tükendiği yerde yardımınıza gönül dili yetişiyor ve siz kelimelerle anlatamadığınızı gözlerinizle, gönlünüzle anlatabiliyorsunuz. Seher vaktinin sabahla buluşmasını beklediğiniz bir vakitte bir ses ile irkiliyorsunuz. Yanınızda konuşan kardeşinizin dilini anlamakta zorluk çektiğiniz sırada gönül dili yetişiyor imdadınıza ve sabah namazı vaktini sorduğunu anlayarak sorusunu yanıtlıyorsunuz.

Ardından kardeşinize soruyorsunuz hangi ülkedensin? Sizin Arabça sormanıza karşın o kendi dili ile yanıtlıyor ve Moritanya diyor ve ekliyor biliyor musun o ülkeyi?

Evet biliyorum dediğinizde, şaşırıyor. Muhabbet ilerliyor ama o kardeşinizin dili ile... Peki o dili biliyor musunuz? Hayır. Peki nasıl anlayaşabiliyorsunuz?Gönül dili ile...

Sizi soruyor neredensiniz diye? Türkiye'den geliyorum dediğinizde gözleri parlıyor kardeşinizin.

O gemide diyor, hani Filistinlilere yardım götüren o gemide bizim de ülkemizden insanlar vardı, onların bir kısmı şehit oldu, bazısı kayıp...

Ve devam ediyor anlatmaya kendi dili ile. Takdirlerini sıralıyor yine. Şaşkınlık, sevinç ve tebrikler birbirini kovalıyor. Onlar şehit inşaAllah kardeşim diyorsunuz. Hüzün ve mutluluğun birbirine karıştığı ifade edilesi zor bir anı yaşıyorsunuz. Ama kardeşinizin gözlerindeki o sevinci hiç unutamıyorsunuz, o heyecanlı anlatışını. Bir gemi ve o geminin dünyadaki yankıları... Ümmet olmanın azameti, ümmet olmanın tarife sığmaz anlamını yeniden yaşıyorsunuz.

Nereden nereye diyorsunuz kendi kendinize. Nereden nereye...

Sonra kardeşiniz devam ediyor elindeki Kur'an- Kerim'i okumaya.. Sure-i Yusuf'u okuyor ve okurken yüzünde bir tebessüm... O masum tebessümü ile onu geceye teslim ediyorsunuz...

Medine-i Münevvere'nin nur ikliminde aydınlanan bir geceyi sabaha teslim ederken; ümmet olmanın azîm anlamını bir kez daha anlıyorsunuz.

İman ve İslam nimeti için Alemlerin Rabbine hamdü senalar olsun.

Reşhâ Sahradaesinti


Fotoğraf Kaynak: MadinahVision.com
« Son Düzenleme: 26 Kasım 2010, 04:10:14 Gönderen: Reşhâ Sahradaesinti »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Kalbim son kez atsın secde yerinde
« Yanıtla #81 : 03 Aralık 2010, 05:03:10 »


(Bir cuma gününde yaşanmış gerçek bir hadisedir.)


Kalbim son kez atsın secde yerinde


Gözlerim uzağa bakamaz artık
Hülyalar gerçeğin çok ötesinde
Vazgeçtim dünyadan kaldırmam artık
Aşınsada alnım secde yerinde

Gönlüme hazanlar değmesin artık
Baharı yaşarken kış mevsiminde
Senin sevdalınım ben yak beni artık
Kalbim son kez atsın secde yerinde


Ömer Karaoğlu


...


Günlerin en şereflisinde, vakitlerin en kıymetlisinde Rabbinin beytindesin.

Ve belkide kulluğunun zirvesinde olduğun secdede yaptığın dua idi Rabbine kavuşmak.

Bir cuma vaktinde yürekler Kâbe-i Muazzama'ya akarken, iki vuslata birden garkolacağından habersiz bir genç yürüyor...

Hayatının baharında bir mum gibi yanan yüreği ile Hak rızasına adamak için ömrünü hayatının belki dönüm noktasına gelmişken, vuslatın o büyük müjdesine ereceğinden belki haberli belki habersiz yürüyor bir genç yürek Kâbe-i Muazzama'ya  ...



Hutbede dinlerken imamı ne düşündü, gönlünde nasıl bir dua vardı bilinmez...

Hutbe bitti ve müminler tek bir saf, tek bir yürek Kâbe-i Muazzama'ya yöneldi. Gönlü secdede, Rabbinin huzurunda namaza durdu müminler...


Namaz, müminin miracıdır. Namaz müminin vuslatıdır. Namaz hem vuslat hem miraçtır ve bazen de kulluğunla eridiğin, kulluğun zirvesine, hakiki anlamına vardığın andır...


Şimdi secdede bir genç yürek, secdeden kalkan diğer yüreklere inat o hala secdede...

Ve yine herkes secdeye yönelirken, yine o secdede... Ve yine kalkarken başlar secdeden, o genç yürek yine secdede...

Selam ile biten namazın nihayetinde anlaşılıyor ki; genç yürek secdede Rabbine vuslatın hakiki anlamını bulmuş, secdede son kez atan kalbi ile Rabbine kavuşmuş...




Reşhâ Sahradaesinti
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
Ynt: Sahrada Esinti
« Yanıtla #82 : 05 Aralık 2010, 21:02:22 »
teşekkür ederiz
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...