Çayın Faydalar ve Zararları

Başlatan sıddık-birgüvi, 03 Şubat 2006, 03:25:27

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tuğra

 
İyi bir çay içmek için 3 ana etken olduğunu belirten Zekai Sarıavcı, çay yapmanın püf noktasını da açıkladı.



Türkiye'de en çok tüketilen içeceklerden çayın ağız tadıyla içilmesi için üç temel etkenin olması gerektiğini dile getiren Çay-Kur Bölge Müdürü Zekai Sarıavcı, özellikle çayın kalitesinin çok önemli olduğunu belirtti.

Piyasada çok miktarda kalitesiz çay bulunduğunu dile getiren Sarıavcı, bu tür çayların damak tadını bozduğunu vurguladı. Kalitesiz çayın, damak tadını bozmakla kalmadığını vurgulayan Sarıavcı, insan sağlığının da kalitesiz çaylardan payını aldığını ifade etti.

Bunların, ucuz olduğu için tercih edildiğini de belirten Sarıavcı, "Aslında vatandaşımız bilmeyerek daha fazla para veriyor ve istediği damak tadında da çay içemiyor. Yani hem maddi olarak zarar görüyor hemde sağlık açısından zarara uğruyor.

Çünki ucuz 1 kilogramlık çay paketinin yarısı çay atığı, lif, çay tozu falan, geriye kalan yarısı çay otu. Bundan dolayı vatandaşlar ağız tadıyla bir bardak çay içmek istiyorsa kaliteli bir çay tercih etmeliler." dedi. Kendisinin bazen kahvehanelere giderek çay içtiğini dile getiren Sarıavcı, çayın kalitesini aldığı ilk yudumda anladığını dile getirdi.

Çayın tadının güzel olması ve iyi demlenmesi için suyun kireçsiz ve arındırılmış olmasının da önemli ölçüde etki ettiğini söyleyen Sarıavcı, suyun iyi olması ile çayın tadını daha iyi hissettirdiğinin altını çizdi. Porselen demlikte çay demlenmesini tavsiye eden Sarıavcı, porselen demlik olmaması halinde krom demliğin alternatif olarak kullanılabileceğini söyledi.

Kaynamış su üzerine bir bardak çay için bir tatlı kaşığı çay otu ölçüsüyle çay demlenmesi gerektiğini ifade eden Sarıavcı, çay yapmanın tarifini şöyle yaptı:

"Maalesef çay ölçüsü pek dikkate alınmadan çay demleniyor. Evet çayı çok tüketiyoruz ama çay demlemeyi pek az insan biliyor. Göz kararı ile veya kendi belirlediği ölçüyle demliğe çay otu atılıp üzerine kaynamış su ekleniyor.

Fakat böyle olmamalı. Taze kaynamış suya bir bardak çay için bir tatlı kaşığı çay otu atılarak çay demlenmeli. Daha sonra kaynayan suyun üzerine konan çay 15 dakika dinlendirilmeli. Bu süreden sonra tavsiyemiz demlenen çayın 20-30 dakikada tüketilmesidir. Çünkü, daha fazla bekleyince çayın tadında bozulmalar olabiliyor."

(CİHAN)
〰〰〰〰🐠

Tuğra


ÇAYKUR Genel Müdürü Ekrem Yüce, dünyadaki çeşitli kaynaklardan gıda zincirine giren radyoaktivite ile mukayese edildiğinde ne çay, ne bölge, ne de bölgedeki diğer ürünlerin tehdit altında olduğunu bildirdi.



Yüce, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde yazılı ve görsel basında tartışılan ''Türk çayında radyoaktivite'' konusu ve konuyu gündeme taşıyıp tartışan kişilerin son derece düşündürücü olduğunu belirtti.

Türkiye'de bu konudaki otoritenin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) olmasına rağmen konunun uzmanı kurum ve araştırma kuruluşları yerine bu konuda hiçbir eğitimi ve bilimsel geçmişi olmayan bir takım kişilerin kamuoyunu yanılttığını savunan Yüce, şunları kaydetti:

''Ülkemiz ve bölgemiz açısından stratejik öneme sahip olan çayın bilimsel desteği olmayan dedikodularla karalanmaya çalışılmasının, kısa ve uzun vadede kimlere çıkar sağlayacağı ve ülkemize, özellikle bölge insanına neler kaybettireceği çok iyi hesap edilmelidir.

ÇAYKUR bugün olduğu gibi geçmişte de her konuda sorumluluk bilinci içerisinde üzerine düşeni yapmıştır. Çernobil nükleer santralindeki patlamanın ardından TAEK ile temasa geçerek çalışmaları başlatmıştır. Bölgede TAEK tarafından başlatılan çalışmalar bitki, toprak ve insan üzerinde yapılmış, 2000 yılı dahil yapılan çalışma ve taramalarda insan sağlığını tehdit eden bir durum olmadığı sonucuna varılarak çalışma tamamlanmıştır.''

Yüce, Avrupa Birliği'nin Çernobil sonrası ithalat koşullarının süt ürünlerinde 370 Bq/litre, diğer gıdalar için ise 600 Bq/litre olduğunu bildirerek, şöyle devam eti:

''TAEK ülke çapında çay ve çay toprakları dahil her bölgeden rutin olarak toprak ve gıda maddeleri numuneleri almakta ve ölçüm yapmaktadır. Herhangi bir ürün veya bölge toprağı ile ilgili tehlikeli bir değer tespit edildiğinde bakanlığı bilgilendirme zorunluluğu vardır. Halen tüm diğer gıdalarda ve bölgelerdeki değerlere paralel olarak çay ve çay toprakları ile ilgili de herhangi bir olumsuz sonuç tespit edilmemiştir.

Dünyadaki çeşitli kaynaklardan gıda zincirine giren radyoaktivite ile mukayese edildiğinde ne çay, ne bölgemiz, ne de bölgedeki diğer ürünlerimiz tehdit altındadır. Son yıllarda Türk çayı pestisid kalıntısı içermemesi sebebi ile en güvenli çay olarak dünyada kendine yer edinmeye başlamışken milli ürünümüzü karalamanın hangi amaca hizmet ettiğini anlamak mümkün değildir. Bunun için gerekli hukuki işlemler yapılacaktır.''

AA
〰〰〰〰🐠

Tuğra




Günde 8 bardak siyah çay içmenin beynin daha hızlı çalışmasını sağlıyor ve ömrü uzatıyor...

İngiliz uzmanların yaptığı araştırma günde 8 bardak siyah çay içmenin beynin daha hızlı çalışmasını sağladığını ve ömrü uzattığını ortaya çıkardı

Uzmanlar şöyle dedi: "Aşırı kafein kullanımı sağlığı olumsuz etkiliyor. Ancak günde 8 bardak çayı aşmayan kafein dozu özel ve iş hayatını olumlu yönde etkiliyor, ayrıca ömrü uzatıyor. Çocuklar da her gün çay tüketmeli. Fakat onlar için 2 bardak yeterli."

İnternet Haber
〰〰〰〰🐠

Tuğra

 
"Türk çayının dünyada organik çay olarak takdim edilmesini istiyoruz. Türk çayı dendiğinde organik çayın akla gelmesini istiyoruz''



Çaykur, bu yıl ilk defa ürettiği ve kısa bir süre sonra piyasaya çıkaracağı organik çayı, başkentte düzenlenecek ''Rize Tanıtım Günleri''nde vatandaşların beğenisine sunacak.

Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce 3 yıl önce bölge bazında organik çay üretmek için çalışmalara başladıklarını belirterek, ''Hemşin, Muratlı ve Borçka'yı pilot bölge olarak belirledik. Ardından Hemşin'de uygulamaya başladık.

Bir sertifikasyon firmasının gözetiminde, ÇAYKUR'un kontrolünde sözleşmeli müstahsil çalışmalarına başladık. Şu anda bin civarında anlaşmalı müstahsilimiz var. Çalışmanın parsel bazında değil, havza bazında yapılmış olması çok önemli '' dedi.

Hemşin'de 2008 yılında yapımına başlanan organik çay fabrikasının geçen yıl faaliyete geçtiğini ifade eden Yüce, ''Faaliyete geçen fabrikada yine geçen yıl sonunda ilk organik yaş çay yaprağını işlemeye başladık. Gerçekten çok güzel organik çay elde ettik. Fabrikamızda son derece güzel, hijyenik şartlara uygun bir şekilde üretim yapıldı. Bundan dolayı birey olarak da kurum olarak da çok mutluyum'' diye konuştu.

Çay sektöründe tüketiciler bazında eğilim çalışmalarını sürekli yaptırdıklarını, bu çalışmalar sonucunda her geçen gün organik ürünlere karşı talebin arttığını vurgulayan Yüce, şunları söyledi:''Çayın organik ürünler kapsamında tüketici portföyünde yer alması için çalışmalarımızı tamamladık. Bugün dünyada organik çay üreten ülkeler ve üretilen miktar çok sınırlı.

Dünyada 3 milyon 600 bin ton civarında kuru çay üretilmesine rağmen sadece 5-10 bin ton civarında organik çay üretiliyor. Bu da oldukça  sınırlı olduğunu gösteriyor. Ama organik çaya talep her geçen gün artıyor. Bölgemizin organik çay alanında diğer ülkelere göre iklim, toprak yapısı, hastalık bakımından pek çok avantajı var. Bunları değerlendirerek, hem ülkemiz için hem de ihraç etmek amacıyla organik çay piyasaya sunma çalışmasında son aşamaya geldik.''
         
Paket tasarım çalışmaların da tamamladıklarını ifade eden Yüce, ''Organik Rize Çayı' ve 'Organik Hemşin Çayı' adlarını verdiğimiz iki ayrı paket yapımı ile ilgili ilgili ihaleyi yaptık. Bu ay sonunda organik çayımızı piyasaya sunmayı planlıyoruz. Ayrıca bir de teneke kutu olarak piyasaya sunacağız'' dedi.

Organik çayın, önce başkent Ankara'da bugün başlayacak ''Rize Turizm Tanıtım ve Çay Günleri''nde vatandaşların beğenisine sunulacağını kaydeden Yüce, ''Vatandaşlarımız ilk olarak organik çayı burada tadabilirler. Daha sonra da ülke geneline dağıtımını yapacağız. Paket organik çayı bu ayın sonunda, tekene organik çayı da gelecek ayın ortalarında vatandaşlarımızın beğenisine sunacağız'' diye konuştu.

İlerleyen yıllarda hayalinin ülkede sadece belirli havzada değil, tüm çaylık alanlarda organik tarım yapılması olduğunu dile getiren Yüce, ''Bölgemizin yapısı buna müsait. Dünyada da buna talep var. Bu talebi karşılayabilmek için çalışmalıyız. Türk çayının dünyada organik çay olarak takdim edilmesini istiyoruz. Türk çayı dendiğinde organik çayın akla gelmesini istiyoruz'' diye konuştu.

İyibilgi
〰〰〰〰🐠

Tuğra




Mide asidini çok fazla artırdığı belirtilen kaçak çayda reflü tehlikesi...

Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından halkı reflü (Mide asidinin yemek borusunda ve yukarısında yakıcı  etki ile ortaya çıkması) konusunda bilgilendirmek amacıyla donatılan 'reflü TIR'ı', 13 kentin ardından son durağı Diyarbakır'a gitti. Dİcle Üniversitesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı Öğretim  Üyesi Prof. Dr. Vedat Göral'ın yanı sıra 2 doktorun görev yaptığı reflü TIR'ında ücretsiz muayene yapıldığı ve ilaç verildiği  bilgisini  alanlar, araca akın etti.   

Kentin Dağkapı semtinde bulunan Galeria İş Merkezi önünde park eden TIR'da muaneye olanlardan durumu riskli görülenler, hastanelere sevk edildi.

Prof. Dr. Göral, reflü TIR'ının 14 ilde şu ana kadar yaklaşık 5 bin hastaya hizmet verdiğini belirterek,  özellikle Güneydoğu'da reflünün çok sık görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Göral, "Buna aşırı sigara içilmesi, bol  acılı , baharatlı ve yağlı yemekler ile alkol tüketimi yol açabiliyor. Bölgemizin birçok yerinde aşırı şekilde kaçak çay kullanımı mevcut.

Bu kaçak çaylara kimyasal boya maddesi katıldığı ileri sürülüyor. Kimyasal boya maddelerinin de kanser yaptığı biliniyor. Kaçak çay, mide asidini çok fazla arttırdığı için de reflüye yol açabiliyor. Aslında en güzeli yerli çaylardan içmek" diye konuştu. 

Aktif Haber
〰〰〰〰🐠

s*u*

bilgilendirdiğin için çok teşekkür ederim
günlük o kadar çok tüketiliyorki
zaten bizlerin vazgeçilmez bir içeceği
bu bilgileri öğrenmemiz çok iyi oldu saol...........
Gök kubbe altında yepyeni hiçbir fikir yoktur.En yeni fikir,eskibir fikrin yeni bir elbise giymişidir.....

Lika

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Tuğra


Bu çayların vücuda faydalarını saymakla bitmiyor.

http://www.iyilikguzellik.com/images/haber/1887.jpg
   
Adaçayı: Mide va bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Boğaz, bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir. Göğsü yumuşatır. Astımdaki sıkıntıları geçirir. İdrar ve ter söktürür. Banyo suyuna katılıp yıkanılırsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincanından fazla içilmemelidir.

Böğürtlen: Dikenli ve çalı görünümünde bir bitki. Ekilmemis yerlerde, çit, yol ve hendek kenarlarında çok bulunur.Meyva birçok meyvanın oluşturduğu bileşik küre biçimindedir. Kullanılan kısımları yaprakları ve çiçek tomurcuklarıdır. Yapraklar çiçek açmadan toplanır, gölgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabız edici özelliği olmakla beraber; diş etleri, bademcik ve boğaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanılmaktadır.

Dağçayı: Sideritis Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler

Ihlamur: Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır.Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır. Balla karıştırılıp içilirse mide ülserine faydalıdır. Kan dolaşımını düzenler.

Kuşburnu: Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

Melissa: Yapraklar yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sahiptir. Huzursuzluk ve sıkıntıları giderir. Hafıza zayıflığına faydalıdır. Baş dönmesi ve kulak çınlaması gibi şikayetleri keser. Hazımsızlık, baş ağrısı ve migrende de faydalıdır. Daha çok çay halinde kullanılır.

Nane: Yapraklari çay halinde yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, bulantıyı giderici olarak kullanılır. Bunun yanında çeşitli ilaçların terkibinde kullanıldığı gibi, yaprakları çiğ veya kurutulmuş olarak yemeklere konur. Nane esansı, çok miktarda zehir etkili olmasına karşılık az miktarı mide ağrılarına ve bulantılara karşı kullanılabilir. Nane uçucu yağı da oldukça fazla kullanılan bir yağdır.

Papatya: Çiçek durumu başları, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur.Çay halinde sabahları aç karnına bir bardak içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sahiptir. Basur memelerinde ağrı kesici, tedavi edici etkiye sahiptir. Boyar madde olarak da kullanılır.

Rezene: Gaz söktürücü ve süt artırıcıdır.

Salep: Öksürük ve bronşite faydalıdır. Reglin düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

Sinameki: Memleketimizde çok kullanılan müshil ilacıdır. Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.

iyilikgüzellik
〰〰〰〰🐠

müjde_ci

siyah çayı bir sevemiyorum ama babam sağolsun günde kaç kere demlediğimi bilmiyorum belki çayı sevmememin sebebi budur:)
ama yeşil çayları daha çok seviyorum
pırlantanın kıymetini hamal yükün kıymetini sarraf takdir edecekse pintiler zengin, arsızlar muteber,ciğersizler kahraman, başlar ayak,ayaklarda baş olmuş demektir

osmanlı

#84
Bu söyleyeceklerim ehemmiyetle 0rh(-) kan vasfına haiz olanlar içindir. (Tecrübelerim)

Çay ile beraber süt ürünleri gibi kalsiyum ihtiva eden ürünleri aynı anda veya yakın vakitte tüketmeyin. Çünki böbreğinizin taş yapma ihitmali    %80 civarındadır.Tüketiminde kan enzim edemediği için, kalsiyumoksalat türü taş ortaya çıkıyor. Oskalat ehemmiyetle çay ve kahvede çok fazla miktarda mevcuttur, diğer meşrubatlara nazaran. Malum süt ürünleri de kalsiyum deposudur. 2 defa taş aldırınca  araştırdım bu neticelere ulaştım.

Arkadaşlarımında çektiğim sıkıntıları çekmemeleri için paylaşmak istedim. v5))
Devrimci akıla sahip olanlar, luciferin yeni dünya düzenini yemezler...

Tuğra




Türk insanının vazgeçilmez içeceği olan çayın balla tatlandırılması durumunda antioksidan değerinin arttığını ortaya koydu

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nde yapılan bir araştırma, Türk insanının vazgeçilmez içeceği olan çayın balla tatlandırılması durumunda antioksidan değerinin arttığını ortaya koydu.

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çayın içeriğindeki polifenoller sayesinde güçlü bir antioksidan olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaptıkları araştırmada, diğer bir antioksidan kaynağı olan bal ile tatlandırıldığında ortaya çıkan etkiyi ölçtüklerini söyledi.

Birçok hastalığın oluşum ve gelişiminde risk azaltıcı etkisi olan antioksidan maddelerle ilgili yapılan araştırmada, Türk insanının çok sık tükettiği çayın içeriğindeki antioksidanların hangi koşullarda, nasıl etkilendiğini incelediklerini anlattı.

Balın bileşiminde de antioksidan özelliğe sahip polifenoller bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Boyacıoğlu, şöyle devam etti:

''Çay ve bal günlük yaşamımızın iki vazgeçilmez gıda maddesi. Araştırmamızda antioksidanca zengin bu iki gıda maddesinin bir arada kullanımının nasıl bir sonuç vereceğini görmek istedik. Çalışmada, sonuçları etkileme açısından fark yaratıp yaratmadığını görebilmek için çam balı, poliflora (karışık bölgelerden toplanmış), yöresel (Şemdinli) ve monoflora (ayçiçeği) olmak üzere 4 çeşit bal kullandık. Bu karışımı farklı sıcaklıklardaki içilmeye hazır çaylara karıştırdık.

Çaya bal ilavesinin yapıldığı farklı sıcaklıkların balın HMF (hidroksimetilfurfural) ve diastaz değerleri (doğal enzimler) üzerine etkileri de analiz edildi. Toplam fenolik madde içeriğinin balın çaya ilave edildiği bütün sıcaklık derecelerinde yükseldiği gözlemlendi. Bu artış yüzde 25-35 aralığında gerçekleşti.''

Benzer şekilde balın çaya ilave edildiği tüm sıcaklık derecelerinde toplam antioksidan kapasitesinde de artış gözlendiğini belirten Boyacıoğlu, ''Bu artış 70-90 derece aralığında ortalama yüzde 50 oranlarında gerçekleşti'' dedi.

Öte yandan Prof. Dr. Boyacıoğlu'nun yönettiği araştırma sonuçlarının İrlanda'da gerçekleştirilen EFFoST Gıda ve Sağlık Kongresi'nde de sunulduğu, katılımcılardan büyük ilgi gördüğü öğrenildi.

internethaber.com
〰〰〰〰🐠

Mücteba

Usulüne uygun demlenen çay berekettir, nurdur, feyizdir; piran aşıdır.

Tuğra

Çayınıza bol bol bal ekleyin!

Türk insanının vazgeçilmez içeceği olan çay ile ilgili yapılan bir araştırma tiryakilere ilaç gibi gelecek.

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nde yapılan bir araştırma, Türk insanının vazgeçilmez içeceği olan çayın balla tatlandırılması durumunda antioksidan değerinin arttığını ortaya koydu.

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çayın içeriğindeki polifenoller sayesinde güçlü bir antioksidan olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaptıkları araştırmada, diğer bir antioksidan kaynağı olan bal ile tatlandırıldığında ortaya çıkan etkiyi ölçtüklerini söyledi.

Birçok hastalığın oluşum ve gelişiminde risk azaltıcı etkisi olan antioksidan maddelerle ilgili yapılan araştırmada, Türk insanının çok sık tükettiği çayın içeriğindeki antioksidanların hangi koşullarda, nasıl etkilendiğini incelediklerini anlattı.

Balın bileşiminde de antioksidan özelliğe sahip polifenoller bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Boyacıoğlu, şöyle devam etti:

"Çay ve bal günlük yaşamımızın iki vazgeçilmez gıda maddesi. Araştırmamızda antioksidanca zengin bu iki gıda maddesinin bir arada kullanımının nasıl bir sonuç vereceğini görmek istedik.

Çalışmada, sonuçları etkileme açısından fark yaratıp yaratmadığını görebilmek için çam balı, poliflora (karışık bölgelerden toplanmış), yöresel (Şemdinli) ve monoflora (ayçiçeği) olmak üzere 4 çeşit bal kullandık. Bu karışımı farklı sıcaklıklardaki içilmeye hazır çaylara karıştırdık.

Çaya bal ilavesinin yapıldığı farklı sıcaklıkların balın HMF (hidroksimetilfurfural) ve diastaz değerleri (doğal enzimler) üzerine etkileri de analiz edildi. Toplam fenolik madde içeriğinin balın çaya ilave edildiği bütün sıcaklık derecelerinde yükseldiği gözlemlendi.

Bu artış yüzde 25-35 aralığında gerçekleşti." Benzer şekilde balın çaya ilave edildiği tüm sıcaklık derecelerinde toplam antioksidan kapasitesinde de artış gözlendiğini belirten Boyacıoğlu, "Bu artış 70-90 derece aralığında ortalama yüzde 50 oranlarında gerçekleşti" dedi. Öte yandan Prof. Dr. Boyacıoğlu'nun yönettiği araştırma sonuçlarının İrlanda'da gerçekleştirilen EFFoST Gıda ve Sağlık Kongresi'nde de sunulduğu, katılımcılardan büyük ilgi gördüğü öğrenildi.

(AA) 
〰〰〰〰🐠

Tuğra

NOT;Alerji hastaları balı en fazla bir çay kaşığı kullanmalı
〰〰〰〰🐠

mazhar

Bilgilendirme için teşekkür.Bildiğim kadarı ile,teçrübe ve doktor tavsiyesi, aşırı siyah çay kansızlık yapar.kansızlık şikayeti olanlar çay az içmelerinde fayda var.

Osmalı kardeşimizin de dediği gibi süt ve süt ürünlerin de kalsiyum oranı yüksek olduğu için,böbrek taşı üretme artışı olabiliyor.Böbrek taşı ile ilgili sorunu olanların süt ürünlerini azaltmasında fayda var.