Gönderen Konu: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!  (Okunma sayısı 58707 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fazıl14

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1339
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #75 : 13 Ocak 2011, 18:50:57 »

Abdestsiz yere basmayan ecdadımızı kendi fantazilerine alet eden SOYSUZLARA yazıklar olsun...
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

Çevrimdışı iniz_hay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 176
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #76 : 13 Ocak 2011, 20:30:01 »
son dakika  ajanslar:
Çakma Padişah Hal-it ERGENÇ'in ayağı kırıldı
13 Ocak 2011 Perşembe, 18:29 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu - Ottoman Empire tarafından eklendi

ayak bileğinde kırık var
Dizi çekimleri için kılıç dersi alan Halit Ergenç ayağını burktu. Hemen hastaneye kaldırılan Ergenç’in ayak bileğinde kırık tespit edildi.
Yapım şirketi yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre Ergenç’in sağlık durumu MR çekimi sonrası netleşecek.
 Kaynak: Ajanslar
facebooktan alıntı

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
NTV'de Osmanoğlu rahatsızlığı
« Yanıtla #77 : 14 Ocak 2011, 04:42:03 »
NTV'de Banu Güven'in konuğu olan Osmanoğlu torunlarından Adile N. Osmanoğlu Tars, Muhteşem Yüzyıl'ı tartıştı. Dizinin Osmanlı'nın imajına büyük darbe vurduğu sözleri sunucu ile konuğu sık sık karşı karşıya getirdi.

Muhteşem Yüzyıl tartışmasında yeni boyut. NTV’de Banu Güven’in programına konuk olan Adile M. Osmanoğlu Tars, dizinin Osmanlı’nın imajına büyük darbe vurduğunu savundu. Program sunucusu Güven ise konuğunu konuşturmamak için elinden geleni yaptı.

Padişahın aşkından önemli şeyler olduğun söyleyen Adile Osmanoğlu Tars, filmde Sultan Süleyman’ın çok garip şekilde gösterildiğini söyledi. Banu Güven’in ‘Siz tarihçi değilsiniz’ sözü üzerine Tars, “Evet tarihçi değilim ama Osmanlı’da bir padişah hiçbir zaman böyle acayip acayip şeyler yapmazdı.” Dedi. Tars, bizim ailemizde de birtakım şeyler konuşulurdu, biz Padişah’ın ulaşılmaz bir noktada olduğunu biliyoruz. Filmin içinde öyle bir hale gelmiş öyle bir laubalilik yapılmış ki Sultan Süleyman bahçelerde dolaşan sıradan bir insan haline getirilmiş. Bu Meral hanımın hayal dünyasıdır” dedi.

Banu Güven’in Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede dizi ile görüşlerini sorduğunu hatırlatması üzerine Osmanoğlu’nun gülmesi Banu Güven’i rahatsız etti. Güven, “Eğer sizin eleştirileriniz bir belgesele olsa idi ben buna hiç itiraz etmem görüşlerinize saygı duyardım. Ama bu bir film.” Dedi. Güven, “ Sizin atalarınızdan söz ediyoruz. Ailenizden ve yüzyıllarca öncesinden söz ediyoruz. Ancak bu kişilikler tüm topluma mal olmuş kişilikler.” Sözü üzerine Osmanoğlu Tars, “ Size öyle gözüküyor. O kişinin sizlere de faydası oldu. Dünya bu insanlara saygı ile karşılıyordu. Siz böylesine saygı duyulan bir imajı kalkıp böyle yapamazsınız.” Dedi.

Banu Güven, şehzade ile ilişkilerinin böyle yaşandığına ilişkin sözlerine ise Osmanoğlu, “ O da doğru değil, Benim babam, babaanmem Ayşe Sultan ile birlikte oturmak istediğinde dahi böyle bir laubalilik yoktu. “ dedi.

Banu Güven, bunu bir tarih kitabında okuduğunda veya bir film veya belgeselde görüldüğünde farklı değerlendirilmesi gerektiğini söylemesi üzerine Osmanoğlu Tars “ O zaman başka şahıslar kullanılsaydı. Osmanoğlu’nun adı kullanılmasaydı Hayali bir fantezi yapılsaydı” dedi. Banu Güven, “Aile içinde herkes sizin gibi mi düşünüyor” sözü üzerine Osmanloğu Tars “Aklı başında bütün aile böyle düşünür” dedi. Banu Güven, ailenin bir başka ferdi olan Roksan hanımın diziyi onayladığı şeklindeki sözlerine ise Osmanoğlu Tars “ Hayır yine yanılıyorsunuz. O da benim gibi düşünüyor. Onu da ekranlara emrivaki bir şekilde getirdiniz. Can Dündar’ın karşısına öyle çıkardınız. “ dedi. Osmanoğlu Tars, Roksan’a “Dizinin fragmanı gösterildi ve Roksan, diziyi görmeden bir şey söyleyemem dediğini anlattı. Orsanoğlu Tars, Roksan’ın kanala başka bir konu için çağrıldığını ve programda başka sorular yöneltildiğini söyledi.

Banu Güven, Sultan Süleyman’ın 16. Yüzyılda yaşadığını ve harem hayatını bir kurgu içinde televizyonlara taşındığını dile getirirken Osmanoğlu Tars, “Bizim insanımız henüz böyle bir kurguya hazır değil. İnsanlar olayların böyle olduğuna inanıyor. “ dedi. Banu Güven, ‘İnsanların neye hazır olup olmadığını neye dayanarak söylüyorsunuz Böyle olmadığına inanalar da var ” sözü üzerine Osmanoğlu Tars “Maalesef bunun böyle olduğuna inanan insanlar var. Bu konulara özel dikkat isteyen konular var. Daha önce Hürrem Sultan’ı da yapmak istediler ve başarısız oldular.

Banu Güven, programın sonuna geldiğini söyledi ancak cevap alamadığı konular olduğunu belirterek “ Osmanlı padişanları çok eşli olması bir gerçek mi değil mi” dedi. Osmanoğlu Tars, “Onların çok eşli olduğunu herkes biliyordu. O dönemin şartlarını bugün ile mukayese edemezsiniz. Çok eşli olması beni rahatsız etmiyor. Çünkü artık böyle değil” dedi.

Osmanoğlu Tarzi, “Bir şey yapılacaksa adam gibi başından itibaren doğru şekilde ortaya konsun herkes gizlenen saklanan şeyleri daha iyi görür” sözü üzerine Banu Güven’in şimdi bitirmem gerekiyor dediği program daha sonra Sultan Abdulhamit’e ve tazminatta yaşananlara geldi.

haber 7
« Son Düzenleme: 14 Ocak 2011, 04:45:14 Gönderen: İsra »

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #78 : 15 Ocak 2011, 17:04:57 »
Alıntı
NTV'de Banu Güven'in konuğu olan Osmanoğlu torunlarından Adile N. Osmanoğlu Tars, Muhteşem Yüzyıl'ı tartıştı. Dizinin Osmanlı'nın imajına büyük darbe vurduğu sözleri sunucu ile konuğu sık sık karşı karşıya getirdi.

O programda Banu Güven'in yüzündeki ifade de bile hayır yoktu  zaten.Hiçbir  şey söylemese de yüzünde "ben Osmanlı'dan nefret ediyorum" imajı vardı.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Prof.Dr Ahmet Akgündüz'ün Diziyle İlgili Görüşleri
« Yanıtla #79 : 15 Ocak 2011, 18:24:23 »
Muhteşem Yüzyıldizisiyle yeniden alevlenen Osmanlı da Haremtartışmalarına, bu başlıkla bir kitabı bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katkı yaptı.

Akgündüz, “Harem konusunda asıl üzüldüğümüz nokta, ülkemizde yetişen Cumhuriyet dönemi yazarlarının da, belgelere dayalı ilmî araştırma yapmak yerine, yabancı yazarları aratmayacak şekilde ve onların yazdıklarını yahut çizdiklerini aynen taklit ederek yazılar kaleme almalarıdır. Bunların hemen hemen tamamı, doğru olmayan bilgilerdir.” dedi. Hürem Sultan’ın bugünkü ilahiyatçılara taş çıkaracak bilgiye sahip olduğunu kaydeden Akgündüz, “cariyelerle halvet” konusuna da açıklık getirdi. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Cihan Haber Ajansı’na verdiği mülakatta ‘Muhteşem yüzyıl’ dizisiyle yeniden gündeme gelen tartışmaları değerlendirdi. Osmanlı’da saray hayatının Batıdakilerle karıştırıldığını ifade eden Akgündüz, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef Türkiye’de televizyon dizileri, sanatçılar, romancılar ya da basın mensupları Osmanlı’yı değerlendirirken Batıdaki tarzlara bakarak değerlendirme yapıyorlar. Harem ile ilgili Batı’da ya da Türkiye’de yapılan müstehcen yayınların hiçbiri doğru ya da orijinal değil. Bunlar Batılı ressamların vs. hayal ürünleridir.” Osmanlı sarayında hareme padişahın ailesi ve hizmetçiler dışında kimsenin girmediğini vurgulayan Akgündüz, “Tanzimat dönemine yani 1839 yılına kadar hiçbir Batılı ve gayrimüslim buraya girmemiştir… Tamamen kendi krallarının veya kendi toplumlarındaki gayrimeşru işleri nakleden insanlara nasıl inanabilirsiniz. Bunlara göre Haremi nasıl değerlendirebilirsiniz?” diye sordu.

KANUNİ’NİN ÖMRÜNÜN YARISI SEFERDE GEÇTİ

Osmanlı Devleti’nde 46 sene padişahlık yapan Kanuni Sultan Süleyman’ın 20’ye yakın büyük sefere çıktığını hatırlatan Ahmet Akgündüz, şunları söyledi: “Ömrünün üçte biri zaten İstanbul dışında, seferlerde geçti. Geriye kalan kısımda ise büyük tarihçiler ve şeyhülislamlar ile sohbetler ettiğini, onlar ile müzakerelerde bulunduğunu, tarih kitapları bize anlatıyor. Padişah da bir insandır. Akşam da hanımı ile beraber olması gayet normaldir. Kaldı ki nikâhlı hanımları arasında adalete riayet etmesi de dini bir görevdir. Ancak Osmanlı padişahlarının eşlerine çok az zaman ayırdığını çok rahatlıkla söyleyebilirim.” Kanuni’nin edebiyatçı yönüne dikkat çeken Akgündüz, “Ömrünün yarısı cephede geçen bu padişah Muhibbi adıyla önemli bir divan kaleme alacak kadar alim.” dedi. Kanuni’nin vefat ettikten sonra kabrine Ebu’s-Suud Efendi’den aldığı fetvaların konulması talimatını verdiğini hatırlatan Akgündüz, “Şayet Cenab-ı Allah hesap sorar ise ‘Ben fetvasını aldım Yarabbi’ diyeceğini söylüyor. Böyle bir insanın gayri İslami bir hayat yaşaması mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

BU TÜR DİZİLER KAFA KARIŞTIRMA OPERASYONU

Son dönemde Türk gençliğinin, tarihini doğru olarak öğrenmeye yöneldiğini vurgulayan Prof. Akgündüz, dizideki sanatçıları suçlamadığını; fakat bu tür projelere yatırım yapan insanlarda iyi niyet aramadığını söyledi. Ahmet Akgündüz, “Bu gibi diziler, son zamanlarda Türk gençliğinin Osmanlı’yı doğru öğrenmesine karşı başlatılan bir kafa karıştırma projesidir.” Birden fazla hanımla aynı anda münasebetin İslam’a aykırı olduğunu ve padişahın da bu tür alemler düzenlemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Akgündüz, “Bu İslam’a da hakarettir. Osmanlı’ya da hakarettir. Zihinleri de bozmak için müthiş bir kasıt vardır. Bu kastı filmi çevirenlerde aramıyorum. Çünkü onların bir kısmının hayatı böyle. Bu diziyi yönetenlerde ve yayınlayanlarda çok ciddi manada bir kasıt hissediyorum.” ifadelerini kullandı.

HAREM, PADİŞAHIN DİLEDİĞİ KADINLA YATMASI İÇİN DÜZENLENMİŞ BİR KURUM DEĞİL

Batılı yazarların nasıl meseleyi çarpıttıklarını , 1960’lı yıllarda Harem’in restorasyonunda görev alan tarihçi Robert Anhegger’ın eşi Mualla Anhegger’ın anlattığını ifade eden Akgündüz, şu ifadeleri aktardı: “Haremin Avrupalıların yüzyıllarca yazıp çizdiği ile hiçbir alakası olmadığını fark ettim. Harem padişahın dilediği kadınla yatması için düzenlenmiş bir kurum değil. Mimarisi bile buna göre düzenlenmemiş. Padişahın cariyeleri görebilmesi ve aralarından birini seçebilmesi mümkün değil. Kapılar, daireler, geçişler buna göre planlanmamış. Cariyeler 25 kişilik koğuşlarda yatıyor, üst katta yatan kalfaların sıkı denetimi söz konusu. Padişahın annesi kendi bölümünde, padişahın kadınları kendi bölümlerinde, padişah ise kendi dairesinde. “ Ahmet Akgündüz, Batı’da yaygın olarak rastlanan ve özellikle padişahın süt banyosu yaptığını, çırılçıplak cariyelerin ortasında poz verdiğini gösteren resimlerin de tamamen hayal ürünü olduğunun altını çizdi.

EN FAZLA 4 CARİYE İLE NİKÂH KIYILABİLİR

Prof. Ahmet Akgündüz, padişahların ‘çok eşliliği’ ve cariyelerle halveti konusuna ise şöyle açıklık getirdi: “Bir padişah, veya siz, isteseniz İslam’a göre, İslam hukukuna göre bir cariye ile de nikah kıyabilirsiniz. Nikah kıydığınız an, o cariye sizin hanımız olur. Nikah kıydığınız cariyelerin sayısı dördü geçemez. Bu önemli bir hukuki statü. Şayet bir çocuğu olur ise o cariyeyi hür hale getirmek mecburiyetindesiniz.” Akgündüz, harem mektebine alınan cariyelerin zekâlarına, ahlaklarına ve güzelliklerine göre, evvela haremin hizmetçi statüsündeki grubu olan cariye, kalfa ve ustalar makamlarına ve sonra da Padişahlar tarafından seçilmeleri halinde Padişah ile karı koca hayatı yaşayan gözde, ikbal, kadın efendi ve neticede valide sultan payelerine kadar yükselme imkânlarına kavuşabildiğini anlattı. Akgündüz, sarayda sayıları bazı dönemler 500’e kadar ulaşan cariyelerin çok büyük bir kısmının hizmetçi grubundan olduğunu dile getirdi.

HÜRREM SULTAN, BUGÜNKÜ İLAHİYATÇILARA TAŞ ÇIKARACAK BİLGİYE SAHİPTİ

Prof. Akgündüz, Hürrem Sultan konusunda bazı yanlış anlaşılmaları giderecek şu değerlendirmeyi yaptı: “İster Ukraynalı olsun, ister bir kısım tarihçilerin iddia ettiği gibi İtalyan olsun. Aslı ne olur ise olsun. Osmanlı Devleti’nin haremine alınan ve İslami bir manevi terbiyeden geçen çok kıymetli bir hanımefendi. Ben bu hanımefendinin birkaç tane “aşk mektubu” diye tabir edilen mektuplarını da yayımladım. Bir mektubunda şunu diyor: “Efendi, Hoca Sadettin Efendi’nin eserini okuyorum. Bu gece birinci cildi bitirmek istiyorum. Bu gün teravih namazına gelemeyeceğim.” Ben şunu açıkça ifade edeyim ki bu eserin bir iki sayfasını bir iki saat içinde çözebilecek çok az ilahiyat profesörü var. Bunu üzülerek ifade ediyorum. Yani Hürrem Sultan da böylesine bir kültürlü hanımefendidir. Ancak onun da bir insan olduğunu ve hırslı bir kadın olması hasebiyle Sadrazam Rüstem Paşa ile birlikte oğlu Selim’in padişah olması için bazı siyasi oyunlara girdiğini de görmezlikten gelemeyiz.”

Çevrimdışı Emir-ül Bahr

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 231
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #80 : 16 Ocak 2011, 14:10:47 »
Muhteşem Yüzyıldizisiyle yeniden alevlenen Osmanlı da Haremtartışmalarına, bu başlıkla bir kitabı bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katkı yaptı.


Haber için teşekkürler Fatihan kardeşim. Osmanlı'nın ıstılah paralayarak tartışma konusu haline getirilen değerlerini tam anlamıyla bilmeyenler, tanımak isteyenler mutlaka büyük tarihçi Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün kitaplarını okumalı. "Blinmeyen Osmanlı" ile başlayabilirsiniz. Neyin ne olduğunu bilmeliyizki yapılan saldırılara göğüs gerebilelim hakkımızı müdafaa edebilelim...
Gönlünün idrakını duyacaksın
Gönlünü şiirlere, sazlara söyleteceksin
Bütün bunlara söyletemeyecek sırların varsa
Susacaksın...

Hz. Mevlana

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #81 : 16 Ocak 2011, 14:56:12 »
Neyin ne olduğunu bilmeliyizki yapılan saldırılara göğüs gerebilelim hakkımızı müdafaa edebilelim...

Kesinlikle haklısınız, zaten en büyük sorunumuz da o.Tarihimizi iyi bilmemek.Bugün dinden diyanetten çok da uzak olmayan bazı insanlarımız bile haremde zevk-ü safa yapıldığını zannediyor.Bugünlerde televizyonlara çıkan hanedan mensubu bazı torunlar bile bizzat öz dedelerinin tarihini-tarihimizi adamakıllı savunamıyorlar.Ya bilmiyorlar ya da yıllarca yurtdışında yaşamak zorunda kaldıkları için Türkçelerinin bozuk olmasından dolayı bildikleri doğruları aktaramıyorlar maalesef.
Biz tarihimizi iyi bilmezsek ona adamakıllı sahip çıkamayız.Böyle olunca da bu çirkef dizi de olduğu gibi herkes kafasına göre fantezi yapar, senaryo yazar.


Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #82 : 16 Ocak 2011, 23:44:19 »
Bizim garip bir huyumuz var. Birileri bize vurmadan kendimize gelmiyoruz. Ayağımıza vurulunca ayağımızın, elimize vurulunca elimizin farkına varıyoruz. Türbana hakaret edilince türbana sahip çıkıyoruz. Tarihimize hakaret edilince tarihimize sahip çıkıyoruz. Mahallemizdeki camimizi taşlamaya gelseler, hepimiz camiye koşup orayı korumaya gideriz. Ancak camimiz taşlanmadığı için, sadece Cuma namazlarında uğruyoruz camiye!

Elimde kesin bir istatistik yok ama, Kanuni Sultan Süleyman’a hakaret edilen dizi yayınlanmaya başladıktan sonra, Kanuni’nin hayatını anlatan kitaplar daha çok satılmaya başlayacaktır. Bizim kendi değerlerimize sahip çıkmamız için, illa birilerinin bize vurması mı gerek?

Son yıllarda çekilen birkaç film veya dizi dışında, Türk sinemasında yıllardır çekilen filmlerde gösterilen imam karakteri, medya sektöründe hakim olan zihniyetin dine ve dindara bakış açısını göstermek için yeterlidir aslında. Mahallenin en adi, en karaktersiz, en üçkağıtçı adamları olarak imamlar gösterildi yıllarca.

Hayatı boyunca hiçbir imamla oturup kalkmamış birçok insan, bu filimler yüzünden imam düşmanı oldular. Ezan Türkçe okutulsa camiye gidecekmiş gibi, “Ezanlar Türkçe okunsun!” diyen solcu kesim bu filmlerle yetişmiş zihniyetler.  Gerçi bunların dertleri ne İmam ne Ezan, ne de Cami… İslam dinine olan düşmanlıklarını açıkça ifade edemedikleri için kıvırıyorlar..

Muhteşem olanı anlamak, bir bakış açısıdır!

Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaristleri, yapımcıları benim inandığım dine inanmak zorunda değil. Dizinin senaristi benim Osmanlı’ya baktığım gibi bakmak zorunda değil tarihimize. Diziyi kaleme alanların beyni kafataslarının altında değil, bacaklarının arasında olabilir. Malum, beyni bacak arasında olan insanın başka şeye kafası çalışmaz!

Muhteşem Yüzyıl dizisinin senaristi Meral Okay’ın hayata bakışı, diziyi çekme mantığını göstermesi açısından yeterlidir. 20 Eylül 1959 tarihinde Ankara‘da doğmuş.  12 Eylül döneminde Türkiye İşçi Partisi üyesi ve işyeri temsilcisiymiş. Bu bayanın Osmanlı’yı öven bir dizi senaryosu yazmasını beklemek, papazdan cami inşaatına destek beklemekten farksızdır. Osmanlı’nın dünya hakimiyetini anlamak, bir bakış açısıdır.

Basit bir internet taramasıyla Kanuni hakkında bulabileceğiniz en temel bilgiler bile, Kanuni dönemi ile ilgili dizi çeken birisinin “harem” odaklı senaryosuna kızar, “Bu nasıl bir mantık!” diye kızar insan.

Avrupalıların “Muhteşem” dedikleri Süleyman Han, babasından devraldığı 6.557.000 km2 Osmanlı toprağını, yaptığı fetihlerle 14.893.000 km2 ye ulaştırdı. Bulunduğu yüzyıl, dünya tarihine Türk asrı olarak geçti. Bu asırda her sahada dahi devlet ve ilim adamları yetişti. Nitekim Sadrazamı İbrahim Paşa, Lütfi Paşa, Sokullu Mehmed Paşa; Şeyhülislamı Kemalpaşazade, Ebüssü’ud Efendi, şair Baki, Fuzuli, sanatkarı Mimar Sinan; Kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa olan bir devletin padişahı Kanuni olurdu.

Bu gerçeklere rağmen Kanuni dönemini “Harem” merkezli anlatmaya çalışmak, Yunan gözüyle Osmanlı’ya düşman olmaktan farksızdır. 

Şeytana küfür etmek ibadet değildir!

Bir haftadır mail adresime gelen yazıların yarısına yakını bu diziyi protesto amaçlı. Osmanlı’ya olan hassasiyetimizin ve tarihi misyonumuza bu kadar sahip çıkma refleksimiz beni sevindiriyor elbette. Herkes kadar bende kınıyorum böyle bir mantığı. 

Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, “Muhteşem Süleyman!” adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum… Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.

Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye zaman bulamayanlar, şeytanı güldürürler.

 

Sait ÇAMLICA

Çevrimdışı zeberced

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 193
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #83 : 16 Ocak 2011, 23:55:31 »
Güzel yazmis Sait Camlica

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #84 : 17 Ocak 2011, 02:50:17 »
Alıntı
Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, �Muhteşem Süleyman!� adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum� Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.

Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye zaman bulamayanlar, şeytanı güldürürler.


müdhis
acitici
tam 12'den
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #85 : 17 Ocak 2011, 18:09:38 »
... Ancak Muhteşem yüzyıl dizisini çekenleri, yayınlayanları kınadığımdan daha çok, “Muhteşem Süleyman!” adlı bir diziye senaryo yazamayanları, adam gibi bir dizi çekemeyenleri kınıyorum… Dindarlardan topladıkları paralarla kurulan televizyon kanallarında sürekli Şaban filmleri yayınlayanları, Müzik programı dışında program üretemeyenleri kınıyorum.
...

 &))
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #86 : 17 Ocak 2011, 18:33:20 »
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #87 : 17 Ocak 2011, 20:49:11 »
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.

Sanırım "Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer vardır" sözü tam yerinde olacak! :)

Bence de, en azından Osmanlı gündemde, bu sayede bilinmeyen gerçekler de açıklanıyor ama yine de gerçeklere gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayanlar da çok maalesef...

Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Show TV Rezilliğine Tepkisiz Kalmayın!
« Yanıtla #88 : 17 Ocak 2011, 22:14:02 »
Muhteşem yuzyıl dizisini çekenlere takdirlerimi sunuyorum.

Osmanlıyı bize yanlış tanıtacak bir projeye imza atarak , osmanlının gece gündüz tüm televizyon programlarında tartışılmasına ve dindar bildiğimiz insanların bile cariye dinde yoktur diyecek kadar cahil olduğu günümüzde en azından bu cahil  insanların  osmanlıyı daha iyi tanımalarına fırsat veriyor diye düşünüyorum.

Dizi yanlış mı yanlışlarla dolu orası başka. Düzgün olanını da biz yapalım.

Siyaseten de konuyu ele alacak olursak; malum Türkiye dış dünyada artık hep Yeni Osmanlı olarak lanse edilmeye başlandı.Bu bizim elimizle mi oluyor yoksa birileri özellikle dış dünyada bu konuyu gündemde mi tutuyor bilemiyoruz ama Muhteşem YY vb diziler bu "birilerinin" planlarının bir parçasıysa bu süreç içerisinde oluşacak bilgi kirliliğine çok dikkat etmek gerekiyor.Çünkü dizi tek değil, İstanbul Kültür başkenti etkinlikleri kapsamında da büyük fonlar ayrılarak bazı filmler çekildi ama fazla rağbet görmedi.
Osmanlının gündemde tutulması, tartışılması güzel ama inşAllah tarihi iyi bilenler daha etkili olurlar bu süreçte.Yoksa düşünceleri değiştiremiyorsan zihinleri bulandır politikası daha berbat.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Kanuni'den Ferman
« Yanıtla #89 : 18 Ocak 2011, 00:40:09 »
Kanuni'den Ferman

Duyduk duymadık demeyin!

Devlet-i Ali’nin mirasyedileri ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından bir kısım medya – enformasyon ve bilahare dedikodu mesleği ile uğraşan kimseler, Osmanlı ailesi üyeleri hakkında üzerilerine vazife olmayan konularda ahkâm keserlermiş.

Ki! Bizim adımıza; geçmişine saygı ve edebin derdine düşen vatandaşlarımız ise; hakkımızdaki bu düşünce ve tasviri ekranlar için günün devletlûlarına bu işe bir el atmalarını ve hakkımızdaki yakıştırmaları, bize yakıştıramadıkları gibi söz konusu kişileri edebe davet etmişler.

Bunun üzerine günün devletlûları, söz konusu hakkımızdaki tasviri ekran ve mahremiyete saldırı için, uyarı cezası vermiş.

Cezanın gerekçesinde ise; 'yayınlar toplumun milli-manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmamalı' hükmünün ihlali çerçevesinde imiş.

Lakin şahsımızca, diziyi yapanların milli-manevi değer yargıları konusunda hassasiyetlerinin var olduğunu ve Türk aile yapısına çok da ehemmiyet verdiklerini söyleyebilmek mümkün değildir.

Çünkü dizinin merkezinde olan şahıs olarak, özel hayatım adına mahremiyet dairemin;  bazen bir mavi gözlü Bizans prensi, bazen bir Hint prensi, bazen de keloğlan masallarından çıkmış hükümdar kılığıyla temsil edilmesi, ancak bunu yapanların tarih bilgileri ve insani çapları hakkında bir fikir verebilir.

Ki! Bu diziyi yapanların savunmasında olayların ‘kurgu’ olduğunu savunarak işin içinden çıkabilmeleri için, dizide hem adımı, hem ailemi, hem de tarihi şahsiyetleri isim isim kullanmamalı gerektir.

Ayrıca 46 yıllık iktidar dönemimizdeki savaşlar, olaylar, fetihlerden öte; sadece yatak sahneleriyle adımız ve şanımız üzerinden kar etmek isteyenlerin reyting cinliklerinin yanında fikir ucuzluğunu gösterir.

Şahsım adına yapılan bu densizliği; ‘geçmez akçe sahibine gerek’ ve ‘herkes kendine yakışanı yapar’ düsturu ile konuyu tarihçilere havale eder, elmas veya yakutun üstüne dökülen balçıktan dolayı değerini kaybetmediğini cümle âlem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına duyururum.

Bizler yalan dünyada iken Bizans kahpeliğini canlı canlı yaşamış biri olarak; şimdi arkamızdan yapılanlara ancak tebessüm ederiz. Gönlünüz ferah olsun.

Kanuni

Mazhar MUTAFOĞLU
〰〰〰〰🐠